Seçimden sonra çok kötü şeyler olacak!
Abone olSiyasetçi Mahmut Alınak'tan sarsıcı iddialar geldi: "Tahliye edilenler Hizbullahçı değil, seçimden sonra kötü şeyler olacak!"
İNTERNETHABER.COM - Eskİ DEP'li ve BDP üyesi Mahmut
Alınak'tan sarsıcı iddialar geldi: "Tahliye edilenler Hizbullah
üyeleri değil, kontgerillanın tetikçisi"...
Kontgerillanın hala faaliyette olduğunu savunan Alınak,
tahliye edilen kişilerin verilecek karar doğrultusunda silahı
almamlarının an meselesi olduğunu söyledi.
SEÇİMDEN SONRA KÖTÜ ŞEYLER OLACAK!
Alınak'ın iddiaları bunlarla da sınırlı değil. "Silahlar
şimdilik susmuş. Ama korkarım ki, seçimden sonra kötü şeyler
olacak" diye konuşan Kürt politikacı, dün gece NTV'de Banu Güven'in
sunduğu Artı programında soruları yanıtladı...
Bunu biraz açabilir misiniz? Ne olmasından endişe
ediyorsunuz?
Mesele çözümlenmeyecek. Gerçi Öcalan yaptığı açıklamalarda 'Ocak
ayında birtakım gelişmeler olabilir' dedi. Birtakım gazetecilerin
ismini vererek 'Şubat'ta görüşebilirim' diye konuştu. Ama ben Seyit
Rıza olayından bugüne geldiğimde, bütün bunların zaman
kaybettireceğini düşünüyorum. Devletin yetkili kurumlarının
Öcalan'la görüşerek, meseleyi ciddi bir şekilde çözme yönünde irade
koyduklarına inanmıyorum. Bu nedenle seçime kadar böyle gidecek.
Ama seçimden sonra hükümetin kurulması komisyonların kurulması onu
da 2 ay olarak hesaplarsanız seçimden sonra korkarım ki, savaş
yeniden patlayacak, yeniden cenazeler gelmeye başlayacak.
Sizce PKK'nın karşılıklı olarak silah bırakması için neler
konuşuluyor. Öcalan'ın yaklaşımı ile devletin yaklaşımının
buluştuğu herhangi bir nokta görüyor musunuz?
Ne yazık ki yok! Aslında Öcalan'ın istediği fazla bir şey yok.
Öcalan Kürt kimliğinin tanınması, anayasaya kürt sözcüğü olmasa
bile kürtler'i belirtilen genel anlamda birtakım eklemelerin
yapılması. Arkasından genel af ve Kürtler'i kültürel haklarıyla
ilgili birtakım hakların verilmesi.
Demokratik özerklik konusu...
Demokratik özerklik konusu tartışılabilir. Aslında demokratik
özerklik 1992'de kanun teklifi olarak TBMM'ye verilmişti. Hatta o
zaman Güneri Civaoğlu ve Ertuğrul Özkök, konuyla ilgili o zamanlar
ayrıntılı yazılar da yazmışlardı. Demokratik özerklikten korkmamak
lazım. Yani bölünme şu bu deniyor. Ben programınızı riske
etmek istemem, ancak bir kelime etmem gerekirse meselenin
handikaplarından birisi, bence en önemlisi hatta meselenin adının
yanlış konulmasıdır. Yanlış hatırlamıyorsam Mehmet Ali Birand'ın
bir makalesinden sonra bu mesele gündeme geldi. Biliyorsunuz Kürt
demek suçtu, Kürtler hapishanelere atılıyordu. Meselenin doğru
tanımlaması bu değildi. Mesele doğru konulsaydı, eminim ki, Türk
insanı ve kamuoyu daha farklı noktada olurdu. Daha bir dayanışmacı
ve enternasyonel boyutta olurdu. Ben dün bir panelde söyledim. Biz
artık hapise girmekten korkmuyoruz, ölmekten de korkmuyouz. Biz
sokaktaki vatandaştan korkuyoruz, çünkü meseleyi o noktaya
getirdiler.
CHP'NİN PROJESİ YOK
CHP'nin doğu bölgesi ve Kürtlerle ilgili bir projesi yok. CHP
liderlik koltuğunda oturan sayın Kılıçdaroğlu ne Kürt diyebiliyor
ne de Alevi. Benim aklımda kendisinin konuşmalarından kalan bir
projesi kalmadı. Benim aklımda Recep Bey kaldı. Dediğim gibi CHP
doğuda kendini genişletemez.
Bu konuda bir girişim olacak
Yok o girişimler güven vermez.
Hizbullah üyeleri serbest kaldı. Yargı
süreci birçok davada gerektiği sürede bitmediği için yürürlüğe
giren bir yasa sonucunda serbest kaldılar. Hizbullah üyelerinin
serbest kalması bölgede yeniden eski ortamı yaratır mı? Hizbullah
tek başına mıydı? Hizbullah'ı nasıl düşünmek
gerekiyor?
Mahmut Alınak'ın bu soruya verdiği
ürpertici yanıtı okumak için diğer sayfaya
geçiniz
Bence bu konuda bir kavram kargaşası sözkonusu. Çünkü Hizbullah
diye bir örgüt yok. Geçmişte de yoktu. Bugün tahliye edilen
insanlar Hizbullah üyesi falan değil. Bunlar aslında
kontrgerillanın tetikçileridir. Örneğin ben milletvekili iken
dönemin Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozaçıoğlu ile birçok
görüşmemiz oldu. Hayri Kozakçıoğlu açıkça kolluğa hakim olamadığını
söyledi. Kolluğunda; yani güvenlik güçlerinin de istila edildiğini
ima etti. Sonra döndük Batman Valisi'yle görüştük. Batman Valisi
çok açık bir şekilde PKK'ye karşı bir örgütlenme olduğunu söyledi
ve bu konuda yapabileceği hiçbir şeyin olmadığını belirtti.
Kimdi o dönemde Batman Valisi?
İsmini şu anda hatırlamıyorum. Tarih olarak çıkarılabilir.
Bugün tahliye olan kişiler tetikçi. Yani devlet içinde
örgütlü, hatta devleti işgal altında tutan, derin devlet denilen
kontrgerillanın tetikçileri. Bunların liderleri Hüseyin Velioğlu
idi. Hüseyin Velioğlu'nun öldürülmesiyle devletle olan direkt
bağlantısı kesildi, yani o köprü yıkıldı. Bunlar içeride tetikçi
olarak kaldılar. Daha çarpıcı bir şey söyleyeyim, bugünkü
tahliyeler öyle yasa, zaman, mahkememeselesi değil. Şimdi Adalet
Bakanı ve Yargıtay Başkanı laf yarıştırıyorlar ama durum hiç öyle
değil. Bu bir kontrgerilla faaliyetidir.
Kontrgerillanın faaliyeti sonucu bu şahıslar tahliye
edildiler. Google'a girin hangi davanın hangi aşamada
olduğunu bilirsiniz. Bu kadar zor değildi ki. Koskoca devlet A
şahsın davasını, B şahsının davasının ne zaman biteceğini bilmiyor
muydu? Bu tahliye edilen tetikçilerin birtakım eylemlere
bulaşıp-bulaşmayacağı kontgerillanın tamamen kararına bağlıdır.
Kontgerilla hala faaliyette. Bu çıkan silah ve mühimmatlar
kontregerillanın silahlarıdır...