Ramazan ayına girerken her sene hayallerim vardır bir türlü
gerçekleştiremediğim.
Gene bir Ramazan geldi, bu sefer hayal etmiş olduklarımı en
azından kaleme alırsam belki yapmamaktan utanırım diye
düşündüm.
Ve yazdıklarımı paylaşmak istedim…
Sabunla yıkamalı yüzü. Gözlerine kaçıp gözlerini yakmalı. Ki göz
pınarları açılsın.
Tadına vararak bir abdest. İşte yendim seni koca düşman.
Seccade yerdedir. Yer bir müminin anası gibidir. Toprağa yakın
durmalıdır mümin. Ayakları yere basmalıdır.
İçerisinin havası taze olmalıdır. Taptaze gece serinliği
okşamalıdır boynunu. Biraz havalandırmalı odayı. Zihin tazelenmeli
nefes tazelenmeli. Ruhum hazır mı? Kontrol et. Heyecanı yakala.
İsteksizlik olmasın. Heyecan var mı heyecan. Kalp atışlarını
hisset. Kendini hisset.
Kapa pencereyi. Seccaden seni çağırıyor mu? Dinle onu. Ses
veriyor mu kalbin.
Atmayan kalp ne işe yarar. Sormalı bunu sık sık kendine. Kalp
çarpıntıları iyidir. Ki bir kalp taşıdığımızı fark ettirir.
İşte bu secde anında bize son sözü kalp söyler. Söylemelidir.
Çünkü çıkılacak yolculuğun esas kahramanı kalptir. Kalp taşımayan
nice mümin haz alamaz secdeden.
Yolculuk başlamadan önce, en önce kalp hazır olmalıdır.
Kalbi teyakkuz halinde olmalıdır bir müminin. Her an hazır ve
nazır halde tüm duyargaları açık.
Yokla kalbini yokla. Teyakkuzda mısın? Rikkatle atar mı? Hikmeti
yitiği gibi arar durur mu? Söyle kendine.
Kendine itiraf etmekten korkma. Kendinin bildiği acizliğe
kendini ikna edemiyorsan dur ve bekle. Tekrar başa sar. Pişmanlık
nasıl gelişir hatırla.
Vicdanına giydirecek kılıf bulamazsın. Susturmaya çalışma boşuna
onu. İtiraf et ve kabul et büyüklendiğini, haramı makul gördüğünü.
Arınmak için hatalı olduğunu kabul etmelisin. Ve pişmanlıkla
yoğrulmuş bir gözyaşına ihtiyaç duymaktasın.
Pişman mısın? Seccaden gülümsemeye başladı mı? Çağrısını duyuyor
musun şimdi.
Çağrıyı yüreğine sücud ihtiyacını koyarak yaptı yaradan. İcabet
et.
Kapa ışığını, alıştı mı gözlerin karanlığa, secdegahını gördün
mü?
Tamam, kapa kapını. Söndü ışıklar. Bitti rüya. Uyanmak vaktidir
şu an. İnsanlar uykudadır bu dünyada. Rabbin karşısında uyku hali
yoktur oysa.
Haydi, Rab seni bekliyor. Huzura durmanı konuşmanı bekliyor.
Durma yürü. Haydi, boşalt zihnini.
Dünya unutmaya çalıştıkça zihnine hücum mu ediyor? İnsan
kaçtıklarından kovalanır, dur bekle. Meseleleri hallet bitir
zihninde. Ve sonra…
Kıyam et!
Yüreğin geliverdi mi ağzına, yok mu? Bekle, hisset azameti.
Allah en büyük…
Fatiha nasıl dökülüyor dudaklarından, söyledin mi rahmana;
“Rabbim yalnız sana ibadet eder ve yanız senden yardım
bekleriz.”
Ah rabbim ben nefsime ne zulmettim senden gayri yaşayarak. Ne
çok zulmettim kendime ben. Senin için atılması gereken adımlar
nerelere gitti
Ve işte geliyor rükû. O muhteşem kudretin karşısında eğildi mi
kibrin de enaniyetinde, benliğinde belin gibi eğilmediyse tekrar
rükû.
Değil midir ki rükû, müstekbirleşen letaifelerin, benliğin
kırılma eylemidir. Rükû et ve kurtul.
At yüklerini sırtından arın, arınmak vakti sana nasip olan
fırsatı değerlendir.
Rükû et. Huzurda eğil. Gözlerin secde yerinde olsun. Bütün
azaların sakinleşinceye dek dur. Hatta fazlaca dur ve övgülerini
sun rabbine, dua et.
Büklüm büklüm oldun mu rükûda. Rükû senin içindekileri
boşaltmaya hazırlığın bir önceki aşamalarından.
Birazdan en can alıcı noktasında rabbe en yakın olan yere
varmadan hemen önceki hazırlık.
Ve secdedesin; ömrünün Ramazan, ahiretinin bayram olması için
baş başa bırakıyorum nefsimi secdede…