Sami Selçuk'tan özgürlük dersi

Yargıtay Başkanı olduğu dönemde özgürlük ve demokrasiden yana konuşmalarıyla alkış toplayan Doç. Dr. Sami Selçuk, Özkaya’nın “Sınırsız din ve vicdan özgürlüğü isteyenlerle İslâmi devlet kurma heveslileri aynı amaçta birleşiyorlar” sözlerine Başbakan Erdoğan gibi tepki gösterdi. Vakit Gazetesi'ne çeşitli açıklamalarda bulunan Selçuk, “Özgürlüklerin sınırlarını devlet belirleyemez” diyor ve ekliyor: “Sadece dinle ilgili değil, bütün özgürlüklerle ilgili olarak da hiçkimse sınırsız özgürlük isteyemez. Hiç kimse ‘Kızılay’da çırılçıplak gezeceğim’ diyemez. Söylenen sözlerin buraya kadar olan kısmında bir yanlışlık yok. Benim kanaatimce bu durum herkesin bildiği bir gerçek. Geçen yılda buna benzer bir konuşma yapılmıştı. Ancak burada önemli olan konu, devletin özgürlükleri sınırlama yetkisinin olup olmadığıdır. Demokratik toplumlarda özgürlüklerin sınırlarını asla ve kat’a devlet belirlemez. AİHM’nin kararlarına göre özgürlüklerin sınırlarını demokratik toplumların gerekleri belirler. Demokratik toplum, ‘bunu şuraya kadar sınırlamaktan başka çare yok” diyecek. Sınırlama da bu doğrultuda gerçekleşecek. AİHM’nin içtihatları ve çağcıl demokrasi anlayışı da budur.” Sayın Başkan Özkaya, bir taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden dem vururken, diğer taraftan bu sözleşmeye aykırı taleplerde bulunduğunu söyleyen Selçuk, “Konuşmada AB’ye girmek isteyen Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uyması gerektiği üzerinde duruluyor. Bu istek doğrudur ve yerindedir. Ancak AİHS’nin en büyük yorumcusu hatta yorum tekelini elinde bulunduran AİHM’nin kararları görmezden geliniyor” diye konuştu. Sami Selçuk, 1982 Anayasası’nın baskıcı bir rejimin eseri olduğunun da altını çizerek, “Türkiye’nin yeni bir Anayasa’ya ihtiyacı var. Mevcut Anayasa’nın sağında solunda yapılacak değişiklikler yeterli olmaz. Bu Anayasa hazırlanırken, bilimin ışığında Marks’tan da İmam Gazali’den de yararlanılmalı” dedi.