Sakın UYKUDA KALDIM demeyin!
Abone olUyku bozukluğu ölümle sonuçlanabiliyor. O halde ne yapmak lazım? İşte tedbirler...
Çağımızın en önemli rahatsızlıklarından biri olarak kabul edilen
"uyku bozukluğu", önlem alınmadığı takdirde ölümle
sonuçlanabiliyor. Bu hastalıktan muzdarip milyonlarca kişinin
başvurduğu "uyku merkezleri"nin sayısı ise gün geçtikçe
artıyorGünlük uyku ihtiyacımızı genetik şifremiz belirler ve
hayatımızın yaklaşık yüzde 33'ünü uyuyarak geçiririz. Ancak bazı
insanlar çeşitli sebeplerden dolayı uyku sorunu çekiyor ve bunun
sonucunda hiç de hafife alınmayacak fiziksel ve psikolojik sorunlar
yaşayabiliyorlar. Uyku bozuklukları ile ilgili hastalıkların tanı
ve tedavisiyle ilgilenen kuruluşlar ise gelen talepler sonucunda
son yıllarda büyük bir artış gösterdi
Çevrenizdekiler çok şiddetli horladığınızı mı söylüyor, sabahları
yorgun mu uyanıyorsunuz,gündüzleri bitkin kalarak uyukluyor
musunuz? Uykuda solunum duraklamaları (uyku apnesi) sorununuz
olabilir. Apne kelimesi Yunanca'da "soluksuz kalmak" anlamına
gelir. Uyku apnesi erkeklerde kadınlardan 2 kat daha sıktır ve daha
çok orta yaş üzerindeki erişkinlerde görülür.
Uyku apnesi iki nedenle olabilir; santral ve obstrüktif.
1)Santral(merkezi) nedenle oluştuğunda solunum çabası yoktur.Yani
beyin solunum kaslarını uyarmaz. Bu durum daha çok ilaç
zehirlenmelerinde ve beyin hasarlarında olur ve uyku apnesinde tek
başına bir neden olması çok nadirdir.
2)Obstrüktif (engelleyici) apnede ise soluk alma sırasında üst hava
yollarında olan fiziksel bir engel vardır. Uyku apnesinin daha sık
görülen bir nedenidir. Bu durumda beyin vücuda nefes alması için
emir verir, diyafram ve diğer solunum kasları bu emre cevap verir
ama üst solunum yollarında bunu engelleyen bir bariyer vardır.
Ağzın içinde sadece dil yoktur. Küçük dil, yumuşak damağın
merkezinden aşağı doğru sarkan bir et parçası (uvula) vardır.Bütün
bu organların yerinde ve doğru olarak çalışmasını sağlayan, dilin
ve küçük dilin tabanına yerleşmiş olan yumuşak damağın kasları
gevşer ve sarkarak hava yolunu tıkar.Bu durum, nefes almayı
zorlaştırır ve solunumun gürültülü hale gelmesine sebep
olur.Solunum periyodik olarak durduğu zaman, bu hali dışarıdan
dinleyen birisi horlamanın belirli aralıklarla kesildiğini duyar.
Bu sırada kan oksijen seviyesi düşer, karbondioksit seviyesi artar.
Kandaki bu değişimler beyindeki merkezleri uyararak uyanmayıı
sağlar.Uyku kesilince kişinin boyun kasları uyanıkken olduğu gibi
normal kasılma gösterir. Hava yolu açılır ve hasta tekrar uykuya
geçer.Tüm bunlar çok kısa bir zaman aralığında gerçekleşir ve kişi
sabah uyandığında gece uyku sırasında yaşamış olduğu bu sıkıntıyı
hatırlamaz.Uyku apnesi sırasında olan nefes kesilme atakları bazen
bikaç saniye bazen de 1-2 dk'ya kadar sürmekte olup uyku boyunca bu
atak anları elli-yüz kez tekrar bile edebilmektedir.
Uyku apnesi genellikle metropol yaşantışı içinde olan kişilerde
görülmektedir.Bu rahatsızlıkta bozulan fizyolojinin yanı sıra
vücuttaki bağışıklık sisteminin bozulması, mide ilaçları, sinir
ilaçları, ağrı kesiciler, antibiyotikler, anksiyeteler yani iç
daralması iç burulması, kimyasal maddeler, hazır gıdalarda bulunan
koruyucu maddeler vs de uyku apnesini hazırlayıcı faktörlerdir.
Burundan nefes almak, solunum için çok önemlidir. Hava burundan
geçerken vücut ısısına göre ısınır, süzülür, toksik maddelerden
arınır. Gerektiği kadar nemli olur.Uyku apnesi rahatsızlığı olan
birçok hastanın burnu tıkalı olduğu için ağızdan nefes alırlar.O
zaman ağızda kuruma başlar. Bu olaya vücut tepki gösterir ve küçük
dil ve bademcikler daha da fazla büyür. Tabii burada dilin yapısı
da önemli.Dilin anatomik durumu pozisyonu, öne arkaya durumu çok
önemlidir.Toksik maddeler solunum kaslarının belirli şekilde
belirli esneklikte kasılmasını engeller. Hava soluk borusundan
rahatça geçemez. Bu yavaşlama bütün sistemi etkileyecek kadar
önemlidir.Solunumda yavaşlama veya duraksama olduğu zaman, beyne
gerektiği kadar oksijen gitmez. Bu ise beyinde tahribat riskini
oluşturur.Yine alerjik ya da gizli alerjik bünyelerde reaksiyon
sebebiyle küçük dil on santim kadar uzayabilir. Hatta öyle ki,
nefes yolunu tamamıyla kapatabilir.
Uyku apnesi olan kişilerde
-Gürültülü horlama
-Apne nöbetleri sırasında horlamanın duraklaması, geçici sessizlik
dönemleri
-Uykuda aşırı terleme
-Sabah dinlenmeden kalkma, gün içinde yorgunluk hali, uyuklama
-Sabah baş ağrıları, ağız kuruluğu
-Kişilik değişiklikleri, konsantrasyon eksikliği
-Cinsel isteksizlik, yetersizlik
* Uyku apnesi çocuklarda da görülebilir. Horlama, horlamayı takiben
derin iç çekmler görülebilir. Genelde boyun gergin, baş yukarı
doğru yatar ve ağız açık kalır. Gece kabuslar görebilir. Daha
önceden tuvalet eğitimini almış bir çocuk altını ıslatmaya
başlayabilir. Sabah zor uyanır, ve gün içinde uykulu olur. İlginç
olarak bazı çocuklarda ise uyku apnesi hiperaktiviteye ve davranış
değişikliklerine neden olabilir. Uyku apnesi olan çocuklar gün
içinde genelde ağızdan soluk alma gibi durumlar oluşur.
Uyku apnesi olan kişilerde;
-Yüksek tansiyon:Uyku apnesi olan hastaların çoğunda yüksek
tansiyon da var. Uyku apnesi yüksek tansiyon için tek başına
bağımsız bir risk faktörüdür.
-İnsülin direnci: Bu hastalar diyabet geliştirmeye daha
yatkındırlar.
-Felç ve kalp krizi oranları bu hastalarda daha yüksek
-Pulmoner hipertansiyon: Bu hastalarda akciğer damarlarında da
yüksek basınç olabilir.
-Depresyon gibi rahatsızlıklar görülmektedir.
Uyku apnesi tedavisinde öncelikler; Hastaya “tüm gece uyku tetkiki”
yapılır. Bu tetkik sayesinde;
Beyne ulaşan mesaj dalgalarının durumu,Dil, damak, göğüs, diyafram,
boyun ve çevre kaslarındaki gerilim oranı,Gözün hareketlerindeki
değişiklik,Uyanıkken yapılan solunuma göre uykudaki solunum
hareketleri,Kandaki oksijen düzeyi, Horlama derecesi ölçülerek
toplam verilere göre hastaya teşhis konur.Sigara, içki, çeşitli
uyku hapları ve sakinleştiriciler, kasların gevşemesini artırır,
hava yolunun daha da kapanmasına sebep olabilirler. Bunları
bırakmak kimi zaman yeterli olabilir. Ayrıca fazla kilosu olanların
kilo vermesi de etkili olacaktır.Uyku apnesi olanlarda kullanılan
standart tedavi CPAP'tır (continous positive airway pressure). Bir
maskeyle hastaya devamlı olarak basınçlı hava verilir. Bu sayede
havayolunun kapanmasını engeller. Etkin bir tedavi metodudur.
Havayolunun devamını sağlayarak uyku sırasında kan oksijenini
normal seviylerde tutar. CPAP'ın başarısız olduğu durumlarda
cerrahi müdahale uygulanabilir.
Ameliyatla üst hava yolunu tıkayan engeller açılabilir. Farklı
tipleri vardır ve yapılacak ameliyat hastaya özgüdür.
Uyku bozukluklarında en sık rastlanan problem horlama ve onun bir
ileri adımı olan uyku apnesi. Yerleşik inanışlar, horlamanın bir
güç ve erkeklik belirtisi olduğunu gösteriyor. Ancak horlamak
aslında yarı boğulmak anlamı taşıyor. Çünkü horlama esnasında nefes
yolları kısa bir süreliğine de olsa tıkanıyor. Horlamanın bir ileri
aşaması ise uyku apnesi yani nefesin kısa bir süreliğine de olsa
durması! Bu iki problem insanlar tarafından çok ciddiye alınmıyor.
Ancak problemler kalp hastalıklarına yol açıyor, tansiyonu
yükseltiyor, kalbe ve beyne giden oksijeni azaltıyor. Hatta uykuda
ölümlerin ardında bazen uyku bozukluklarının yattığı da tespit
edilmiş Uyku apnesi kişiye sağlık yönünden rahatsızlıklar
oluşturmanın yanında sosyal yöndende zararlar vermektedir.Horlayan
insanlar derin uykuya dalamıyor ve bu yüzden uykularını
alamıyorlar. Gündüzleri uyukluyor, dikkatlerini toparlayamıyor ve
sinirli oluyorlar. Yapılan araştırmalar trafik kazalarının en büyük
sebebinin bu tarz sorunları olan insanlardan kaynaklandığını ortaya
koyuyor.Kaynaklar Türkiye"de 16 milyon ehliyetli sürücü bulunduğunu
ve bunların en az 160 bininin apne hastası olduğunu kaydetti..
Amerika'da bir yılda meydana gelen trafik kazalarında yaklaşık 1500
insan ölüyor. Bunun ekonomiye zararı ise 150 milyar dolar olarak
hesaplanmış. Ancak Türkiye'de henüz böyle bir bilinç yok ve alkol
hala trafik kazalarının en büyük nedeni olarak kabul ediliyor. Uyku
bozukluğunun yalnız başına bir hastalık olmadığını başağrısı gibi
bir semptom olduğunu söyleyen kronik uykusuzluk çekenlerde başka
sorunlar da ortaya çıkabiliyor. Yüksek kan basıncı, performans
yetersizliği, mide bağırsak şikayetleri, cinsel fonksiyon
bozuklukları ve astım da bu sorunlar arasında.
Birçok insanın ciddiye almadığı uykusuzluk,uyku apnesi ve horlama
rahatsızlığı kişilere fiziksel ve ruhsal yönden birçok zararlar
vermekte ve zarar gören bu kitle günden güne büyümektedir.Uykuda
ölüme kadar gidebilen bu rahatsızlığı Uzman bir KBB doktorundan
alınacak destek ile kısa süre içinde yenebilirsiniz
Op.Dr. Fuat Güder
Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı