Sakık sorgusunda ne söyledi?
Abone olSakık yakalanca sorgusunu kim yaptı? Onun ilk cümlesi ne oldu?
Özel Kuvvetler Alay Komutanı emekli kıdemli albay Mithat Işık
Destek Yayınları'ndan çıkan ve Sakık'ın yakalandığı operasyonun kod
adı olan "Yarasa Operasyonu" nun adını verdiği kitabında Sakık'ın
yakalanışını ayrıntılarıyla anlatıyor.
Geçtiğimiz günlerde ilk bölümünü verdiğimiz operasyonun ayrıntıları bugün de devam ediyor. Bugünkü bölümde Şemdin Sakık yakalandıktan sonraki günler anlatılmış:
SAKIK
SORGULANIYOR
Müthiş operasyon sona
ermiş, "Parmaksız Zeki" kod adlı, PKK'nın ikinci ismi Şemdin Sakık
ele geçirilmişti. Uzun yıllar boyunca peşinde koşulan Sakık,
yandaki boş odada elleri gözleri bağlı olarak üzerinde döşek
olmayan bir ranzada yatıyordu. Operasyonu yöneten albay Mithat
Işık, Sakık'ın ilk sorgusunu yapmak üzere odaya girdi. Belki uzun
yıllar boyunca Sakık ilk defa bir Türk askeriyle karşılıklı
konuşacaktı. Bugüne kadar nerede bir asker görse ya kaçmış ya da
ateş etmişti.
SORGUYU BİZZAT IŞIK YAPTI
Sessizliği ilk bozan albay Işık oldu. Onun "Şemdin Sakık, hoş geldin" sözlerine karşın korku içindeki Sakık'tan ses çıkmadı. Şok halinde olan Sakık, Işık'ın ikinci "Hoş geldin" deyişine bu sefer kısık bir sesle "Hoş bulduk" diye cevap verdi.
Korku ve titreyen bir sesle ağzından "Yaptıklarımdan çok pişmanım" sözleri döküldü. Sakık'ın dilinin çözüleceğini anlayan Işık sözlerini şöyle sürdürdü: "Bak Şemdin devlet ne kadar büyükmüş. Seni yakaladı, getirdi. İsteseydi seni öldürürdü ve senin cesedin şu anda dağda, kuşlara yem olurdu." Buna karşılık Sakık, "Devletime güveniyorum, yanlış yaptım, her zaman devletimin emrindeyim" diye mırıldandı. Artık karşılıklı konuşma başlamıştı.
DEVLETİME HİZMET ETMEK İSTİYORUM
SORGUYU BİZZAT IŞIK YAPTI
Sessizliği ilk bozan albay Işık oldu. Onun "Şemdin Sakık, hoş geldin" sözlerine karşın korku içindeki Sakık'tan ses çıkmadı. Şok halinde olan Sakık, Işık'ın ikinci "Hoş geldin" deyişine bu sefer kısık bir sesle "Hoş bulduk" diye cevap verdi.
Korku ve titreyen bir sesle ağzından "Yaptıklarımdan çok pişmanım" sözleri döküldü. Sakık'ın dilinin çözüleceğini anlayan Işık sözlerini şöyle sürdürdü: "Bak Şemdin devlet ne kadar büyükmüş. Seni yakaladı, getirdi. İsteseydi seni öldürürdü ve senin cesedin şu anda dağda, kuşlara yem olurdu." Buna karşılık Sakık, "Devletime güveniyorum, yanlış yaptım, her zaman devletimin emrindeyim" diye mırıldandı. Artık karşılıklı konuşma başlamıştı.
DEVLETİME HİZMET ETMEK İSTİYORUM
Işık'ın
"Devlet bir deniz, biz, bu denizde bir damla bile
değiliz" sözlerine karşın Sakık'ın diyebildiği
"Doğru efendim, beni öldürmeyin. Devletime hizmet etmek
istiyorum" oldu.
Ondan bir yıl sonra Kenya'da yakalanıp Türkiye getirilecek olan lideri Abdullah Öcalan'ın da ilk sözleri kaderin bir cilvesi olsa gerek aynı olacaktı. "Bak Sakık, devlet vatandaşını öldürmez ama sen, bu devletin birçok vatandaşının katilisin" diyen Işık, dili korkudan kuruduğu için kendi kendine mırıldanan Sakık'a "Korkma, şimdi su verecekler" dedi. "İçerim, susadım" diyen Sakık'a hemen orada bulunan görevlilerce su verildi. Ardından, "Sakık, seni tuvalete göndereceğim" demesiyle tuvalet ihtiyacı da karşılandı.
PEŞMERGELER BIRAKILDI
Bu arada Sakık kardeşlerin korumasını yapan ve operasyon sırasında onlarla birlikte kaçırılan iki peşmerge de kısa bir ağırlamanın ardından Kuzey Irak'a geri gönderildi. Silahları da KDP'ye teslim edildi. Başarılı operasyonun duyulmasıyla dönemin 2. Ordu Komutanı Org. Rasim Betir de Silopi'ye geldi ve Sakık'ı gözleriyle gördü. Durumdan hayli memnun kalan komutan operasyona katılan personeli tek tek tebrik etti. Ardından Işık'a dönerek "Operasyonu bir süre gizli tutalım, kimseye bilgi vermeyin" talimatını verdi. Org. Betir saat.12.00'de helikopterle bordo berelilerin karargâhından ayrıldı. Bir saat sonra Diyarbakır'dan yeni bir emir geldi. Sakık kardeşlerin helikopterle Diyarbakır'a gönderilmesi isteniyordu. Verilen emir gereği hazırlanan Sakık kardeşler, altı kişilik bir ekip eşliğinde Diyarbakır'a gönderildi. Aynı gün, yani 13 Nisan 1998 günü saat 14.00-15.00 arasında Şemdin Sakık'ın yakalandığı basın açıklaması tüm Türkiye'ye duyuruldu. Ancak operasyonların detaylarını öğrenmek için aradan dokuz yıl geçmesi gerekecekti.
Ondan bir yıl sonra Kenya'da yakalanıp Türkiye getirilecek olan lideri Abdullah Öcalan'ın da ilk sözleri kaderin bir cilvesi olsa gerek aynı olacaktı. "Bak Sakık, devlet vatandaşını öldürmez ama sen, bu devletin birçok vatandaşının katilisin" diyen Işık, dili korkudan kuruduğu için kendi kendine mırıldanan Sakık'a "Korkma, şimdi su verecekler" dedi. "İçerim, susadım" diyen Sakık'a hemen orada bulunan görevlilerce su verildi. Ardından, "Sakık, seni tuvalete göndereceğim" demesiyle tuvalet ihtiyacı da karşılandı.
PEŞMERGELER BIRAKILDI
Bu arada Sakık kardeşlerin korumasını yapan ve operasyon sırasında onlarla birlikte kaçırılan iki peşmerge de kısa bir ağırlamanın ardından Kuzey Irak'a geri gönderildi. Silahları da KDP'ye teslim edildi. Başarılı operasyonun duyulmasıyla dönemin 2. Ordu Komutanı Org. Rasim Betir de Silopi'ye geldi ve Sakık'ı gözleriyle gördü. Durumdan hayli memnun kalan komutan operasyona katılan personeli tek tek tebrik etti. Ardından Işık'a dönerek "Operasyonu bir süre gizli tutalım, kimseye bilgi vermeyin" talimatını verdi. Org. Betir saat.12.00'de helikopterle bordo berelilerin karargâhından ayrıldı. Bir saat sonra Diyarbakır'dan yeni bir emir geldi. Sakık kardeşlerin helikopterle Diyarbakır'a gönderilmesi isteniyordu. Verilen emir gereği hazırlanan Sakık kardeşler, altı kişilik bir ekip eşliğinde Diyarbakır'a gönderildi. Aynı gün, yani 13 Nisan 1998 günü saat 14.00-15.00 arasında Şemdin Sakık'ın yakalandığı basın açıklaması tüm Türkiye'ye duyuruldu. Ancak operasyonların detaylarını öğrenmek için aradan dokuz yıl geçmesi gerekecekti.
KDP SAKIK'I TÜRKİYE'YE KARŞI KULLANACAKTI
Peki KDP
neden Sakık'ı vermekte başta sorun çıkarmıştı. Gerçekten de bütün
neden Sakık'ı vermeleri durumunda tabanlarında doğabilecek
rahatsızlık mıydı? Işık'ın bu konuda tereddütleri var. O
uzun yıllar peşmergelerle birlikte çalışmış ve Mesud Barzani, Celal
Talabani başta olmak üzere pek çok Kürt ileri geleni ile
görüşmüştü. Bu nedenle Kuzey Iraklı liderlerin düşünce yapısını iyi
biliyordu. Albay Işık, KDP'nin PKK'dan kaçan teröristleri Zavita
adlı özel bir güç içerisinde toplamasına dikkat çekiyor. Ona göre,
Şemdin Sakık da bu gücün başına düşünülüyor olabilirdi. Işık'a
göre, KDP kendisine faydalı olacak PKK'lılara çeşitli imkanlar da
sağlıyor ve bunları PKK'ya; ilişkileri bozulduğu dönemde
Talabani'ye belki de gelecekte Türkiye'ye karşı kullanmak için
Zavita Kampı'nda topluyor, eğitip silahlandırıyordu. Türkiye
arazisini iyi bilen Sakık da bu kapsamda Türkiye'ye karşı bir koz
olarak KDP tarafından düşünülüyor olabilirdi.
YANIT VERSEYDİM APO
ÖLDÜRÜRDÜ
Tabii bütün bunlar
olurken albay Işık, bir konudaki merakını gidermeden edemedi.
İzledikleri video kasette Öcalan'ın onca hakaretine karşı Sakık'ın
sessiz kaldığını görmüştü. Ona neden cevap vermediğini sordu.
Aldığı cevap kısaydı: "Cevap verseydim öldürürdü beni."
KARDEŞİ DE EMREDİN DEDİ
Kardeşi Arif Sakık'ın
da sorgusundaki ilk sözleri ağabeyinden farksızdı. Albay Işık'ın
"Arif nasılsın?" sözleri üzerine "Sağ olun komutanım. İyiyim. Bana
ne emrederseniz yapmaya hazırım. Her zaman devletime hizmet etmeye
hazırım. Suçsuzum, suçum varsa verilecek cezaya razıyım. Devletime
güveniyorum, herkesten özür diliyorum. Kullanıldım. Hatalarımı
anladım, pişmanım, devletimin emrindeyim" oldu.