Sağlıkta 1 milyar dolar kayıp var
Abone olMaliye Bakanlığının hazırladığı raporda sağlıkta yaşanan vurgunu ortaya koyduğunu belirten Memur-Sen ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Dr. Ahmet Aksu şunları söyledi:
Memur-Sen ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Dr. Ahmet Aksu “ Daha önce
yaptığımız açıklamalarda Türkiye’de sağlık alanın da yaşanan
vurguna dikkat çekmiştik. Devletin binbir yolla, akla hayale
gelmeyecek yöntemlerle soyulduğunu belirtmiştik. Şişirilmiş ilaç
faturaları, gereksiz tetik tahlil ve ameliyatlarla ve buna benzer
çeşitli yollarla devletin dolandırılarak, milletin parası çalındığı
konusunda hükümeti uyarmıştık. Ne yazık ki gerekli önlemler
alınmadı. Sağlık-Sen olarak bunları söylediğimizde kulak tıkandı ve
görmezden gelindi. Bugün ise devlet kendinin nasıl dolandırıldığını
açıkladı. Devlet sivil toplum örgütlerinin seslerine biraz kulak
verseydi. Bugün bu vurgun olaylarının önüne geçilmiş olurdu. 1
milyar dolara yakın para hortumculara verilmezdi. Ülkemiz 300-500
milyon dolar için Avrupa kapılarında koşarken, IMF’den fırça
yerken, içerde milyar dolarları götüren hortumculara müdahale
edilmemesini anlamakta güçlük çekiyoruz ” dedi. Sağlıkta yaşanan bu
vurgunun temel sebebinin vahşi ticarileşme ve denetimsizlik
olduğunu aktaran Aksu “ Sağlıkta kontrolsüz bir şekilde özel sektör
egemen olmaya başladı. Sağlık ticarileşerek adeta bir piyasa malı
haline getirildi. ticari bir metaya dönüştürüldü. Hastanelerde
adaletsiz bir şekilde uygulanan performans kriterleri de işin tuzu
biberi oldu. Sağlıkta amaç hasta tedavi etmekten çıkarak para
kazanmak haline geldi. Tüm bu gelişmeler yaşanırken denetim
mekanizması eksik bırakıldı. Sağlık Bakanlığı hala bir üniversite
hastanesini denetleyememiştir.özel hastaneleri ise ancak ve sadece
şikayet üzerine teftiş etmiştir. Kontrolden uzak olarak işlerini
yürütenler de her türlü yola başvurarak milleti ve Sosyal Güvenlik
Kuruluşlarını dolandırdı. Durum böyle olunca da sağlık
kuruluşlarında her türlü usulsüzlük ve soygun yaşanmaya başlandı.”
şeklinde konuştu. Aksu sözlerine şöyle devam etti: Sağlıkta
ticaretleşmenin önüne geçilmeli ve denetim artırılarak devletin
sağlık sektöründe tekrar egemen olması sağlanmalıdır. Egemenlik
sadece tekel anlamda hizmet vermek olarak anlaşılmamalı, denetimde
tekel ve güçlü bir denetici şeklinde anlaşılması sağlanmalıdır.
Sağlık kuruluşlarının denetimlerinde mutlaka sendikalar ve meslek
kurulularının temsilcileri olmalıdır. Kamu hastanelerinde tüm
çalışanların mağdur edilmeyeceği döner sermaye uygulamalarına
geçilmeli ve performans kriterleri bu doğrultuda yeniden
belirlenmelidir. Aksi takdirde vurgunda, soygunda devam eder. Bunun
sorumluluğu da siyasi irade ve sağlık Bakanlığını yönetenlerde
olur.