Sabancı yargıya dikkat çekti
Abone olTÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, hükümetin bazı politikalarını övdü bazılarını eleştirdi. Sabancı yargının siyasallaşmasına da değindi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu
Başkanı Ömer Sabancı, son zamanlarda yargıya ilişkin meselelerin
ülke gündemini daha fazla işgal etmeye başladığını belirterek,
''Kuşkusuz bunda yargı sistemimizin çok uzun süredir ihtiyaç
duyduğu reformun bir türlü yapılamamış olmasının çok büyük rolü
var. Mevcut durum, hem yargının siyasallaşması görünümünü veriyor
hem de Türkiye'nin uluslararası itibarını olumsuz etkiliyor'' dedi.
Ömer Sabancı, TÜSİAD'ın 36. Genel Kurul toplantısında, Ankara'da
yapılan Yüksek İstişare Konseyi toplantısında, Türkiye'nin
öncelikli gündemini ortaya koyduklarını, 2006 yılının muhtemel
gelişmeleri karşısında, rotasının düzgün tutulması gereğine ilişkin
görüşlerini dile getirdiklerini anımsattı. Söz konusu toplantıda,
Türkiye'deki siyasal sistemin temsil ve istikrar açısından doğru
dengeler üzerine oturmasını, demokrasinin uygulama hatalarından ve
eksiklerinden arındırılmasını, ifade özgürlüğünün eksiksiz
uygulanmasını istediklerini hatırlatan Sabancı, şunları söyledi:
''Yargı sistemimizdeki aksaklıkların, dış ilişkilerimizde pro-aktif
bir tutum benimsenmesi gereğinin altını çizmiştik. Bütün bu
görüşlerin temelleri, TÜSİAD'ın sahip olduğu misyona ve bu misyon
doğrultusunda onyıllardır yaptığı çalışmalara dayanmaktadır. Bu
bakımdan, bir yıllık faaliyetimizin değerlendirildiği bu genel
kurul toplantımızda da, bir ay önce dile getirdiğimiz ve yukarıda
özetlediğimiz görüşlerin bugün hala geçerliliğini koruduğunu ve
Aralık ayında sarf ettiğimiz her sözcüğün altına imzamızı atmaya
devam ettiğimizi belirterek söze başlama gereğini hissediyoruz.''
-ENFLASYONLA MÜCADELEDEKİ BAŞARI- Türkiye'nin enflasyonla
mücadelede gösterdiği başarının tüm dünya tarafından takdirle
karşılandığını, 2005'de enflasyon oranını yıllık yüzde 7,7'ye
indirmeyi başaran Türkiye için, uluslararası piyasalarda,
Maastricht kriterlerini 2008'de yakalayabileceği yorumları
yapılmaya başlandığını belirten Sabancı, 2005 yılında GSMH'nın
yüzde 3,1'ine gerileyen bütçe açığının, 2006 yılında yüzde 2,4'lük
bir hedefle AB'nin yüzde 3'lük limitinin altına düşeceğine işaret
etti. -''FAİZLERDE KESKİN DÜŞÜŞLER BEKLEMEK GERÇEKÇİ DEĞİL''-
''Kamunun iç borç stokunun ve kısa vadeli borç oranının hala yüksek
olması bir problem olma özelliğini korumakla birlikte, önümüzdeki
dönemde borçlanma koşullarının yavaş da olsa iyileşmeye devam
etmesi beklenmelidir'' diyen Sabancı, faizlerin Avrupa
ortalamalarına yaklaşmasının biraz daha zaman alacağını kaydetti.
Ömer Sabancı, şu görüşleri dile getirdi: ''İç borçlarının
yüksekliği ve ortalama vadesinin kısalığı göz önüne alındığında
faizlerde keskin düşüşler beklemek, talep etmek gerçekçi değildir.
Hazine'nin borçlanma gereği azaldıkça, mali disiplin ve yapısal
önlemler kararlılıkla sürdürüldükçe fiyat istikrarı kalıcı hale
gelecektir. İyi bir zamanlamayla Merkez Bankası tarafından
uygulamaya koyulan enflasyon hedeflemesi de şeffaflığı artıracak ve
risk primini azaltacaktır. Böylece Türkiye'nin iç ve dış
borçlanmasında nicelik ve nitelikçe bir iyileşme sağlanması,
faizlerin adım adım inmesi mümkün olabilecektir.'' Türkiye
ekonomisinin önündeki asıl büyük meselenin, ekonominin ihtiyaç
duyduğu yapısal değişimi sağlamak olduğunu belirten Sabancı,
büyümeye paralel olarak, ithalatın da artması ve cari açığı
beklenenin çok ötesine taşımasının salt bir kur meselesine
indirgenmemesini, ekonomik yapı ve sanayileşme stratejisi
bağlamında da ele alınmasını istedi. -YARGI REFORMUNUN 10 ÖNCELİĞİ-
TÜSİAD'ın, gelişmiş bir ekonominin, siyasi ve ekonomik istikrarın,
demokratik bir hukuk devleti olmaksızın tam anlamıyla tesis
edilemeyeceği gerçeğini kamuoyuna anlatmayı, uzun yıllardan beri
misyonunun temel unsurlarından biri saydığına işaret eden Ömer
Sabancı, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Son zamanlarda yargıya ilişkin
meselelerin gündemimizi gitgide daha fazla işgal etmeye başladığı
herhalde tüm kamuoyunun dikkatini çekmektedir. Kuşkusuz bunda yargı
sistemimizin çok uzun süredir ihtiyaç duyduğu reformun bir türlü
yapılamamış olmasının çok büyük rolü var. Yasal altyapımızı çağdaş
demokrasinin gerektirdiği normlara tam anlamıyla kavuşturamamış
veya sağlanan önemli değişiklikleri uygulamaya yansıtamamış olmamız
da bu sıkıntıların oluşmasında önemli rol oynuyor. Mevcut durum,
hem yargının siyasallaşması görünümünü veriyor hem de Türkiye'nin
uluslararası itibarını olumsuz etkiliyor.'' TÜSİAD olarak yargı
reformunu uzun süredir gündemlerinde tuttuklarını, bu konuda bir
dizi çalışma yaptıklarını anlatan Sabancı, doğrudan yargı reformunu
ilgilendiren ve Kasım 1998 ile Aralık 2003'te yayınlanan
raporlarına da dayanarak, hızlı, adil ve istikrarlı bir yargı
sistemi için hayata geçirilmesi gereken reformun önceliklerini 10
madde halinde şöyle sıraladı: ''-Yargının önündeki en büyük engel,
(yargı bağımsızlığı) konusunun hala çözüme kavuşmamış olmasıdır.
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısı değiştirilmeli, Kurul'un
sekreteryası Adalet Bakanlığı'ndan ayrılmalı ve atama taslakları
Adalet Bakanlığı tarafından değil, Kurul tarafından
hazırlanmalıdır. -Kazanılmış hakların ihlali, hukuk devletinin
temel özelliklerinden biri olan hukuk güvenliği ilkesinin de
ihlalidir. Devletin tek taraflı olarak geçmişe yönelik sonuç
doğuran işlemleri, yerli ve yabancı sermayeyi yatırımdan
uzaklaştırdığı gibi toplumda da güvensizlik duygusu yaratmaktadır.
Bu bağlamda Anayasa'daki kamu yararı ilkesinin de, hukuk güvenliği
ilkesini zayıflatmayacak şekilde yeniden düzenlenmesi yerinde
olacaktır. -Türkiye'de yargılama süresinin uzunluğu, adil
yargılanma hakkını ihlal eder niteliktedir. Dosya sayısının çokluğu
kadar, ceza davalarında hazırlık soruşturmasının iyi
yapılmamasının, hukuk davalarında ise bilirkişilik kurumunun ve
tebligat sisteminin de bu süreye olumsuz etkileri vardır. -Kopenhag
siyasi kriterlerine uyum amacıyla mevzuatta yapılan değişiklikler
uygulamaya yansımadıkça amacına ulaşmayacaktır. Özellikle düşünce
ve ifade özgürlüğü ile kültürel haklar gibi hassas konularda,
yargının adeta kanunlar değişmemiş gibi yorum yapması, olumlu
sonuçlar doğurmamaktadır. -Tutukluk hali ceza değil tedbirdir, bu
nedenle istisnai olarak başvurulması gereken bir yöntemdir.
Tutuklama kararının verilmesi ve uzatılmasında hassas davranılmalı
ve bu kararlar gerekçeli olmalıdır. -Sanık hakları etkin olarak
uygulanmalıdır. Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ve
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını ihlal etmesinin
özellikle uluslararası kamuoyunda yarattığı etkiler olumsuz
sonuçlar doğurmaktadır. -Af kanunları istisna olmalıdır. Af ve
şartlı salıverme kanunları, hakimlerin bakmakta oldukları davaların
sonuçlarını etkilemekte, yargının istikrarını zedelemekte, kamu
vicdanında rahatsızlık yaratmaktadır. -''YARGI SÜRECİNDE HATA
SORUŞTURULMALI''- -(Yargı ve infaz sürecinde hata), soruşturulması
gereken bir sistem sorunu olarak ele alınmalıdır. Gelişmiş
demokrasiler, kurumların ve makamların, tüm seçilmişlerin ve
atanmışların, kararları, icraatları ve varsa (hata)ları konusunda
hesap vermesini ve bunun mekanizmalarının oluşturulmasını öngörür.
-Yargının mali kaynak ve kadro sıkıntısı sonlandırılmalıdır. Hakim
ve savcıların maddi durumlarının iyileştirilmesi kadar, mahkeme
kalemlerindeki personel açığının nitelikli elemanlarla doldurulması
ve adliyelerin fiziki altyapı şartlarının iyileştirilmesi de
gerekmektedir. -Yargı mensuplarının eğitimi sürekli ve etkin
olmalıdır. Yargı mensuplarının eğitimi, özellikle Türk Ceza Kanunu
gibi toptan değişen kanunlarda yeni sisteme ve kavramlara uyum
sağlamaları açısından son derece önemlidir.'' -EN İYİ GENÇ HUKUKÇU
ÖDÜLÜ VERİLECEK- Ömer Sabancı, TÜSİAD Yönetim Kurulu'nun derneğin
Türkiye'de hukuk devleti standartlarının yükselmesine ve Yargı
Reformu'na verdiği önemin bir ifadesi olarak, 2006 yılından
itibaren ''En İyi Genç Hukukçu Ödülü'' vermeye karar verdiğini
açıkladı. TÜSİAD olarak kamuoyuna alternatifler sunmaya, tartışma
platformları oluşturmaya çalıştıklarını ifade eden Sabancı,
''Amacımız, kendimizi tartıştırmak değil, görüş ve önerilerimizi
tartıştırmaktır. 2006 yılında da çalışmalarımız bu doğrultuda
sürecektir'' dedi. Sabancı konuşmasında, hükümetin 2 gün önce
Kıbrıs konusunda açıkladığı çözüm önerilerini desteklediklerini de
söyledi.