Saadet Partisi'nden Somali raporu
Abone olSon 60 yılın en büyük kıtlık felaketiyle karşı karşıya bulunan Somali'ye heyet gönderen Saadet Partisi, tespitlerini rapor haline getirdi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'a gönderildiği bildirilen rapor, bayramlaşma programları
kapsamında partilerini ziyaret eden siyasilere ve gazetecilere de
verildi.
Saadet Partisi'nde, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yılmaz'ın
başkanlığında oluşturulan heyet, Somali'den dönüşünde, kıtlık
felaketine ilişkin tespit ve değerlendirmeleri rapor haline
getirdi.
EKMEK GİREMEYEN ÜLKEYE SİLAH NASIL GİRİYOR?
Somali raporunda çarpıcı tespitlere yer verildi. Bu tespitlerden bazıları şu şekilde sıralandı:
''İnsanların ekmek bulamadığı Somali'de, 14-15 yaşındaki
çocukların elinde bile otomatik tüfekler, kaleşnikof silahlar var.
Ekmeğin giremediği ülkeye füze de dahil olmak üzere onlarca çeşit
silah ve bombanın, kimler tarafından, nasıl ve hangi yollarla
sokulduğu mutlaka cevaplanması gereken bir soru.
Okuma yazma oranı yüzde 34. Ölüm yaşı oranı ise 48. 10 milyonluk
nüfusa sadece 550 doktor düşüyor. 1990 yılında kişi başına milli
gelir 170 dolar seviyelerinde iken bugün resmi bir tespit
yapılamasa da, aylık ortalama kazanç miktarı 40 dolar
seviyelerinde. Sadece son üç ayda açlık ve yoksulluk nedeniyle ölen
çocuk sayısı 30 bin.
Bölgeyi yeniden istikrara kavuşturabilecek tek ülke Türkiye. Çünkü
Beyaz Adamı sevmeyen Somalililer, söz konusu Türkiye olunca bütün
yüreklerini açıyorlar. Bunda Türkiye;yi Osmanlı'nın torunları
olarak görmeleri önemli bir etken oluşturuyor.
Bunun yanı sıra, Kızılay, Diyanet Vakfı, Cansuyu, IHH, Deniz
Feneri, Kimse Yok mu gibi bir çok yardım örgütünün bölgede yaptığı
olağanüstü çalışmalarda Somalililerin gönlünü fethetmiş durumda.
Gerçekten bu yardım derneklerinin ölüm tehlikesini göze alarak
yaptıkları fedakarca çalışmalar her türlü takdirin üzerinde. Öte
yandan Başbakan Erdoğan'ın Somali'ye yaptığı gezide bölgenin
istikrara kavuşması noktasında Türkiye'ye yönelik beklentiyi
arttırmış görünüyor.''
TÜRKİYE'YE GÜVENİYORLAR
Türkiye'nin bundan sonraki öncelikli görevi bölgede istikrar ve
güvenliği sağlamak konusunda atılacak adımlara öncülük yapması
gerektiği belirtilen raporda, ''Somali halkının Türkiye sevgisi
bunun için uygun ortamı sağlamaktadır'' denildi.
İstikrarın sağlanabilmesi için Somali'deki tüm yerel grupların
yöneticileri Türkiye'nin öncülüğünde bir araya getirilmeli ve
aralarındaki ihtilafların giderilmesi konusunda Türkiye hakem rolü
üstlenmesi gerektiğine vurgu yapılan raporda, ''Ekonomik, askeri ve
siyasi alanda ilişkiler arttırılmalıdır. Somalili öğrenci, polis ve
askerlere gerekli eğitim desteği verilmelidir'' görüşüne yer
verildi.
''KAMP KENARLARI İSİMSİZ MEZARLARLA DOLU''
Saadet Partisi'nin Somali'ye gönderdiği heyetin Başkanı Genel
Başkan Yardımcısı Mustafa Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
ziyaret sırasında Somali Cumhurbaşkanı Sheikh Şerif Ahmet başta
olmak üzere devlet yetkilileri ve bazı önde gelen kanaat
önderleriyle görüştüklerini, bunun yanı sıra kıtlığın etkilerini
bizzat tespit edebilmek için hemen bütün mülteci kampları ziyaret
ettiklerini söyledi.
Bu görüşme ve ziyaretlerde gözlemlenen tespit, değerlendirme ve
önerileri içeren bir rapor hazırladıklarını ve raporu da,
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, siyasi
partilere ve ilgili sivil toplum örgütlerine gönderdiklerini
kaydetti.
Mustafa Yılmaz, son yüzyılın en büyük kuraklık ve açlık felaketini
yaşayan Somali'de iç kesimlerde durumun daha da vahim olduğuna
dikkati çekti. Açlıktan ölmemek için Başkent Mogadişu ve çevre
ülkelerdeki kamplara sığınmaya çalışan Somalililerin, yer yer 300
kilometreye yakın yolu yürüyerek kat ettiklerini belirten Yılmaz,
''Büyük çoğunluğu çocuklardan oluşmak üzere yüzde 30'u bu yolculuk
sırasında hayatını kaybetmiş durumda. Sadece son 3 ayda ölen 5
yaşın altındaki çocuk sayısının 30 bini aşmış olması felaketin
boyutunu anlamak için yeterli. Açlık ve susuzluk tehdidi nedeniyle
1 milyona yakın insan mülteci durumunda. Kamplara ulaşabilenler
şanslı sayılıyor. Öyle ki ölüm yolu adı verilen bu yolculukta
açlık, kolera ve sıtma gibi nedenlerle 5 çocuğunu birden kaybeden
aileler var. Kamp kenarları isimsiz mezarlarla dolu'' ifadelerini
kullandı.
''AÇ İNSANLARA TERÖRİST UYGULAMASI''
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yılmaz, bu drama
karşın ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin Somali'ye yönelik
uygulamalarının ise ''insanlıktan oldukça uzak'' olduğunu
savundu.
Yılmaz, şunları kaydetti:
''Somali'den havalanan her uçak, potansiyel terörist olarak
sınıflandırılıyor. Başkent Mogadişu'dan kalkan istisnasız her uçak
Kenya sınırında bulunan ve ABD'nin kontrolünde olan askeri üsse
indiriliyor. Bu paranoyak yaklaşım yüzünden 1.5 saatlik mesafe 5
saate çıkıyor. Bu uygulamaya Somali'deki incelemelerimiz sırasında
bizzat heyetimiz de muhatap oldu. Kenya'ya gitmek üzere bindiğimiz
ve içinde yardım örgütlerinin yanı sıra, acilen hastaneye yetişmesi
gereken genç bir Somali'nin de bulunduğu uçak Kenya sınırındaki
üsse indirildi. Burada hasta olan genç de dahil olmak üzere bütün
yolcular eşyalarıyla birlikte uçaktan indirildi. Uçak ve eşyalar
ikinci kez didik didik arandıktan sonra uçağın kalkışına izin
verildi.
Asıl niyetin terörizmle mücadele değil bölgeyi kontrol etme kaygısı
olduğu açık. Çünkü Hint Okyanusu kıyısında yer alan ve Afrika'nın
en uzun okyanus sahiline sahip olan Somali, stratejik özelliği
nedeniyle emperyal ülkelerin her zaman mücadele alanı olmuş.
''Afrika Boynuzu'' adı verilen bölgede kritik bir konuma sahip olan
ülke, gerek uluslararası ticaret ve enerji akışı açısından gerekse
petrol ve doğalgaz rezervleri açısından başta ABD olmak üzere
İngiltere, İtalya, Fransa gibi ülkelerin iştahını kabartıyor.''
SÖMÜRGEYLE BİRLİKTE FELAKET GELDİ
Somali'nin 1500'lü yılların ortalarında Osmanlı hakimiyeti altına
girdiğine de vurgu yapan Yılmaz, ''Somalili kanaat önderlerinin
kendi ifadeleriyle, bölgenin iç barış ve huzur açısından en
istikrarlı olduğu dönemde Osmanlı hakimiyeti altında geçirdiği 400
yıllık süreç olmuş. Ne var ki 19. yüzyıldan itibaren Osmanlı'nın
bölgedeki güç ve etkinliğini kaybetmesi yerine İngiliz ve Fransız
hakimiyetinin geçmesi felaketlerinde başlangıcı olmuş'' diye
konuştu.