Yazılarımı genelde bu minvalde inşa etmeyi sevmiyorum.
Lakin TV Haberlerinde Sayın Özkök’ün komisyona vermiş olduğu
ifadenin bir kısmı yayımlandı ve bende denk gelmiş ve seyretmiş
oldum.
Özellikle kullanmış olduğu lafızlar ve suçlu savunması
veriyormuşçasına çırpınışları dikkatimi celp etti.
Çırpınışlar dedim evet, çünkü; komisyon üyeleri çoğunluğu,
iktidar partisi ve Cumhurbaşkanı, inanç değerleri ve algıları ile
görevlerini ifa ediyorlar.
Toplumda, kendi öz ve dini değerlerine dönüşünün
haklı sürurunu yaşamaya çalışıyor.
Özellikle 15 temmuz ve sonrası toplumun tamamına yakınının
hassasiyeti vatan ve inanç değerleri noktasında oldu ve bunu bütün
dünya görmüş oldu.
Toplumun inanç değerleri ön planda olan lideri ile kucaklaşması
bazı kesimlerin tutum ve davranışlarını konjonktürel olarak
değiştirmesine sebebiyet verdi.
Şahsi olarak Özkök’ün komisyona verdiği ifadeleri bu minvalde
değerlendirmeyi düşündüm.
Eski Genele Kurmay Başkanı Hilmi Özkök inançlı bir insan
olduğunu belirtmiş…
İnançlı olarak ibadetleri bütün bir şekilde hayat idame
etmiş olmak hem uhrevi hem dünyevi rahatlığı getirecektir
zaten.
Şimdi biz, “hayır, değilsin. Sen siyasi iktidara göre pozisyon
alıp konjonktüre göre şerbet vererek kendini koruma altına almaya
çalışıyorsun” diyemeyiz.
Bu konuda kişinin beyanı esastır.
İnsanın kalbi dolap değil ki açıp bakalım.
Kalplerdekini bilen yalnızca, hesap gününün sahibi
Allah’tır.
Zaten işin bu boyutu bizi hiç mi hiç ilgilendirmez şu
durumda.
Böyle söylüyor olması kimseye ayrıcalık tanınmasını
gerektirmez.
Hilmi Özkök, görev süresince yaptıkları ve belki daha önemlisi
yapmadıklarıyla ilgili ind-i ilahide hesap verecektir.
Yoksa rüzgâr ne yandan eserse kendini o yöne savurmak içten bile
değil.
Bütün bunların ardından şu ayetin de kesinlikle bu şekilde inşa
edilen bir yazının son cümleleri olması gerektiğini
düşünüyorum;
“ İman edenlerle karşılaştıklarında, “Biz de sizin gibi
inandık” derler. Azılı, sapık, insan ve cin arkadaşlarıyla baş başa
kaldıklarında, “Aslında biz sizin yanınızdayız, onlarla sadece alay
ediyoruz” derler.” Bakara/14