Dört yıl önce %52 oyla seçilmiş Mısır’ın meşru cumhurbaşkanı
Muhammed Mursi kendi imzasıyla atadığı Genelkurmay Başkanı Sisi
tarafından yapılan bir darbe ile tahttan indirildi.
Bu darbeye karşı sözüm ona halktan yana olduğunu söyleyen ABD ve
AB, Sisi’nin yanında yer aldılar. Beytüllah’ın hizmetkarı durumunda
olan o günün Suudi Kralı ise bu gayri meşru yönetime 12 milyar
dolarlık bir katkı verdi. Öyle acı vericiydi ki kızı bir mektupla
“senin kızın olmaktan utanıyorum” diyerek kral
olan babasına tepki gösterdi.
İhvanı Müsliminin tabanı tepkisini göstermek için Rabiatül
Adeviye meydanında toplandılar.
Bu eli boş, silahsız insanlara tahammül etmeyen Sisi yönetimi
tanklarla, silahlarla bu insanları ezdi geçti, resmi rakamlara göre
600 gayrıresmi bilgilere göre ise 2000 insan öldürülerek tarihe bir
kara leke olarak geçti.
Anlaşılan 15 Temmuz’da insanlarımızı şehit düşüren o zındıka
ruhlu kimseler Mısır’da daha çokmuş.
İslam coğrafyasının önemli bir ülkesi durumunda olan Mısır’da
medeni, insani bir seçim olmuş, hayırlı bir sonuç elde edilmiş, %52
oyla bir yıl öncesinde Muhammed Mursi Cumhurbaşkanlığına
seçilmişti.
Sadece 12 ay ülkenin başında kalan Mursi gereksiz gündemlerle
önü tıkatılıp, normal bir tarzda devleti yönetme imkanını bile
bulamadığı halde ileriki yıllarda “halkı iyi idare
edecek” endişesiyle ülkesinin düşmanı durumunda olan o
yabancı ruhlu askerler tarafından görevine son verilmiştir.
Bizim ülkemizde yaşayan Sisi ruhlu kimseler utanmadan %52 ile
seçilen Cumhurbaşkanımızın dahi başına böyle bir bela gelebilir
diye bazı gazeteler aralığıyla manşet atmıştı.
15 Temmuz’da ağababalarının talimatlarını yerine getirmeye
çalışan nankör kediler Anadolu insanının tepkisiyle karşılaşınca
depresyon geçirdiler.
Her ne kadar ülkelerimiz farklı da olsa İslam coğrafyasının
insanları olarak dertlerimiz ortaktır.
Umarım en kısa zamanda İslam dünyasında yeni bir yapılanmaya
gidilir ve bu tür gevezeler görevden alınarak “İslam adalet
mahkemesinde” yargılanırlar.
Ayrıca birçok İslam ülkesinde hala Sisi ruhlu askerler ve sesi
çok çıkan ortakları var.
Allah’ın izniyle Türkiye’de derslerini aldıkları gibi diğerler
ülkelerde de dersini alırlar.
İslam ülkelerinin hangisinde olursa olsun sesini yükselten bir
asker rütbesi ne olursa olsun hemen görevden alınmalıdır.
Hiç bir kurum hiç bir kimse “İslam ülkelerinde göz
bebeği olamaz” göz bebeği olacak biri varsa o da ülkenin
sessiz çoğunluğu durumunda olan vatandaşlardır.
Sisi hiç sevinmesin! Ülkenin başında kalma süresi kaldığı kadar
bile kalmadı, ya serbest seçimlere gidecek ya da tahtan inecek!
Rabia meydanındaki katliamı unutanların kalbi kurusun!
İslam dünyası bu kadar karışık olmasaydı bu kadar bile başta
kalamazdı ya neyse.
Bir gece operasyonu ile görevden alınırsa hiç şaşmayın.
Benden söylemesi.