PYD-IŞİD savaşı Türkiye'ye sıçradı!
Abone olSETA'dar Fayrettin Altun, Suruç'taki saldırıyı değerlendirdi, Cemil Bayık'ın yaptığı ateşkesi sonlandırın çağrısına işaret etti.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA)
İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun, Suruç'taki saldırının
PYD ile IŞİD arasındaki savaşı Türkiye topraklarına taşıdığını
iddia etti. Saldırı sonrası PKK ve uzantılarının "kurucu
mağduriyet" söylemini hayata geçirmeye çalıştığını ifade eden
Altun, devletin bu savaşın Türkiye topraklarına kaymaması için
gereken önlemleri alması gerektiğini söyledi.
SURUÇ SALDIRISI SON DURUM NE? - TIKLAYIN
Fahrettin Altun yaptığı açıklamada, PKK'nın, KCK'nın ateşkesi sonlandırma çağrısı yaptığı bir dönemde böyle bir saldırının Türkiye toprakları içerisinde yaşanıyor olmasını "son derece manidar" olarak değerlendirdi.
SURUÇ SALDIRISI SON DURUM NE? - TIKLAYIN
Fahrettin Altun yaptığı açıklamada, PKK'nın, KCK'nın ateşkesi sonlandırma çağrısı yaptığı bir dönemde böyle bir saldırının Türkiye toprakları içerisinde yaşanıyor olmasını "son derece manidar" olarak değerlendirdi.
Cemil Bayık'ın savaş çağrısı yaptığı bir dönemde, karşısında
kim yer alıyorsa onların da doğrudan savaşı bu bölgeye getirmiş
olduklarına işaret eden Altun, PKK'nın ve uzantılarının savaşı
Türkiye topraklarına taşıdığını dile getirdi.
DAEŞ'in de bu savaşı Türkiye topraklarına taşıdığına dikkati
çeken Altun, "Türkiye'nin bütün silahlı terör örgütlerine aynı
mesafede durması gerekiyor ki, Türkiye'de de hükümetin yaptığı en
temelde bu. Dolayısıyla burada iki silahlı terör örgütünün
çatışmasından, Türkiye'de devletin, kamu düzeninin, vatandaşların
ciddi bir şekilde mağdur olması durumu söz konusudur. Bu oldukça
ciddi bir sorun" ifadesini kullandı.
KURUCU MAĞDURİYET SÖYLEMİ
Gerçekleşen bu saldırı üzerinden PKK ve uzantılarının "kurucu
mağduriyet" söylemini hayata geçirmeye çalıştıklarını belirten
Altun, bu söylemlerin yeni bir devlet yapılanması, yeni bir siyasi
ünite kurulması aşamasında süreci yönlendirmeye çalışan güçlerin,
aktörlerin başvurduğu bir yöntem olduğunu söyledi. Kobani üzerinden
PKK'nın bir "kurucu mağduriyet" söylemi geliştirdiğini ve bunu her
yaşanan olayda daha pekiştirmeye çalıştığını ifade eden Altun,
"Böyle bir kurucu mağduriyet söyleminin bu olayda da
kullanıldığını görüyoruz" dedi.
Altun, olay olduktan hemen sonra HDP'li yetkililerin, "Devlet
ve IŞİD ortaklığında" bu saldırının gerçekleştirildiğini iddia eden
açıklamalarda bulunduğuna değinerek, "Ne zaman böyle bir
istihbarata ulaştılar? Daha olayın görgü tanıklarının bile neyin ne
olduğunu anlamadığı bir ortamda, HDP'liler doğrudan 'IŞİD ve devlet
ortak bunu yapmışlardır' dediler. propaganda makinesini işletmeye
başladılar. PKK'nın bu propaganda makinesi, bütün hoyratlığı ve
kaba sabalığıyla işlemeye devam ediyor" diye konuştu.
"DEVLET BUNA ENGEL OLMALI"
Devletin doğrudan oradaki varlığını göstermesi gerektiğini
vurgulayan Altun, "Devlet daha da fazla orada olmak zorunda.
Burada DAEŞ'in de PKK'nın da savaşı Türkiye'ye taşımasına
engel olunması gerekiyor. PKK, PYD ve IŞİD hep birlikte bir şiddet
sarmalı üretiyorlar" ifadesini kullandı.
"Türkiyelilik söyleminde bulunanların artık biraz konuşması
gerekiyor" diyen Altun şöyle devam etti:
"Doğrudan bu şiddet sarmalı içerisinde yer alan aktörlere de
mesafesini net olarak koyması gerekiyor. PKK ve HDP, Kobani'yi
radikal bir şekilde araçsallaştırdılar. PKK, Suriye'nin kuzeyini
kendisine militan toplamak için bir araç olarak kullandı. Burada
birçok insanı silahlandırdı, bir çok insana savaşmasını öğretti.
Türkiye'nin de bu noktada sessiz kalmaması gerekir. Kandil açıktan
savaş çağrısı yapıyor. Diğer taraftan IŞİD, silahlı terör örgütü
aygıtı olarak etrafına dehşet saçıyor. Burada üzücü olan şey ateşin
Türkiye'ye sıçramış olması. Kobani'ye giden gruplar savaşmak için
orada varlık göstermesi sorgulanmak durumunda. Genç insanların bir
başkaldırı romantizmiyle, bir militanlık övgüsüyle mobilize
edilmesi savaşa sürülmesi engellenmek zorunda. PKK, 13-14 yaşındaki
çocukların eline silah veriyor. Bunların görüntüleriyle propaganda
yapıyor. Daha 20-25 yaşındaki gençleri bunlar üzerinden motive
ediyor."
"BU EYLEMLER DAHA DA ARTABİLİR"
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırmaları Vakfı (TEPAV) terör
uzmanı Nihat Ali Özcan da dört yıldır devam eden bir sivil savaş
olduğunu belirterek, "Çok farklı gruplar çok farklı yöntemlerle
savaşlarını sürdürüyorlar. Bu savaşların temel karaktaristiği de
fiziki sınırların bunları çevreleyip bir yerde tutması mümkün
değil" dedi.
Türkiye'den de çok sayıda insanın savaşan grupların her birine
katıldıklarına dikkati çeken Özcan şöyle konuştu:
"Bir kısmı hayatını kaybetti, bir kısmı döndü. Bu dönen
insanlar hem kendileri hem de medya ve iletişim araçları ile
fikirlerini, davalarını, politik amaçlarını bu ülkeye de taşıdılar.
Bütün bunlar yan yana gelince hemen sınırda ya da başka bir yerde
bu türden bir saldırının olması çok büyük bir sürpriz değil. Bundan
sonraki dönemde de gruplar kendi amaçları doğrultusunda farklı
yerlerde farklı biçimlerde bu tür eylemleri yapmayı
deneyeceklerdir. Bu saldırı da, 6-8 Ekim'deki saldırılar da,
Diyarbakır'daki saldırı da, unuttuğumuz ya da gözardı ettiğimiz
daha küçük saldırılar da zincirin halkaları."
"PKK'YI ÇATIŞMA ZEMİNİNE ÇEKME ÇABALARI VAR"
AK Parti Diyarbakır eski Milletvekili Galip Ensarioğlu ise
Suruç'taki terör saldırısının insanlığa karşı işlenmiş bir suç
olduğunu söyledi. Herkesin bu konuda duyarlı olması gerektiğini
belirten Ensarioğlu, "Türkiye'nin Ortadoğu'daki hamlesinden
rahatsız olan batılı güçler, Türkiye'nin onların oyununu bozduğu
kanaatine kapıldılar. Türkiye'nin kendi içinde bir
çatışmaya dönerek ya Çözüm Süreci'nin bozulması ya da PKK'yı
çatışma zeminine çekme çabaları var. Türkiye'nin
Ortadoğu'daki gücünü kırmak, hamlelerini güçsüzleştirmek ve
Türkiye'yi sıkıştırarak çatışmaları buraya çekmektir" diye
konuştu.
Ensarioğlu, Türkiye'de var olan bütün sorunların
çözülebileceği demokratik bir zeminin bulunduğunu vurgulayarak,
"Hangi düşünce ve fikirde olursanız olun sorunları demokratik
siyasi zeminde çözme eğilimi içinde olunmalıdır. Silahlı mücadeleyi
reddetmek gerekir" ifadesini kullandı.