Pulur'dan Başbakan'a soru

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın basınla iligli açıklamalarına bir eleştiride usta gazeteci Hasan Pulur'dan geldi. Pulur, "Sayın Başbakan "o gün" ne zaman gelecek?" sorusuyla konuya girdi.

BU, aynı piyesin kaçıncı perdesidir seyrettiğimiz, ya da bu plağı kaçıncı defa dinlemişizdir.
Piyesin adı da, plağın adı da hiç değişmez:
"Başbakan'la görüşemiyoruz!"
Şarkının nakaratı da, piyesteki tiradın son cümlesi de hep aynı:
"Kendisi iyidir ama, ah o çevresi olmasa!"
Başbakan Erdoğan'ın Fatih Altaylı'yla yaptığı söyleşi, bu piyesin kim bilir kaçıncı perdesidir ya da plağın kaçıncı çalınışıdır... (Hürriyet, 3 Nisan 2005)
***
KİMSEYLE aşık atamayız ama, elli yılı aşkın meslek deneyimimiz, bu piyesin ve bu plağın altında yatanları anlamamıza yardım eder.
"Başbakan'la görüşemiyoruz!" diyenleri duyunca, dediklerini okuyunca aklımıza ne gelir bilir misiniz?
***
BİZ söylemeyelim de, bırakalım Sayın Başbakan söylesin:
"Bakıyorsunuz çok doğal bir randevuyla geliyorlar. Ama arkasında her türlü gizlilik planı var. Kimi zaman yatırım projesi, kimi zaman ihale, kimi zaman da kendi yatırımlarını anlatıp, 'Ben şu işe gireceğim, şunu teminat göstereyim mi?' diyerek doğrudan kredi istiyorlar. İsim vermem ama açıkça söylüyorum. Bana böyle gelen tonlarla adam var. (...) Yani iş gazetecilikle başlıyor, sonra oraya kadar gidiyor. Ben bunları açıklarsam, inanın hepsinin dengeleri bozulur."
***
BU seyrettiğimiz oyunun, dinlediğimiz plağın devamı şudur: Birkaç gazeteci, yazar "Açıklayın!" diye meydan okur, Tufan Türenç gibi Ahmet Hakan gibi...
Sonra unutulur, gider.
Daha doğrusu unutulmaz da, çiğ yiyenlerin midesi ağrır, mesaj yerine ulaşmıştır.
Susarlar!
***
BİR tarihte de bir sendikacı böyle birtakım laflar etmişti...
THY greve gidiyordu, greve neden olan istekler aşırıydı. Sendika başkanı işkembe-i kübradan attı:
"Bizi eleştirenler, THY'den bedava uçak bileti alıyorlar."
Hemen cevabını verdik:
"Kimler, açıkla!"
THY Genel Müdürü Sayın Cem Kozlu. Ondan da rica ettik:
"Kim bunlar, açıklayın!"
Cem Kozlu açıkladı:
"Bizden böyle bilet alan yok!"
Sendika başkanı sustu, sesini kıstı.
***
PEKİ bu defa ne olacak?
Fatih Altaylı soruyor:
"İsimleri yine açıklamıyorsunuz. Siz açıklamazsanız kim açıklayacak?"
"Merak etmeyin, günü geldiğinde onları da birer birer açıklayacağım!"
Ne zaman Sayın Başbakan, ne zaman?
Ba'd harabül Basra'dan sonra mı?
Yani Basra harap olduktan sonra mı?
***
ŞİMDİ içinizden bazıları diyecek ki:
"Yoksa sen de mi Başbakan'la görüşemeyenlerdensin?"
Yooo, ne böyle bir isteğimiz var, ne de sitemimiz.
Kendisiyle belediye başkanıyken iki telefon konuşmamız oldu, arayan kendisiydi. Birinci görüşmemiz pek nahoş geçmişti, ikinci görüşmemizde de bizi başka bir "Hasan"la karıştırdığı için aramıştı.

YAZI:Hasan PULUR
MİLLİYET