Prostat kanserinin belirtilerine dikkat!
Abone olİleri dönemde sık sık idrara çıkma, gece idrara çıkma, ağrılı idrar yapma ve idrar yapmada zorlukla kendini gösteren prostat kanseri,eklem ağrılarına yol açabilir
Uzmanlar, prostat kanserinin, yavaş ilerlediği ve geç
bulgu verdiğini belirterek, bulguların ortaya çıktığında hastalığın
ilerlemiş ve metastatik şeklinde kendini gösterdiğini ifade
ediyor.
Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, prostat kanserinin yaşlanan erkeğin en
önemli problemleri arasında yer aldığını söyledi. Avrupa'da 2009
yılı itibari ile 2.6 milyon yeni kanser vakası saptandığını
belirten Biri, tüm kanser vakalarının yüzde 11'inin ve kanserden
ölümlerin yüzde 9'unun prostat kanseri olduğunu ifade etti. Biri,
prostat kanseri için bilinen en kuvvetli risk faktörünün genetik
olduğuna, ailede prostat kanseri öyküsü olmasının prostat kanseri
için risk oluşturduğuna dikkati çekerek, beslenme alışkanlığının da
prostat kanseri gelişiminde etkili olabileceğinin düşünüldüğünü
dile getirdi.
Prostat kanserinin, genel olarak orta-ileri yaş erkeklerin
hastalığı olduğunu, hastalığın yavaş ilerlediğini ve geç bulgu
verdiğini ifade eden Biri, bulgular ortaya çıktığında ise
hastalığın ilerlemiş ve metastatik şeklinde kendini gösterdiğini
söyledi. Biri, hastalığın bulguları arasında sık sık işeme, gece
idrara çıkma, ağrılı idrar yapma ve idrar yapmada zorluğun öne
çıktığını belirterek, ''İlerlemiş hastalık da ise bel ve
eklem ağrıları, halsizlik ve kilo kaybı olabilir. Bazen hastalık
hiç belirti vermeden rastlantısal olarak veya kontrollerde PSA
yüksekliği nedeniyle yapılan biyopsi ile ortaya
çıkabilir'' diye konuştu.
TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Biri'nin verdiği bilgiye göre, hastalığın tevdisi tamamen evresine
göre yapılıyor. Dikkatli izlem, cerrahi tedavi, radyoterapi, HIFU,
hormonoterapi, kemoterapi gibi tedavi seçenekleri bulunuyor.
Cerrahi tedavi, açık cerrahi, kapalı cerrahi ve robotik cerrahi
olarak uygulanabiliyor. Prostat kanserinde dikkatli izlem, yavaş
seyir gösteren ve tedavinin yan etkileri nedeniyle tedavi
edilmeyecek hasta gurubuna uygulanıyor. İzlem protokolüne alınan
hasta, düzenli olarak serum PSA ölçümü ile birlikte hastalığa özgü
sorgulama ve parmakla rektal muayene ediliyor.
Üç ayda bir PSA ölçümü diğer biyokimya testleri, yılda bir prostat
iğne biyopsisi yapılarak hastalığın ilerleyip ilerlemediği kontrol
ediliyor ve gerektiğinde kemik taraması isteniyor. Yerel olarak
yerleşmiş, uzak yayışım göstermeyen hastalık durumda ise radikal
prostatektomi tedavisi uygulanıyor. Açık, kapalı ya da robotik
cerrahi ile prostat kapsülü ile birlikte, seminal veziküllerin ve
çevre yağ dokuları ile birlikte çıkarılıyor. Bu tedavi, tümörün
prostat dokusuna sınırlı olan, lenf nodu tutulumu olmayan, uzak
metastaz olmayan, 75 yaşından küçük hastalara yapılabiliyor. Genel
anesteziye bağlı risklerin dışında bu uygulama sonrasında idrar
kaçırma ve sertleşme problemleri yaşanabiliyor. Yapılan
çalışmalarda idrar kaçırma oranı yüzde 9-27 ve sertleşme problemi
oranı ise yüzde 13-49 arasında değişiyor. Brakiterapi olarak da
adlandırılan radyoreterapi ile prostat bezine yüksek dozda
radyasyon verilebiliyor. Hormonal tedavide ise prostat kanseri
testosteron denilen hormona duyarlı bir kanser çeşidi olduğundan
sık tercih ediliyor.
Testosteron bir erkeklik hormonu ve prostat kanserinde varlığı
istenmiyor. Dolaşımdaki testosteronun ortadan kaldırılması ya da
salgılanmasının durdurulması hormonal tedavinin temel prensibini
oluşturuyor. Hormonal tedavide, dolaşımdaki testosteron hormonun
baskılanmasına bağlı olarak seksüel problemler, meme büyümesi,
bulantı, mide problemleri ve baş dönmesi gibi yan etkiler
görülebiliyor. Hormon dirençli kanserlerde ya da ilerlemiş
kanserlerde kemoterapi kullanılıyor. Krioterapi seçeneğinde ise
prostat dondurularak tedavi ediliyor. Krioterapi ultrasonografi
eşliğinde iğneler ile girilerek prostatın soğutulması ve
dondurulması ile yapılıyor. Postat kanserinde alternatif tedavi
metotalarından olan HIFU (High Intensity Focused Ultrasound)
ameliyatsız bir yöntem olarak gösteriliyor. Özel bir ultrason
probunun bilgisayar eşliğinde makata yerleştirilerek kanserli
dokunun odaklanması ve ses dalgaları ile tedavi edilmesi prensibine
dayanıyor. HIFU, hastalık tekrarladığında yeniden uygulanabiliyor
ya da diğer tedavi yöntemleri başarısız olduğunda
yapılabiliyor.