*İktisadi ve idari fakültesi mezunu yüz binlerce gencimiz
var,
*Onun iki katı öğretmenler adaylarımız,
*30-40 bin ziraat mühendisimiz var,
*Milyonlarca lise mezunu; kültürüyle bozuşmuş, benliğini
kaybetmiş, geleceğe kaygıyla bakan lise mezunu gençlerimiz.
*Ya hayata darılan kimi vatandaşlarımıza ne demeli her biri ayrı
bir dert ayrı bir musibet.
Bunlar için ne yapılabilir acaba hiç düşündünüz mü?
İlk etapta her köye bir danışman ziraat mühendisi projesiyle bu
gençlerimizi istihdam edelim. Bir ara böyle bir proje yapıldı ama
köyler üzerine K harfi kadar faydalı olduğuna inanmıyorum, oraya
garip guraba çocukları alınmadı ki köylünün derdinden anlasın.
Öğretmen adaylarını isteyen her okulda ek katkı adına etütlerde
istihdam edilebilir, yada üç ay altı ay süreri kurslarla bu
gençlere yeni meslekler öğretilir.
İİB mezunlarına gelince birebir çağırıp yedi seçenek sunalım
“kardeş şu anda senin diploman sadece lisans mezunu olarak işe
yarıyor bu diplomadan başka medet bekleme sen eğer kendi işini
kuramıyorsan yeni meslek edinmen lazım” demek durumundayız.
Artık bunu diğer mesleklere kıyaslayın.
Lise mezunları gençlerimizi de hayata bağlama adına meslek
kurslarıyla nitelikli hale getirip üretime eleman hazırlamamız
lazım.
Vatandaşlık akademisiyle de vatandaşımıza moral ve motivasyon
kandırarak her vatandaşı kendi ölçülerinde verimli duruma
getirmenin zamanıdır diye düşünüyorum.
Sabah bir gencim evden çıktığı zaman nereye gittiğini bilmek
durumundayız, bu devir böyle istiyor.
İşe mi, spora mu, okuma programına mı, kültür evi sohbetine
mi?...
Devlet baba zamanında ihmalkarlık yapıp bu işsizler ordusuyla
bizi baş başa bıraktı. Bizim ise “bana ne” deme
gibi bir lüksümüz yoktur.
Şu İş-Kur kadrosuna alınan iş danışmanları ne işe yarıyor bir
bilsem bir az rahatlatacağım ama anlamakta zorlanıyorum.
Benim yaşadığım şehirde iş kur bünyesine 70 iş danışmanı
çalışıyor 7 büyük ilçede onar kişi çalışıp vatandaşa yardımcı olsa
fena mı olur? İş kur binasında saf tutmaktan canları da sıkılmıyor
mu acaba?
Kulak ardı etmeyin dertli bir vatandaş edasıyla şehrinde TÜİK
verilerine göre 200 bin işsizin olduğu bir şehrin derdiyle
konuşuyorum.
Siz de “Bana ne” diyemezsiniz.
Ey Çalışma Bakanlığı
Ey Tarım Bakanlığı,
Ey Milli Eğitim Bakanlığı,
Ey İçişleri Bakanlığı,
Ya Kalkınma bakanlığına ne demeli, en önemli kalkınma nitelikli
insan yetiştirerek “beşeri sermaye” oluşturmak
olduğu halde bu konuda çalışmalarınızı pek göremiyoruz, yoksa var
da bizim haberimiz mi yok.
Proje üretin proje beyler! İnsanımızı hayal kırıklığına
uğratmayın!
Demedi demeyin, bir gün bu gençler yakanıza/yakamıza
yapışacak.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Diyabekir’de cazibe
merkezi teşvikinden 23 ilden en çok pay alan bu şehirdir dedi, kısa
zamanda açılacak fabrikalarda 37300 kişinin çalışabileceğini
söyledi. O ne derse doğrusunu söyler kanaatimce, ama ben buna
hazırlık adına şehrimde bir heyecan göremiyorum.
Bu fabrikalara eleman alınırken makul kriterler dahilinde
isteyen her aileden birer kişi alınmalıdır bence. Bu işlere
yerleştirmeler bu şekilde şeffaf olmalı.
İş-Kur belediye iş birliği içinde bu fabrikalara eleman
yetiştirmek gerek- miyor mu? Yoksa bu çalışanların 30 bini
dışarıdan mı gelecek sormadan edemiyorum.
Ülkenin yazar çizerlerine sesleniyorum, saatlerce politik
meselelerde olabilirlik üzerinde fikir üretiyorsunuz, peki bu
reel soruna reel bir çözüm getirmek için niye çaba sarf
etmiyorsunuz?
Hayatın içinde rolünüz ne olursa olsun, bu konuda duyarlı
olmanızı bekliyorum, ona göre.