Uzun zamandır hiçbir şekilde çözüm bulamadığım ve beni sürekli
endişelendiren içimizdeki hainlerin toplu olarak nasıl temizliği
olacağıydı.
Yüz sene çalışsaydık içimizden atılmayacak ifrazat
atıldı...
Allah ayaklarına doladı...
Oyun kurucular biz kurduk yönetiyoruz derken kuyrukları
ayaklarına dolandı ve cerahat temizliği başladı.
Sen ne büyüksün Allahım...
İnsanlarımız geceler boyu meydanlarda beklemelerine rağmen
gündüzleri işlerini aksatmadılar.
Seçilmiş hükümet ve devlet görevlileri işlerinin başındalar,
içeride bu hain gruba karşı operasyonlar devam ediyor.
Merkez Bankası ve ekonomiden sorumlu yöneticilerimiz büyük bir
titizlikle çalışmalarını sürdürüyor.
Ülke genelinde yakaladığımız bütünleşmeyi ve huzur ortamını
uluslararası alana taşımalıyız.
Ekonomik sıkıntılar yaşatmalarını engellemek için bu işi
yabancılara da iyi anlatmamız gerekiyor.
Türkiye içinde elde ettiğimiz kazanımı dış bağlantılara
aktarmamız gerekiyor.
Bu da bizim görevimiz ve planımızın bir parçası olmalı.
Bunlar küçümsenecek şeyler değil.
Öncü müfreze Millet tarafından dağıtıldı lakin iki yeni darbe
girişimi riski devam ediyor kanaatimce.
Yeni bir darbe denemesi ekonomik alanda
olabilir.
MGK ve Bakanlar Kurulu toplantısında alınan OHAL kararı ile bu
girişim belirli ölçüde engellenecektir çok şükür.
OHAL ilanı olası bir dış mihraklı "ekonomik darbe" ye
yönelik çelik yelek görevi yapacaktır...
Reel sektörde faaliyetlerimizin aksamadığını anlatmamız
gerekiyor ki böyle bir teşebbüste bulunmaya kalkışmasınlar.
Sayın Cumhurbaşkanımız her fırsatta yaptığı konuşmalarda yatırım
faaliyetlerimizi anlatmasının sebebi de bu.
Hamasete hapsolmuş birileri “darbe olmuş sen hala köprülerden
bahsediyorsun” demesi anlamsız.
Biz ne yaptık?
Ne yapmalıyız?
Türkiye insanı olarak top yekûn tarihte ilk defa Amerika
merkezli bir müdahaleyi savuşturan millet olarak birçok ülkeye
rol-model olduk.
Bu işin böyle de olabileceğini gösterdik.
Şimdi bunun siyaset, hukuk, ekonomi, kamusal alan, uluslararası
ilişkilerde vs. nasıl sürdürülebileceğini göstermemiz
gerekiyor.
Siyaset ve yönetim becerisi olarak Recep Tayyip Erdoğan
gibi karakteri güçlü bir lidere sahip olmamız önümüzü fazlasıyla
açıyor.
İkinci yeni darbe dalgası DAEŞ!
Sizlerde muhtemelen sosyal medyada rast geldiğinizde
seyretmişsinizdir.
Amerika'dan ülkemizdeki hainleri yönetmeye çalışan, proje
amiri olan şahsın DAEŞ (IŞİD) ile ilgili Batı medyasına vermiş
olduğu röportaj var.
Bu röportajda; Erdoğan’ın ve hükümetin DAEŞ ile işbirliği içinde
olduğunu ve bu terör örgütü ile dindar adamları evlerinden alıp
işkenceler ettiği yönünde iftirada bulunuyor.
Erdoğan’ın ve hükümetin DAEŞ terör örgütüne ciddi destek verdiği
iftirasını atıyor.
Amerika’daki zatın iftiralarının doğru okunması gerektiğini
düşünüyorum.
Nereden destek alarak neye dayanarak bunu söylüyor!
Dış güçlerin yeni oyunu DAEŞ terör örgütü üyelerini
farklı kimlik ve yollardan ülkemize sokarak canlı bomba ve suikast
girişimleri ile iç savaş çıkarmaya çalışabilirler.
Bu konuda da Milletimiz ve Devletimiz teyakkuzda olmalı.
DAEŞ terörü vuku bulması durumunda da utanmadan “bak ey batı ben
size dememiş miydim!” diyebilir.
Uluslararası alanda gönül bağımız olan birçok Doğu ülkesi açık
desteklerini gösterdiler.
Batılı ülkeler mesafelerini koruyacaklardır ama güçlü bir
Türkiye'nin aleni bir şekilde karşısında olamayacaklardır.
O yüzden içeride temizlik sürerken, kazanımlarımızı uluslararası
alana taşımalıyız.
Millet ve Devlet bütünlüğünün devamı içinde müteyakkız halde
kalmaya devam etmeliyiz.