Prof. Dr. Atasoy polisleri haşladı mı?
Abone olUluslararası Narkotik Kontrol Kurulu (INCB) Başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy polisleri haşladı haberine tepki gösterdi.
www.sonsayfa.com un haberine göre olaylar şöyle gelişti.
Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu (INCB) Başkanı Prof. Dr. Sevil
Atasoy, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Madde Komisyonu 53.
toplantısına katılan Türk heyetiyle yaşadığı ileri sürülen kriz
hakkında önemli açıklamalar yaptı.
INCB Başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, BM Uyuşturucu Madde Komisyonu
53. toplantısına katılan Türk heyetindeki narkotikçilerin
hazırladığı raporda kendisi hakkında ileri sürdükleri iddiaların
doğruyu yansıtmadığını ve haberde aktarıldığı gibi bir olayın
yaşanmadığını söyledi.
ŞAŞKINLIĞINI GİZLEYEMEDİ
Prof. Dr. Sevil Atasoy, yaptığı açıklamada Türk heyetinin
ziyaretinin iddia edildiği gibi bir nezaket ziyareti olmadığının
altını özellikle çizdi.
NTV’nin canlı yayınına katılan ve çok önemli açıklamalar yapan
Atasoy, şaşkınlığını gizleyemedi.
Gündeme getirilen ve kriz olarak lanse edilen ziyaretin resmi
ziyaret olarak gerçekleştiğini dile getiren Atasoy toplantıda
Türkiye Daimi Temsilciliği'nden bir yetkilinin bulunduğunu ve
tresmi ziyaret sırasında görüşülenlerin zabıt altına alındığını
ifade etti.
TÜRK HEYETİ AYAKÜSTÜ RANDEVU İSTEDİ
Prof. Dr. Sevil Atasoy BM Uyuşturucu Madde Komisyonu 53. toplantısı
için bir haftada 17 ayrı heyetle görüştüğünü ve bu görüşmelerin
zamanlamasının sekreterya tarafından yapıldığının altını çizerek
şunları kaydetti.
" Türk heyetinin ziyareti söylenenin aksine nezaket ziyareti
değildi. Resmi bir görüşme idi. Hatta bu görüşmenin öncesinde
yaşananlar usule uymayan ve şık olmayan bir şekilde cereyan etti.
Ben bir toplantıdan diğerine yetişmeye çalışırken heyetten genç
biri yanıma geldi “ Buyrun ne istiyorsunuz diye sordum. Bana
sizinle birlikte yürüyebilir miyim şeklinde bir soru ile karşılık
verdi. Ardından ayaküstü Türk heyetinin görüşme talep ettiğini
söyledi. Bu durum son derece yakışıksız ve hoş değildi. Ama yine de
kendilerine sekreteryadan randevu almalarını istedim ve yanlış
anlaşılmamak içinde küçük bir açıklama yaptım. Bir hafta içinde bir
çok heyetle görüşmem var. Ama kiminle ne zaman bu görüşmeleri
yapacağımı bilmiyorum. Randevularımı sekreteryam organize ediyor.
Randevuyu sekreteryadan alırsanız görüşmemiz mümkün olabilir”.
ÖNCE TÜKÇE SONRA MECBUREN İNGİLİZCE
KONUŞTUK
Prof.Dr. Sevil Atasoy bu nahoş ve ayaküstü yapılan görüşme
teklifinin ardından olanları şöyle anlattı.
Randevu aldılar ve heyet olarak geldiler. Konuşmaya bu ziyaretin
beni ne kadar mutlu ettiğini söyleyerek başladım. Türk heyetini
görmekten mutlu olduğumu aktardım.
Diğer bütün heyetlerde gerçekleştirdiğimiz kabullerdeki gibi Türk
Heyetini de ekibimle birlikte karşıladım. Toplantıya daire
başkanlarım da katıldı. Bu yüzden Türkçe başlayan toplantının
kayıtlara geçmesi açısından İngilizce devam edeceğini söyledim. Bu
tür görüşmeler kurallar gereği İngilizce olarak yapılıyor ama
yinede uzunca bir süre heyetle Türkçe konuştum.”
ÖZEL GÖRÜŞMELER YAPAMAM
INCB'nin başkanlığına Ekonomik Sosyal Konsey tarafından seçilerek
geldiğini belirten Prof. Dr. Atasoy, “Şahsımın oradaki görevleri ve
niçin orada bulunduğu bellidir. INCB'de görev yapanlar Türkiye'nin
de altına imza attığı 1961 sözleşmesine dayanarak belirleniyor. O
sözleşmede heyetin kimlerden ve nasıl oluşacağı yazılı. Görev
yapacaklarla ilgili sözleşmede 'bağımsız ve ülkelerine taraf
olmayacak kişilerden seçilir' diye kayıt var. Ben ne Türk heyeti
ile ne de başka heyetlerle özel görüşmeler yapamam. Malesef orada
ülkemi temsil edebilecek bir pozisyonda değilim. 192 ülkeyi temsil
ediyorum. Ancak o toplantıda, farklı toplantılarda diğer ülkelere
yaptığım sert eleştirilerin aksine, Türk heyetine önemli tüyolar
verdik. Son derece pozitif bir toplantıydı. Heyetler dışında
toplantıdaki tek kişi Viyana Daimi Büyükelçiliği'mizden bir
yetkiliydi. Orada ne olup bittiğini en iyi bilen kişi kendisidir. O
toplantıda Türk heyetine kötü davranmışım gibi lanse edildi. Bu
kesinlikle mümkün değil. Konum olarak kimseye ne iyi ne kötü
davranabilirim. Toplantıda Türkiye lehine son derece önemli
bilgiler paylaşıldı. Hatta bazı konuları yazılı olarak sekreteryaya
bildirmelerini istedim. Böylelikle bir sonraki dönem için onlara
yol gösterdim.”
ASIL SEBEP BAŞKA
Toplantıda sadece emniyet mensubu narkotikçilerin bulunmadığını
söyleyen Prof. Dr. Atasoy, kendisi hakkında yapılan bu karalamanın
aslının başka nedenlere dayandığına inandığını söyledi. Atasoy,
konunun Şubat ayında Ankara’da açıkladığı 2009 raporunun ardından
bir gazetecinin sorduğu soruya verdiği cevaptan
kaynaklanabileceğini anlattı.
Prof. Dr.Atasoy sözlerine şöyle devam etti;
"Ankara'da BM Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu'nun raporunu
açıkladım. Sunumun sonunda bir gazeteci 'Türkiye'nin uyuşturucu
yakalama performansı nasıl' diye bir soru sordu. Ben de Uyuşturucu
ve Suç Ofisi'nin verilerine göre, Türk iye üzerinden geçen
uyuşturucunun sadece yüzde 10'unun yakalandığını söyledim. Bu rakam
geçtiğimiz yıllarda çok daha fazlaydı. Sanırım bu açıklama
narkotikçileri rahatsız etti ve Viyana'daki ziyareti bahane ederek
bu açıklamanın rahatsızlığını yansıttılar. Ancak bu benim tespitim
değil. Rapor BM’nin bir başka kurulu tarafından hazırlandı. Bu
bilgi orada yer alıyor. Yine Türk heyeti ile yaptığım toplantıda bu
konuda bir şikayet var ise mutlaka yazılı olarak bildirilmesi
gerektiğini de izah ettim. Ankara'daki toplantının ardından sanırım
bu veriler ışığında ciddi problemler yaşandı emniyette. Tekrar
etmekte fayda var. Bu rapor bana bağlı bir kurumun raporu değil. BM
Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin raporu.
ÇOK ÜZGÜNÜM
Prof. Dr. Sevil Atasoy, yaşananların kendisini çok üzdüğünü
belirterek neden böyle bir konunun gündeme getirildiğini bir türlü
anlayamadığını belirterek “ Aslında çok sevrimli bir toplantı
olduğunu düşünmüştüm. Ama bütün daire başkanlarımın olduğu resmi
bir toplantı da kendi ülkeme özel ilgi göstermem yanlış
anlaşılabilirdi. Buna rağmen bazı konularda heyete yol gösterdim.
Ama ilgi göstermediğim hatta fırçaladığım yönünde haberler çıktı.
Olayın aslı böyle değil. Daimi temsilcilikteki görevli arkadaşımız
toplantıda yaşananların tanığıdır.”