PKK'nın örgüt içi infazları
Abone olTerör örgütü PKK'nın örgüt içi infazlarına tanık olan Dilaram anılarını "Özgürlüğe Kaçış" isimli kitabında topladı. İşte tecavüzler infazlar ve dayaklarla dolu anılar...
PKK’dan kaçarak Irak’a sığınan, örgüt içi cinayetlere tanık olan
Dilaram (29) Türkiye’den Kandil Dağı’na gidip PKK’ya katılan
çocuklarını arayan annelere sıra dayağı atıldığını söyledi. Kendisi
gibi kadınların yaşadıklarını "Özgürlüğe Kaçış" isimli anı
kitabında toplayan Dilaram, çocuğu PKK’ya katılan Türkiye’deki anne
babaları cesur olmaya, PKK’dan hesap sormaya çağırdı. İşte
Dilaram’ın anlattıkları: İnfazcısı Gulan’ı 2 kadın boğarak öldürmüş
Tatvanlı Gulan, Murat Karayılan’a bağlı PKK Özel Kuvvetleri’nin
komutanıydı. 1992’den beri tanışıyorduk. İki yıl önce Kandil’de
öldürüldü ve faili meçhul süsü verildi. Cinayeti hálá sır. Kimin
öldürdüğü, nedeni örtbas edildi. Nöbetçi görmüş, o gece iki kadının
onu boğduğunu. Tecavüz süsü verilerek battaniye altında boğularak
öldürüldü. Gulan örgütün tetikçisiydi. Üstten bazılarının adına
kendi arkadaşlarını infaz ediyordu. Gulan’ın Erzurum Karayazılı
gerçek adı Faruk Bozkurt olan Merkez Komitesi Üyesi Nasır’ın
öldürülmesinde parmağı vardı. Nasır, 2003’te PKK Özel Kuvvetleri
tarafından Kandil’de öldürüldü. Murat Karayılan’ın komuta ettiği
kuvvetler, Nasır’ın çadırına bomba attılar. Çünkü o, Apo’nun
yakalanmasından sonraki kongrede "Bu iş böyle yürümez. Sistemin
değişmesi gerekiyor" diye bas bas bağırmıştı. İç hesaplaşma
nedeniyle onun ölümünde rolü olan Gulan’ı da başka iki kadına
öldürttüler. Anneler, neden susuyorsunuz sizde hiç mi yürek vicdan
yok Bir hafta kadar önce Irak basını yazdı. On anne Türkiye’den
gelip Kandil’e çıktı. "Çocuklarımızı görmek istiyoruz. Sağ mı ölü
mü, bilmek istiyoruz. Çocuklarımızı almadan gitmeyeceğiz" dediler.
PKK’lılar çocuklarını göstermemekle kalmadı, bir de dayak attılar
annelere. Anneler, Zaho’da basın açıklaması yaptılar. Çocukları
PKK’ya katılan Türkiye’deki anne babalar, neden cesur davranmıyor,
neden sormuyor PKK’ya? Benim bir akrabam 1992’de infaz edildi.
Babası biliyor durumu. Neden sorgulamıyor, neden çocuğuna sahip
çıkmıyor? Yüzlerce örnek var. Hiç mi yürek, hiç mi cesaret, vicdan
yok. Zavallı çocukların hiçbirinin mezarı bile yok. Öldürüp üzerine
biraz toprak atıyorlar. Kurda kuşa yem oluyor. (NOT: Cihan Haber
Ajansı Irak Temsilcisi Çetin Erçetin, PKK’ya katılan çocuklarının
akibetini öğrenmek için ocak ayının ikinci haftasında Kandil’e
giden bir grup annenin PKK’lılardan dayak yediğini doğruladı.
Erçetin, annelerin Zaho’da basın toplantısı yapmalarına ise izin
verilmediğini söyledi.) Hayatta kalmayı Türk komutana borçluyum
1996 Temmuzu’nda Zagros Dağları’nın Irak tarafındaydık. 80 kişilik
bir taburduk. Şemdin Sakık da oradaydı. O gece çatışmaya giderken
gizli günlüğümü ve fotoğraf albümümü gömdüm. Gruplara ayrıldık.
Bizim gruptaki tek kız bendim. Asker geleceğimizi biliyordu, tedbir
almıştı. İlk atış onlardan geldi. Suriye Kubanlı komutanımız
yaralandı. Onu almaya giderken baktım, bizimkiler kaçıyor. Gelin,
yardım edin dedim, dönmediler. Tam o sırada bir ateş kümesi gözüme
girdi, havaya uçtum. Yere düştüm. Sımsıcaktım. Acı duymuyordum.
Kalkmayı denedim. Elim ve ayağım parçalanmış, altımda kalmış.
Ellerim kırık kemiklerin arasına girdi. Kokladım, kan kokuyordu.
Bağırıyordum, beni bırakmayın diye. Kimse gelmedi. İki gün iki gece
kaldım yerde. Bir bakıyordum güneş, bir bakıyordum ay.
Kurtlanmıştım. Yaralarıma girip çıkıyorlardı. İki gün daha geçmiş
aradan. Rütbeli, bembeyaz saçlı bir Türk komutan geldi. Tertemiz
tıraşlıydı. Leş gibi kokuyordum. Yüzünden tiksindiğini anladım.
Çırılçıplaktım, her tarafım kan ve kurt içindeydi. Uzun uzun baktı.
Öldürebilirdi ya da öleceğimi bilse bile götürmeleri için emir
verebilirdi. Ama arkasını döndü, gitti. Hayatta kalmayı ona
borçluyum. Selim ve Aysel Çürükkaya da tecavüzleri anlatmışlardı
Aysel Çürükkaya, PKK’nın eski üst düzey yöneticilerinden. Doz
Yayınları’dan 2004 Eylül’ünde çıkan ve 10 kadının anlattıklarına
dayanan "PKK’da Kadın Olmak" isimli kitapta tanık olduğu bir
tecavüzü de anlattı. PKK’nın "Ulusal Meclis" başkanı, Apo adına
savcılık yapıp idamlara karar veren ve 1991’de öldürülmemek için
kaçan eşi Selim Çürükkaya da "Apo’nun Ayetleri" isimli kitabında
kendi tanıklığını anlatmıştı. O zaman hain olarak gördüğü eşinden
iki yıl sonra örgütten kaçan Aysel Çürükkaya halen kendi başından
geçenleri yazıyor. Karı koca Çürükkayalar, PKK’nın ölüm listesinde.
Aysel Çürükkaya tanık olduğu Apo tecavüzünü şöyle anlatıyor (sayfa
134-135): "Bu adam bir diktatör, bir ırz düşmanı. Her şeyi kendi
çıkarları için kullanıyor. Beni aldı, Şam’daki evine götürdü.
Kaldığım birkaç günde daha değişik durumlarına tanık oldum. Orada
tüm inancım kayboldu. Bir bayana tevavüze yeltendi. Aslen Bingöllü.
Avusturya’dan kaçmış, 16-17 yaşlarında güzel bir bayandı. Bir ara
başka bir odadan dehşet içinde bağırarak kaçtı. Benim arkama
saklandı. ’Aman Allahım ben nereye gelmişim’ diyordu. Yanımda
bulunan bayanlar ki çoğu şimdi buradadır (Almanya) onu ikna etmeye
çalışıyor, başkanın kendisini çağırdığını söylüyorlardı. Tekrar
götürdüler. Bu kez tekrar aynı tepkiyi gösterdi. Oraya buraya,
tuvaletlere kaçıp bağırıyor, ağlıyordu. Arkama geçti. ’Beni kurtar
bu canavarın elinden’ diye yalvarıyordu. Kurudum kaldım. Hiçbir
reaksiyon gösteremiyordum. Aklımı yitirmiş gibiydim. Kız, yakamdan
tuttu ve bana ’Sen hálá ne olduğunu anlamıyor musun’ dedi. O an,
daha önce Bekaa’da tutuklanan kızların anlattıklarını, yapılan
dedikoduları hatırladım ve bunların yalan olmadığını anladım.
Bunları hep düşmanın psikolojik savaş propagandası olarak kabul
etmiştim. Meğer doğruymuş. O gece o kız, gelip yanımda yattı.
Sabaha kadar ikimiz de ağlamıştık. Bu adam (Apo), Kürdistan
bağımsızlık savaşının önderi olarak bizim ırzımıza geçiyor!"
Kaynak: www.hurriyet.com.tr