Pis fundamentalist defol!
Abone olMuhafazakar zenginlerin çoğalması beyaz Türkler'i rahatsız etti. New Yonk Times'ten çarpıcı bir makale..
ABD'nin saygın gazetesi New York Times dünkü nüshasında
Türkiye'de yükselen muhafazakâr sermaye kesimiyle ilgili bir haber
yayınladı.
Dindar insanların artık kendi elitlerine sahip olduğunu belirten
gazete, birçok Müslüman ülke radikal fikirlerle uğraşırken
Türkiye'de zenginlikle gelen problemlere dikkat çekti.
Haberde, 'beyaz Türkler' olarak bilinen eski elitlerin dindar
zenginler-den rahatsız olduğu ve bu kesime tahammül edemedikleri
kaydedildi. Gazeteye göre Türkiye'nin yüzde 80'i 1950'lerde köyde
yaşarken, Özal'la başlayan dönüşümün ardından bu oran yüzde 30'a
düştü.
Eski zenginler hazır değil
Bu süreçte ortaya çıkan zengin dindar sınıf AK Parti'yi de iktidara
taşıdı. Ayrıca Türkiye'nin Avrupa'nın en büyük yedinci ekonomisi
haline gelmesine katkıda bulundu. Bu gücün, kökleşmiş zengin
aileler için bir tehdit unsuru olduğuna işaret edilen haberde,
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı Başkanı Can Paker'in, eski
zenginlerin ekonomik ve siyasi gücünü yenilerle paylaşmaya
"hazır olmadığı" yolundaki ifadelerine yer
verildi.
Mercedese binen başörtülüler rahatsızlık
veriyor
Eski elitler arasında yenileri için, "Bu köylülerin
aramızda ne işleri var?'' düşüncelerinin hakim olduğunu
vurgulayan Paker, bu insanların Mercedes'e binen başörtülü
kadınlara tahammül edemeyecek durumda olduğunu kaydetti. Bu
konuda yaşanan tecrübelerin aktarıldığı haberde, önemli bir
imalatçının kızı olduğu belirtilen Sehminur Aydın'ın en güzel
semtlerinden birinde arabasından çöp atan bir bayanı uyardığı için
kendisine "pis fundamentalist'' dediğini aktardı. Eşi
Yaşar Aydın'ın ise "her yerde zenginlerin yeni zenginlerden
hoşlanmadığını'' belirterek, önyargıların on yıl sonra aşılacağını
ifade etti.
Biz onları zenci gibi gördük
Yeni elitlerin lüks tutkusunun kendi çevrelerinden aldığı
eleştirilerin de dile getirildiği haberde, Sehminur Aydın'ın,
"Müslümanlar, eskiden yoksulluk sınavından geçerdi, şimdi
ise zenginlikle imtihan oluyor." sözleri aktarıldı. Lüks
tutkusunu yeni elitlerin kendilerini ispatlama çabası olarak gören
iç mimar Şafak Cak ise eski elitlerin bakışını kastederek, "Biz
onları zenci gibi gördük." ifadelerini kullandı. Sosyolog Recep
Şentürk ise "parası olanın istediği her şeyi satın
alabileceği mi, yoksa mütevazı bir hayat mı sürmesi gerektiği
ikilemi"nin önemli bir tartışma konusu olduğunu dile
getirdi.
Protestan iş etiğine sahip müslümanlar
Kendilerini "Protestan iş etiğine sahip Müslümanlar" olarak
tanımlayan dindar işadamları ise bunun inançlarını
derinleştirdiğini belirtti. Ailesi büyük bir şekerleme şirketine
sahip olduğu belirtilen Osman Kadiroğlu, "Arap ülkeleri
gibi petrol zenginliklerimizin üstüne yatamayız. Üretmekten başka
bir seçeneğimiz yok." diye konuştu.
İslam'ın zenginlere, gelirlerinin bir bölümünü yoksullara
aktarmasını emrettiğine dikkat çeken New York Times, yeni elitlerin
kazandıkları parayla sadece lüks tüketim yapmadıklarını, birçok
yardım faaliyetine de destek olduklarını özellikle vurguladı.
Haberde, Deniz Feneri'ne yapılan bağışların, 2001-2006 döneminde
100 kata yakın bir artışla 62 milyon doları bulduğuna işaret
edildi.