Petrol sonrası döneme hazırlık
Abone olKörfez ülkeleri, ekonomilerini petrol sonrası döneme göre şekillendirmek için teknoloji yatırımlarına ağırlık vermeye başladı.
Yüz yıldan kısa bir sürede, Körfez ülkeleri tanınmayacak kadar değişti.
Petrolün keşfi öncesinde, bölgedeki geniş çöller Bedevi
kabileleri ve develerine ev sahipliği yapıyordu.
Çöl hala insanların kalbinde önemli bir yer tutuyor ancak aynı
Bedevilerin torunları kumların üzerinde develere değil jiplere
biniyor.
Petrolün yarattığı zenginlik bölgenin gelişmesine yardımcı oldu
ancak hükümetler şimdi ekomilerini petrolün biteceği günler için
hazırlamaları gerektiğini fark ediyor.
Dünyaya büyük bir petrol rezervinden fazlası olduklarını göstermeye
çalışıyorlar.
Birleşik Arap Emirlikleri, bölgedenin en çok harcama yapan
ülkelerinden.
Başkent Abu Dabi'nin hemen dışındaki Masdor projesi karbonsuz,
sürdürülebilir bir şehir yaratmak amacıyla başlatıldı.
Deneysel güneş panelli çiftlikler, bir araştırma enstitüsü ve
elektrikli arabalar içeren projenin tamamlanması 16 milyar dolara
malolacak.
Çok az hükümetin böyle bir proje için bütçesi var ve bir yeşil
kentin petrol ihraç eden ülkeler için en büyük gösteriş olduğu
söylenebilir.
Bu varsayım çok da yanlış olmayabilir. Yenilik adına yapılan yüksek
miktarda harcamalar ve yeni projelere rağmen ortada çok bir sonuç
yok.
Küresel Yenilik Endeksi
INSEAD'in Küresel Yenilik Endeksine göre, Arap Emirlikleri 125
ülke arasında 34. oldu, ilk 40'a giren diğer tek Arap ülkesi ise
Katar.
Arap ülkeleri dünyanın en zenginleri olmasına rağmen, bu kadar
parayla elde edilebilecek sonuçları sağlamayı başarabilmiş
değiller.
Ama başarı öyküleri de yok değil.
Dubai'den arabayla 20 dakika uzaklıktaki Pacific Controls adlı
teknoloji şirketine ait cam kaplı binanın görünüşte diğer
binalardan bir farkı yok. Çölün ortasında olması dışında.
Kablosuz teknoloji aracılığıyla buradan 60 bin bina yangın
tehlikesi, enerji kullanımı ve diğer teknik sorunlara karşı gözetim
altında tutuluyor. Şirketin müşterilerinin sayısı her geçen gün
artıyor.
Her Körfez kentinde bir "teknopark", "bilim ve araştırma şehri" ya
da "bilgi köyü" var.
Bunun gibi birçok sözcük dillere dolanmış durumda ve bölgenin,
yaratıcılığı öne çıkaran bir araştırma merkezine dönüşmesini
sağlamak için çok para akıtılıyor.
Ama uzmanlar, hükümetlerin çarpıcı projelere mali destek sağlamanın
ötesine geçmesi gerektiğine dikkat çekerek asıl ihtiyaç duyulan
şeyin, yaratıcılık için gerekli olan sürdürülebilir bir eko-sistem
olduğunu söylüyor.
Bu da zaman alıyor ve zaman para demek. Özellikle de yeni işletme
kuranlar için.
26 yaşındaki May Habib, dünyanın en büyük Arap dijital yayımcısı
olmak için çaba harcıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri'ne para kazanmak için geldiğini söylüyor.
Ama zorlukların da bilincinde.
Girişimcilik vizesi
Habib, "Bölgedeki hızlı büyümeye, çokuluslu şirketler öncülük
ediyor. Sınırlı bütçeleri olan yeni küçük işletmelere uygun bir
yapı yok. Sıfırdan başlayan işletmelerin işi çok zor" diyor.
Ama uzmanlar sabır telkin ediyor.
Buradaki ekonomiler çok genç ve hükümetlerin kendi yaratıcı
projelerini hayata geçirebilmeleri için zamana ihtiyaç var.
"Küresel Yenilik Endeksi"ni hazırlayan uzmanlardan Kerim Sabbağ,
"Bu bölge, sosyal ve ekonomik kalkınma gündemine çok geç dahil
oldu. Gelişmiş pazarlarda, 30-40 yılda yapılanlar burada 10 yılda
başarıldı. Bölge üç-beş yıl içinde daha yukarı basamaklara
çıkacak." diyor.
Dubai'nin burada büyük şirketlerden bağımsız iş kurmak isteyen
kişilere "girişimcilik vizesi" vermeye hazırlandığı söyleniyor.
Abu Dabi'deki Teknoloji Kalkınma Komisyonu, teknoloji alanındaki
şirketlere destek sağlamak amacıyla kuruldu.
Birçoklarına göre bunlar önemli gelişmeler. Ama biraz geç kalmış
adımlar.