Patlamada şehit olan askerlerin aileleri TBMM’de
Abone olAfyonkarahisar’daki mühimmat deposu patlamasında şehit olan askerlerin aileleri TBMM’de CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve CHP’li milletve...
Afyonkarahisar’daki mühimmat deposu patlamasında şehit olan
askerlerin aileleri TBMM’de CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve
CHP’li milletvekilleri ile bir araya geldi.
5 Eylül 2012 tarihinde Afyonkarahisar’da meydana gelen ve 25
askerin şehit olduğu cephanelik patlamasında şehit olan askerlerin
aileleri TBMM’de CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve CHP’li
milletvekillerini ziyaret ederek sorunlarını anlattı. Avukat Altan
Ulutaş ile birlikte şehit yakınlarını milletvekilleri Volkan
Canalioğlu ve Ahmet Toptaş ile birlikte kabul eden CHP Grup
Başkanvekili Engin Altay, ailelerin sorunlarını dinledi.
Olayın başından beri çok ciddi çapalar harcadıklarını söyleyen
Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, “Biz bu olayda ne
olmuşsa, kaza ise kaza, sabotajsa sabotaj, tedbirsizlikse
tedbirsizlik, çocuklarımızın nasıl öldüğünü bizi ikna edecek, kamu
vicdanını rahatlatacak şekilde ortaya çıkmasını istiyoruz. Başından
beri bu olayda sabotaj olma ihtimalini Genel Başkanımız dahil
söylemesine rağmen bu konuya araştıracak olan Antalya Özel
mahkemesi Savcılığı bir müzekkere dahi yazmadı Afyonkarahisar
Savcılığı’na. Adli Tıp Kurumu’ndan verilen rapora göre elde edilen
raporda plastik patlayıcılar olduğu söyleniyor. Cephaneliğin son
derece korunaksız olduğunu biliyoruz. O gün sayın Bakan daha
çocukların kimlikleri tespit edilmeden ‘bir el bombası düşmüş,
patlamış’ diyerek açıklamaya yaptı. Sonuç; ‘bir el bombası düşmüş,
patlamış’ noktasında mahkemede yargılama yapılıyor, herhalde bu
şekilde kapatılacak gibi geliyor. Bunun kapatılmaması için
elimizden geleni yapıyoruz. Bu olayın bir kaza süsü verilerek
kapatılması istenmektedir, buna karşı mücadelemizi sürdürmekteyiz”
dedi.
“ANA MUHALEFET GEREKLİ ÖZENİ GÖSTERMEDİ”
TBMM’ye parti gözetmeksizin geldiklerini söyleyen patlamada
hayatını kaybeden askerlerden Onur Fikret Dülger’in babası Zekai
Fırat Dülger, “Ana muhalefet partisinin gerekli özeni
göstermediğine inanların başında geliyorum. Birinci gün yüzde 99
sabotaj diyen Genel Başkan’ın bu olayın üzerinden 1 yıl geçmesine
rağmen bu olayı bir defa dile getirmemesi, 1. Yıl dönümde CHP’nin
Genel Başkanı’nın veya Grup Başkanvekili’nin çıkıp başsağlığı
dilemesi bize çok görülen bir şey midir?” şeklinde konuşması
sonrasında Zekai Fırat Dülger ile Milletvekili Ahmet Toptaş
arasında karşılıklı konuşmalar yaşandı.
Kendilerinin ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini söyleyen Ahmet
Toptaş, “Başbakan’a da aynı şeyleri söylemeniz gerekiyor.
Genelkurmay Başkanı’na aynı şeyleri söylemeniz gerekiyor. Burada
sizinle tartışmak niyetinde değilim. Keşke talimat verecek yetkimiz
olsa ben Antalya Özel Yetkili Mahkemesi’ni dağıtırdım bugün. Bu
mahkeme sabotaj iddiasını değerlendirmek için bir müzekkere bile
yazmamıştır, Adalet Bakanı bu konuda bir tek kelime bile
söylememiştir” diye konuştu.
AVUKAT ARAŞTIRILMASI VE DİKKATE ALINMASI GEREKEN HUSUSLARI
SIRALADI
Patlama ile ilgili araştırılması ve dikkate alınması gereken
hususları sıralayan Avukat Altan Ulutaş, “Adli Tıp Kurumu’nun ceza
dosyasının içinde bulunan rapora göre, bazı şehitlerimizin doku
parçaları üzerinde bir cephanelikte olmaması gereken plastik
patlayıcı ve çukur açma özelliklerine sahip bomba parçaları tespit
edilmiştir. Cephanelikte meydana gelen iki patlamadan birincisinin
bu patlayıcıların etkisi ile oluştuğunu, ikinci patlama ile
birlikte cephaneliğin havaya uçtuğunu düşünüyoruz. Susurluk’taki 5
adet cephanelikten boşaltılarak Afyonkarahisar Cephaneliğine
getirilen 248 ton bombanın neden 2 adet cephaneliğe zorla
sığdırıldığını, neden çok acele edildiğinin araştırılmasını dikkate
sunuyoruz. Teröristlerden ele geçirilen bombaların bu cephanelikte
bulunup bulunmadığının araştırılmasını istiyoruz. Türkiye’nin en
büyük cephaneliklerinden birisinde neden sahte kameraların
kullanıldığını, kameraların gerçekten sahte olup olmadığının
araştırılmadığını dikkate sunuyoruz. Cephanelik nizamiyesinde
patlamadan çok kısa süre önce askerler ve siviller arasında meydana
gelen olayların araştırılmadığını dikkate sunuyoruz. İstihbarat
raporlarında belirtilen ve terör örgütleri ile irtibatlı olan
personelin araştırılmadığını, yargılanan sanıklardan birisinin 1987
yılında 9 erin şehit düşmesi faciasında da sanık olduğu, neden bu
kişinin cephaneliklere komutan olarak atandığının araştırılmadığını
dikkate sunmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
“BİZİM ÇOCUKLARIMIZIN EĞİTİMİ YOKTU”
“Merak sahibi bir erin bombayı kurcalamasıyla havaya uçtu” demenin
bir Başbakan’a yakışmadığını ifade eden hayatını kaybeden
askerlerden Onur Fikret Dülger’in babası Zekai Fırat Dülger, “17
tane genç yüksekokul mezunu çocuk, Samsun’da 15 günlük eğitim
gördükten sonra ordunun kalbi olan cephaneliğe hangi makam bunları
buraya gönderdi. Bu çocuklar Pazar günü birliğe teslim oluyor,
Çarşamba günü bu çocuklardan ortada olan yok. 3 günlük çocuğu
ordunun kalbi olan bir cephaneliğe gönderip cephane taşıtmanın
birisi cevabını vermeli” ifadelerini kullandı.
“SİZ MİLLETVEKİLLERİ OLARAK BU İŞİN BİR KAZA OLDUĞUNA İNANIYOR
MUSUNUZ?”
Patlamada hayatını kaybeden Tolga Taştan’ın babası Ali Taştan,
oğlunun okulunun bittiği gün asker olduğunu ifade ederek, “Bu
çocuklar hiçbir eğitim almadan Afyonkarahisar’a geldiler. Bizim
kafamıza takılan şu; özellikle bu 18 tane askerlerimiz neden orada
çalıştırıldı. Hepsi Samsun’dan gelen çocuklardı. Biz çocuklarımızı
askere gönderirken hiçbir parti adına göndermedik. Biz
çocuklarımızı Türkiye Cumhuriyeti al bayrağı altına gönderdik.
Adalet benim 23 senelik emeğime sahip çıkamadı. 3 günde benim
emeğimi çaldı, hırsızlık yaptı. Başbakan’a şunu sormak istiyorum,
‘bir acemi asker pimi çekmiş’ demesi bizim yüreklerimizi dağladı.
Bu kadar kolay olamaz. Biz çocuklarımızı bu devleti korumaları için
gönderdik. Bugün biz ağlıyorsak yarın siz ağlarsınız, bize sahip
çıkmazsanız sizlerde ağlayacaksınız. Ben çocuğumun mezar taşına
baktığımda çocuğum bana bakıyor, ‘baba ne yaptın’, dedim oğlum ‘bir
şey yapamadım.’ Niye yapamıyoruz sayın milletvekillerim. Siz
milletvekilleri olarak bu işin bir kaza olduğuna inanıyor musunuz,
sormayacak mıyız, her şeyi Allah’a mı havale edelim? Bize sadece
bir tabut verdiler, tabutun içinde hiçbir şey yoktu” açıklamasında
bulundu.
“BENİM KARA GÖLÜ KUZUM YOK”
Hayatını kaybeden askerlerden Tolga Taştan’ın annesi Zekine Taştan,
“Bir haberleri izliyorum, bir tane Uludere’yi konuştuğunuz gibi
hiçbir parti Afyonkarahisar’ı konuşmuyor. Neden Afyonkarahisar
denilmiyor. Gidiyorlar Muhammed’e, Rabia’ya ağlıyorlar, bizim
çocuklarımıza neden ağlamıyorlar. Ben neden ‘vatan sağ olsun’
deyim, vatanı batsın. Benim evladım varsa vatan vardır, benim
evladım yoksa vatan yok. Benim Tolgam yok, kara gölü kuzum yok.
Tayyip Erdoğan bir kere çıkıp bir şehit adını söylesin. Bir
tanesinin adını söylesin ona beddua etmeyeceğim, dua edeceğim. Ben
‘vatan sağ olsun’ demiyorum. Benim Tolgam dünyaya geri gelmeyecek.
Tayyip Erdoğan bana ‘kızım al anahtarı Türkiye’yi sen yönet’ dese
anlamı yok, benim evladım yok içinde. Uludere’ye tanınan şansların
hepsini bana versin. Bu devlette 1 liram da kalsa alacağım”
dedi.
“BENİM YAVRUMUN TABUTUNDA NE KADARININ GELDİĞİNİ BİLMİYORUM”
Çocuklarının giydikleri kıyafetlerin, künyelerinin ve kullandıkları
eşyaların kendilerine verilmesini isteyen aileler. Oğlundan
ayrıldıktan 7 saat sonra haberinin geldiğini ifade eden Faruk
Ergenç’in babası Bekir Ergenç, “Benim yavrumun ne kadarının
geldiğini bilmiyorum. Benim yavrum diplomasını aldığı gün
askerliğinin tecilini bozdurdu ve askere gitti. Askeri elbiselerini
bile giymeye fırsat bulamadı bizim yavrularımız. En azından bana
bir tane giydiği eğitim elbisesini gönderselerdi, odasına koyaydım
da arasına şöyle bir koklayaydım” diye konuştu.
“BU MESELİNİN ÖZENLE ÜSTÜ ÖRTÜLDÜ”
Bu olayın öncelikle sabotaj mı, ihmal mi, kusur mu, kaza mı olup
olmadığının aydınlanmadan kimsenin vicdanının rahatlamayacağını
söyleyen CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Kıbrıs Harekatı’nda
Kocatepe faciasında 54 askerimiz aynı şekilde şehit olmuştu, bu
olayını ona benzetiyorum. Adeta Afşonkarahisar Valisi Genelkurmay
Başkanı’na bir halı verdi o gün, bütün kamuoyu halıyla meşgul oldu.
Sanki ‘halıyla bu meselinin üstünü örtün’ dercesine bir algı oluştu
ve bu meselinin özenle üstü örtüldü. Esma’ya ağla, Uludere’ye ağla,
onlarda bizim vatandaşımızı ama bu çocuklarda hakikaten nasıl
öldüğü dahi bilinmeyen bir şekilde kaybetmemiz devletimiz açısından
utanç verici bir durumdur. Avukat beyin iddialarının süratle
araştırılması lazım, biz bunun takipçisi olacağız. Sorumlular
tespit edilmeli ve mutlaka hesap sorulmalı. Şüphelilerin tutuksuz
yargılanmaları kamu vicdanında kabul görmemektedir.
Milletvekillerini tutuklu yargılayacaksın ama 25 askerimizin
hayatını kaybetmesine sebep olanların tutuksuz yargılanması kabul
edilemez. Bu ciddi iddiaların takipçisi olacağız. Bir soruşturma
ciddiyetten uzak yürütülmektedir. Ailelerin duygularına hükümet
tercüman olamamıştır. Hükümet ailelere devleti göstermemiştir”
şeklinde konuştu.
(İHA)