Paralel yapı kaçacak deli arayacak!
Abone olYalçın Akdoğan seçim sonuçlarını değerlendirdi.
Yenişafak sinde Yasin Doğan mahlasıyla yazılar yazan
Başbakan'ın baş danışmanı Yalçın Akdoğan muhalefetin büyük
yenilgiye uğradığını yazdı.
Köşesinde seçim sonuçlarını değerlendiren Akdoğan, cemaatin ve
özellikle CHP'nin halktan büyük şamar yediğinin altını çizdi.
Tapelerin, ses kayıtlarının muhalefette
"kazanıyoruz" hissi uyandırdığını ama çok büyük
yenilgi aldıklarını söyleyen Akdoğan cemaat-CHP işbirliğinin de bir
sonuca ulaşmasının mümkün olmadığını yazdı.
Kılıçdaroğlu'nun asıl derdinin Cumhurbaşkanlığı seçimini de
kaybedecek olduğunu görmesinin olduğunu belirten yazar,
"Statüko bloğu aynı işbirliğinde, aynı üslupta, aynı
yöntemlerde ısrar ederse AK Parti çok rahat bir Cumhurbaşkanlığı
seçimi geçirir." diye yazdı.
"Paralel yapı"nın vicdanının, merhametinin, kutsalının olmadığını
yazan yazar, "Ancak bu hastalıklı yapı hukuk önünde hesap
verdikçe ve ihanetleri mahkum edildikçe kaçacak delik
arayacaklar." dedi.
Yalçın Akdoğan'ın yazısı...
OKYANUSA MAYA ÇALMAYA
ÇALIŞTILAR
AK Parti, seçimin mutlak galibi olarak tarihi bir başarıya imza
attı. Aslında bir çok kesimdeki beklenti AK Parti'nin yüzde 40-45
bandında yer alacağıydı. Partililerde ise beklenti 45'in üzeri
şeklindeydi. Paralel yapının lokomotifliğini yaptığı statüko
bloğunun manipülasyonu ise yüzde 30'lar civarıydı. Gerçek durumu
çok iyi bildikleri halde 'ya tutarsa' diye okyanusa maya çalmaya
çalıştılar, milletin aklıyla dalga geçtiler. Ama milletin şamarı
çok sert oluyor.
İstihbarat oyunları, psikolojik harekat taktikleri, arsızca
yapılan hakaretler, yalanlar, iftiralar, çamur atmalar… Hepsi
sandığa gömüldü.
BUNLARIN HAYATI YALAN
OLMUŞ
Birkaç saat sonra gerçek sonuçların çıkacağını bilmelerine
rağmen utanmadan milleti yanlış yönlendirmeye kalktılar. Yüzlerinde
patlayan şamarın kızarıklığı ortadayken her zamanki gibi pişkinliğe
sarıldılar. Bunların hayatı yalan olmuş… Herşeyi yalan üzerinde
dönen ve pişkinlikte sınır tanımayan insanların muhtemelen ar
damarları tamamen çatlamış oluyor. Sokağa çıkacak yüzü kalmayan
insanların hala konuşup ahkam kesiyor olması bunu gösteriyor.
KAÇACAK DELİK
ARAYACAKLAR
Paralel yapı gerçekten insani hiçbir erdemi, özelliği, hassasiyeti bulunmayan bir makinaya benziyor. Onun için her yol mübah… Ne vicdanı var, ne ahlakı var, ne herhangi bir kutsalı var. Bu makinenin dişlisi olan insanların bireysel özellikleri hiçbir anlam taşımıyor. Kendileri için haram gördüklerini bu makine için helal görüyorlar. Bu yüzden yalanın, iftiranın, karalamanın dibini buldular. Kendi ülkesine ihanet edebilecek kadar akıl ve izandan uzaklar. Paralel yapının uzantısı olan twitter soytarıları ve tetikçi yazarlar kol kola girdikleri CHP gibi milletin mesajını almamakta ısrar ediyorlar. Ancak bu hastalıklı yapı hukuk önünde hesap verdikçe ve ihanetleri mahkum edildikçe kaçacak delik arayacaklar.
KILIÇDAROĞLU SAYIKLAMA SEANSI
YAPTI
Seçimden sonra yaptıkları açıklamalar, muhalefetin çapını ve
kalitesini yansıtır. Yapılan açıklamalara bakınca muhalefet
partilerinin aldıkları oyun çok bile olduğu söylenebilir. Kimyası
iyice bozulduğu anlaşılan Kılıçdaroğlu adeta bir 'sayıklama' seansı
yaptı. Rengi atan, siniri bozulan, nefesi düğümlenen
Kılıçdaroğlu'nun sergilediği profil içler açısıydı. Hala hakaret
eden, hala suçlayan, hala ders almayan, hala iflah olmayacağını
gösteren bir halet-i ruhiye…
ALLAH'IN YARDIMI VE MİLLETİN HAYIR
DUASI
Kılıçdaroğlu'nun panik atak geçiriyormuş gibi saygısız bir
konuşma yapmasının sebebi her yolu denemesine rağmen duvara
toslaması. Paralel yapının servis ettiği kasetlerle, tapelerle
hükümetin düşeceğine fena halde inandırıldığı anlaşılıyor. Şimdi
bir çaresizlik ve acziyet içinde 'daha yapacak ne kaldı, her yolu
denedik' diye kıvranıyor. Bu kadar büyük ve kirli bir saldırıya
kimsenin dayanamayacağını, yerle bir olacağını düşünüyorlardı.
Gerçekten de psikolojik olarak göğüslemesi zor olan bu saldırıları
Erdoğan, Allah'ın yardımı ve milletin hayır duasıyla göğüsledi.
Türkiye'de bu kadar büyük bir saldırıya dayanabilecek başka bir
lider olduğunu düşünmüyorum.
KILIÇDAROĞLU'NUN ASIL DERDİ
CUMHURBAŞKANLIĞI
Kılıçdaroğlu'nun asıl derdi (eğer o zamana kadar koltuğunu
koruyabilirse) Cumhurbaşkanlığı seçimini de kaybedeceklerini
görmesi…
AK PARTİ RAHAT BİR CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
GEÇİRİR
Yaptığı basın toplantısında sergilediği tutum, şimdiden buna
karşı bir kampanya başlattığını ve aynı statüko bloğunu devam
ettirmek istediğini gösteriyor. Paralel yapının avukatlığına
soyunduğuna göre, bu süreçte de aynı kirli işbirliğinden medet
umacak. Alanda görülen CHP-MHP ittifakı, muhalefet bloğunun büyük
bir mağlubiyet yaşamasını belki önledi, ancak parti bazında
yaşadıkları kimlik krizini daha da derinleştirdi. Statüko bloğu
aynı işbirliğinde, aynı üslupta, aynı yöntemlerde ısrar ederse AK
Parti çok rahat bir Cumhurbaşkanlığı seçimi geçirir. Zayıf
motivasyonla geçecek yerel seçimi bile bu kadar hararetli hale
getiren ve millete sandığa gitmek için motivasyon sebebi üreten
muhalefet aynı yolda yürürse millet Ağustos'ta daha net bir mesaj
verecektir.
AK PARTİ PARALEL YAPIYA GÖĞÜS
GERMESEYDİ...
Paralel yapı, daha önceki vesayet odakları gibi milleti tanımıyor, siyasetten anlamıyor. 'Bürokratik akıl' ile 'siyasi akıl' arasında çok fark var. Paralel yapının (özellikle güvenlik bürokrasisindeki) kendisini 'strateji dehası' sanan adamlarının hiçbir hesabı tutmadı. Hem siyaseti bilmediklerinden hem de hiçbir değer tanımadıklarından… Bu yüzden attıkları her adım toplumda ters tepti. İhanet diye servis ettikleri kasetler kendi ihanetlerini su yüzüne çıkardı. Şımarıklıkları bütün yapıyı yerle bir etti.
Olanda hayır vardır. Eğer AK Parti bu paralel saldırıya
göğüs geremeseydi Türkiye'de 'vesayet düzeninin' ötesinde 'esaret
düzeni' kurulurdu…