Özkök'ten PKK'lılar için başsağlığı!
Abone olHürriyet'ten Ertuğrul Özkök, BDP'lilere başsağlığı dilerken bir de temennide bulundu.
Habertürk'te Ece Üner'in sorularını yanıtlayan
Ertuğrul Özkök, Kürt sorunu ve İmralı sürecini yorumladı,
Diyarbakır'daki cenazeleri değerlendirdi...
Habertürk ekranlarında konuşan Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök,
Kürt sorunundan gelinen noktayı ve Başbakan Erdoğan'ın
politikalarını değerlendirdi. Başbakan'ı hayranlıkla seyrettiğini
söyleyen Özkök, hükümetin Uludere katliamına dönük söylemini de çok
doğru bulduğunu kaydetti.
Paris'teki infazlardan sonra oluşan endişeleri yorumlayan
Özkök, Diyarbakır'daki kitlesel cenaze törenini de yorumladı.
BDP'nin ve Kürt diasporasının sorumlu bir tutum içinde olduğunu
vurgulayan Özkök, Kürtlerin de barış ve çözüm iradesini ortaya
koyduğunu söyledi.
AMAÇ DURUMU KURTARMAK DEĞİL KALICI BARIŞ
OLMALI
Ben bu ülkede kalıcı bir barış istiyorum. Durumu kurtarmayı
amaçlayan bir şey istemiyorum. Çözüm olacaksa Türklerin ve
Kürtlerin haysiyeti çiğnenmeden olmalıdır. Demirtaş'a katılıyorum
bu konuda. Sen yendin ben yendim söylemi üzerinden bir süreç
olmamalı. Paris'taki cinayetlerde diaspora Kürtleri de Diyarbakır
da çok sorumlu davrandı. Başbakan da çok doğru bir politika
götürdü. Şu anda çok iyimser bir hava var ve umarım bozulmaz.
SELAHATTİN DEMİRTAŞ ZOR BİR İŞ YAPIYOR VE BENCE
BAŞARILI
Ben BDP'yi anlamaya çalışıyorum. Onları eleştirmek çok kolay.
Kendinizi bir BDP vekili yerine koyduğunuz zaman şöyle bir şey var.
İmralı'da devletin de muhattap aldığı bir lider var. Taban üzerinde
büyük etkisi var. Haliyle sıkışmış durumdalar. Dünyanın her yerinde
legal örgütlerin işi zordur. Selahattin Demirtaş çok zor bir iş
yapıyor ve bence başarılı da. Ben BDP'li vekillerin çoğunun şu
dönemde iyi bir iş yaptıkları ve sorumlu davrandıkları
düşüncesindeyim.
DİYARBAKIR'DAKİ CENAZE KÜRTLERİN NİYET MEKTUBU
OLDU
Diyarbakır'daki cenazelerde ortaya çıkan resim şunu anlatıyor.
Kürt tarafında da çözüm niyeti var. O cenazeler bir niyet mektubu
oldu. Bu konuda bazı veriler vardı ama artık kesinleşti. Tabi ki
burada en büyük adımı Başbakan Erdoğan attı. Hapisteki bir liderle
görüşmeye başlama kararını o aldı. Diyarbakır mitingi bize
makuliyet alanının sandığımızdan daha büyük olduğunu gösterdi.
Birand'ın cenazesi de bize Türkiye'nin makul kesiminin çok geniş
olduğunu gösterdi.
GÖNÜL İSTERKİ İNFAZLAR İÇİN "BAŞIMIZ SAĞOLSUN"
DİYEYİM
Ben Paris'e giderken uçakta ön koltukta oturan Leyla Zana'ya
gittim ve başınız sağolsun dedim. Sonra da Demirtaş'la buluştum
kahvede O'na da başınız sağolsun dedim. Hatta gönül isterki
"başımız sağolsun" diyeyim ama diyemiyorum henüz
dedim. O da bunu dediğimiz zaman zaten sorun kalmaz ortada dedi.
Daha psikoljik olarak gitmemzi gereken epey yol var...