Özkök Paşa'dan doğru tespitler

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, ''Dünya üzerindeki kriz ve istikrarın sağlanamadığı bölgeler incelendiğinde, Türkiye'nin o bölgelere çok yakın bir coğrafyada ve çok önemli bir konumda olduğunun görüldüğünü'' belirterek, ''Türkiye'nin bu bölgelere yakınlığı uluslararası topluluk için bir şanstır'' dedi. Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı tarafından düzenlenen ''Türkiye, NATO ve Avrupa Birliği (AB) Perspektifinden Kriz Bölgelerinin İncelenmesi ve Türkiye'nin Güvenliğine Etkileri'' konulu sempozyum, Harp Akademileri Komutanlığı Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezi'nde başladı. Sempozyumun açılışına mesaj gönderen Orgeneral Özkök, ''soğuk savaşın sona ermesinin ardından tehditlerin hızlı bir değişim gösterdiğini, aynı hızlı değişimin ise güvenlik bağlamında gerçekleştirilemediğini'' bildirdi. ''Özellikle yüksek yoğunluklu savaşın felsefi altyapısıyla yoğrulmuş olan ülkelerin, başlangıçta hızlı bir değişim gösteren uluslararası güvenlik ortamının yeni ihtiyaçlarını hemen saptayamadıklarını'' vurgulayan Orgeneral Özkök, ''Son yıllarda sayıları çoğalan kriz bölgeleri, globalleşmenin de etkisiyle ülkelerin ulusal menfaatlerini olumsuz yönde etkilemeye başlamış, bu durum güvenlikle ilgili çalışmaları hızlandırmış ve geç de olsa önemli açılımlar sağlanmasına neden olmuştur'' dedi. ''NATO VE AB'NİN İŞBİRLİĞİ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR'' Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, ''Son 10 yılda NATO'nun felsefi ve yapısal alanında yaşanan bu değişimin gerçek bir transformasyona dönüşmesi ve AB'nin kendi güvenlik politikalarını geliştirme gayretlerinin uluslararası toplumun artan şekilde hissetmeye başladığı güvenlik kaygılarının sonuçları olduğunu'' ifade etti. ''Bu bağlamda NATO ve AB'nin, krizlerin önlenmesi, terörle mücadele konularında yakın bir işbirliği içinde olmaları, gerektiğinde birbirlerini tamamlamaları, problemler üzerinde anlayış birliği oluşturmalarının büyük önem taşıdığına'' işaret eden Orgeneral Hilmi Özkök, şunları kaydetti: ''Dünya üzerindeki kriz ve istikrarın sağlanamadığı bölgeler incelendiğinde, Türkiye'nin bu bölgelere çok yakın bir coğrafyada ve çok önemli bir konumda olduğu görülmektedir. Türkiye'nin bu bölgelere yakınlığı uluslararası bir şanstır. Çünkü Türkiye, sahip olduğu evrensel değerler, istikrarlı yapısı, laik ve demokratik özellikleriyle bir eşik konumundadır veya diğer bir deyimle istikranın çevresine yayılmasında bir köprü başı rolü oynayabilecek yeteneklere sahiptir. Sempozyumdaki tartışmaların, ülkesel, bölgesel ve küresel bazda geleceğe yönelik isabetli tahminlerde bulunabilmek için önemli açılımlar sağlayacağını ve kuvvetli bir altyapı oluşturacağını değerlendirmekteyim.''