Özgecan davasında ürperten ifadeler

Abone ol

Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle ilgili dava dün başladı. İlk duruşmadaki ifadeler kan donduracak cinsten!

Türkiye dün üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle ilgili müebbet hapis cezası istenen tutuklu 3 sanığın duruşmasına kilitlendi. Tarsus Adliyesi'nin Konferans Salonu'nda yapılan duruşmada, sürekli ağlayan sanıkları uyaran hakim, duruşmayı 9 Eylül'e ertelerken Fatip Gökçe adına ek bir iddianame hazırlanmasına karar verdi.

Mersin’in Tarsus İlçesi Adliyesi’nde görülen Özgecan Aslan duruşmasının ardından açıklama yapan Aslan ailesinin avukatı Sevim Küçük, duruşmada önemli bir gelişme sağlandığını belirtti. İddianamede, hakkında cinsel saldırı ile ilgili sevk maddesi bulunmayan Fatih Gökçe hakkında ek iddianame hazırlanmak üzere duruşma tutanağının savcılığa gönderilmesine karar verildiğini aktaran Küçük, "Ayrıca Suphi Altındöken’in de ek savunması alınacak. Kağıt üzerinde her ne kadar Özgecan davası görülse de, Özgecanlar davası olarak nitelendiriyoruz. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kalan kadınların yaşam haklarını savunmak için ve şiddeti uygulayan erkeklerin hak ettikleri adil cezalar ile karşı karşıya kalmaları açısından önemli. Ana mücadelemiz bu. Bu konuda mahkemelerce verilen az cezalar, ceza verilmemezlik ya da çok basit, hukuken kabul edemeyeceğimiz sebeplerle indirim maddelerinin uygulanması, kamu vicdanını yok etmiştir" dedi.
 
ÖRNEK BİR DAVA OLMASINI İSTİYORUZ
 
Davada, kadın cinayetlerine verilen cezalar anlamında çok farklı karar alınmasını beklediklerini kaydeden Küçük, Necmettin Altındöken hakkında tahliye talebinde bulunduğunun altını çizerek şunları söyledi:  

"Bütün mücadelemiz bu. Örnek bir dava olmasını istiyoruz. Henüz esasa ilişkin iddialarımızı ileri sürmedik. İkinci duruşmada ileri sürülecek. Duruşmamız 9 Eylül’e ertelendi. Bütün baro ve kurumların müdahale talepleri reddedildi. Mahkemenin bu kararı bizi üzmüştür ve ayrı bir infial söz konusudur. Bu davada, kamuya mal olmuş davada tam tersi bir karar çıkmasını bekliyorduk. Avukat arkadaş, dava ile ilgili bir karşılaştırma yaptı ne yazık ki. Garipoğlu davasında da babanın konumunu öne sürerek orada da babanın serbest bırakılmış olduğunu, kendilerince her hangi birilerinin olmaması dolayısı ile davayı da örnek göstererek baba hakkında tahliye talebinde bulundu ve reddedildi. Talep etmek bile abesle iştigal."  
 
ADİL BİR YARGILAMA OLDU
 
Özgecan Aslan’ın amcası Yaşasın Aslan ise, adil bir yargılanma olduğunu belirterek, "Karşı tarafın avukatları babayı sütten çıkmış gibi göstermeye çalıştılar. Neredeyse bir suçu yokmuş, masum gibi göstermeye çalıştılar. İnanıyorum ki, mahkeme buna inanmayacaktır. Avukatlarımız çok iyi temsil ettiler. Ek iddianamenin gündeme gelmesi tabii ki delilleri daha çok güçlendirdi, lehimize bir durum oldu" diye konuştu. 

TÜYLER ÜRPERTEN İFADE 

Müdafi avukat Fatih Gökçe'ye sordu: ''Suphi senin kemerini toplayıp fermuarını çektiğini, tecavüz ettiğini söylüyor''
 
Fatih Gökçe: Olur mu hiç öyle şey. Benim kızım var. Suphi ile babası yapmıştır.
 
15:05

Müdafi avukat Suphi Altındöken'e sordu: Fatih seni, sen Fatih'i suçluyorsun. Sen, o yaktı diyorsun.
 
Suphi Altındöken: Ben yakmadım. Aşağı inip yakan Fatih'ti.
 
Avukat: Özgecan neden çıplaktı, neden gazete örttünüz?
 
Suphi Altındöken: Hatırlamıyorum, görmedim.
 
Avukat: Paltosu, bluzu, kazağı vardı. Baban eve götürdü. Özgecan'ın inmesi için kapıyı açıp beklemen yeterliydi.
 
Suphi Altındöken: İnmedi. Ben de indirmek için arkadan bindim.
 
Avukat: Özgecan'ın neden yüzünü, gözünü, elmacık kemiklerini tırmaladın? Sağ alt bacağının arkasında ve vücudunda neden bizler oluştu? Pantolonun yok muydu o sırada?
 
Suphi Altındöken: Ben tepiklerken cırmaladı.

14:45
 
Mahkeme Başkanı, Fatih Gökçe'ye, banttan bir bölümü okunan önceki ifadesini sordu.
Gökçe, "Jandarma hep ' şunu şöyle, bunu böyle yap' dedi. Neredeyse ben öldürdüm diyecektim. Halbuki 'yaktıkları şeyi' jandarmaya ben gösterdim."
 
14:25
 
Sanık Fatih Gökçe konuşuyor:
 
"Hastaneye götürmesini birkaç kez tekrarladım. "Gerek yok zaten ölük" dedi. Kaçtım. Beni bulmalarından korktum. Annem gibi tansiyon hastasıyım. Babasına yalvardım, Suphi'yi polise götürmesi için yalvardım. O da " Keşke engel olsaydın" dedi. Babası polise git deseydi giderdi.
 
"SUPHİ ARABAYA GİRDİ, 3 DAKİKA SÜRDÜ"
 
Suphi babasından bıçak istedi. Önceden hazırlamış gibi verdi hemen. Suphi arabaya girdi, 3 dakika sürdü. İndiğinde elinde maktule ait elleri gördüm. Onları bir poşete koydu."

OLAY ANINI ANLATIYOR
 
Sanık Suphi Altındöken'in savunmasına geçildi. Altındöken şunları söyledi:
 
"Maktül bindi, yorgundum, ben Mersin'e gitmeyecektim, 100 TL istedim, patrona yalan söyleyip 30 TL'sini verecektim. O yüzden kimse görmesin diye şehre girmeyip otobana girdim, itiraz edince ilerde U dönüşünden dönecektim, ama maktül çantasından bir şey çıkardı. 'Bayan niye böyle yapıyorsun' deyip arabayı durdurup arkaya yanına gittim. Ben sinirli biriyim, herkes bilir.
 
Kapıyı açmama rağmen inmedi, yüzümü tırmalamaya başladı. Ben de sinirlenip dövmeye başladım. Kafası demire çarptı, bayılınca panikledim, hastaneye beraber götürmek için diğer sanık Fatih'i çağırdım.  Geldi, dur kardeş önce konuşalım dedi. Issız bi yere gittik. Fatih maktüle bir baktı, sonra arkadaşı Osman'ı arayıp benzin istedi. Buluşmak üzere ayrıldık, ben eve gittim. Babamı aradım, benim eve geçtik, elimi yüzümü temizledim. Fatih geldi, koltukların kanlı başlıklarını topladık. 
 
"BUNU İLK KEZ SÖYLÜYORUM"
 
Bunu ilk kez burada söylüyorum. Bir baktım Fatih arabadan kemerini düzelterek iniyordu. Fatih dedi ki 'öldürmemiz lazım' Ben bıçağı aldım, boğazına sapladım.
 
Hadi gidiyoruz dedik, babam 'nereye' dedi. Fatih 'pikniğe gidiyoruz mangal yakarız' diye espri yaptı. Ben paniktim, Fatih soğukkanlıydı. Fatih bana yüzümü maktülün tırmalayıp, tırmalamadığımı sordu, 'evet' deyince "Kimliğini bırakmışsın sen, elini kes" dedi, kestim ellerini. Önce çuvala koyup gömecektik, sonra Fatih babamdan mazot istedi. Bıçakları temizledi.
 
Günün Önemli Haberleri