Özgecan Aslan cinayetinde flaş gelişme!
Abone olTürkiye'yi yasa boğan Özgecan Aslan cinayetinde flaş bir gelişme yaşandı. Özgecan'ın katilleri Suphi Altındöken, Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe tutuklandı.
Özgecan Aslan’ın cinayet zanlıları,
nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine
gönderildi.
Avukat krizinin aşılmasından sonra adliyeye sevk edilen katil
zanlıları Suphi Altındöken, Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe,
Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı tarafından tutuklanma talebiyle nöbetçi
mahkemeye sevk edildi.
ÖZGECAN ASLAN 'IN KATİLİNİN BU İFADESİ DEHŞET
Nöbetçi mahkeme ise 3 zanlı hakkında tutuklama kararı verdi. Zanlılar, güvenlik gerekçesiyle adliyeye getirilen cezaevi aracı ile farklı cezaevlerine gönderildi. Mahkemeye çıkartılan zanlılardan Ahmet Suphi Altındöken "canavarca hisle öldürme", Necmettin Altındöken ile Fatih Gökçe ise "suça iştirak, yardım ve yataklık" suçlarından tutuklandı.
AVUKAT KRİZİ YAŞANDI
3 kişi adliyeye sevk edilmeden önce zanlılardan birinin ifadesi
uzaktan akrabası olan avukatın nezaretinde, diğerinin ifadesi ise
baro nöbet sistemi tarafından otomatik olarak görevlendirilip
savunmayı kabul eden ancak olayın içeriğini gittiği Jandarmada
öğrenen bir başka avukatın huzurunda alınırken, ismi açıklanmayan
diğer zanlıyı Mersin Barosu'ndan hiçbir avukat savunmak
istemedi.
Tarsus İlçe Jandarma Komutanlığı, bilgisayar sisteminden defalarca
avukat talep etti ve sistem tarafından bir avukat atandı. Ancak
atanan avukatların hepsi de savunmayı reddetti. Kanun gereği
ifadenin avukat nezaretin alınması gerektiğinden jandarma, son çare
olarak sistemi devre dışı bırakıp Mersin Barosu'ndan yazılı olarak
avukat talebinde bulundu. Yaşanan kriz nedeniyle zanlılar bir süre
adliyeye sevk edilemedi.
Mersin Baro Başkanı: Yasa gereği 3 zanlıya avukat verildi
Yaşanan kriz sonrası Mersin Baro Başkanı Antmen, 3 zanlıya avukat
verildiğini açıkladı. Antmen, "Her ne kadar avukatlarımız istemese
de yasa gereği 3 zanlıya avukat verildi. Baro üyesi
avukatımız sadece sorguda yer alacak, herhangi bir savunma
yapmayacak" dedi.
Antmen, AA muhabirine, Mersin Barosu olarak katil zanlılarını
savunmak istemediklerini daha önce açıkladıklarını
hatırlattı.
Antmen, "Her ne kadar avukatlarımız istemese de yasa gereği
3 zanlıya avukat görevlendirildi. Biri baro üyesi olmak üzere
iki CMK avukatı, bir de özel avukat sorgularda yer alacak.
Baro üyesi avukatımız, sadece sorguda yer alacak, herhangi
bir savunma yapmayacak" diye konuştu. Antmen, olaydan
büyük üzüntü duyduklarını belirterek, zanlıların hak
ettikleri cezaya çarptırılmaları için çalışacaklarını söyledi.
CANİNİN İFADELERİ KAN DONDURDU
Mersin’in Tarsus İlçesi’nde hunharca cinayete kurban giden Çağ
Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan
Aslan’ın katil zanlısı minibüs sürücüsü 26 yaşındaki Suphi
Altındöken’in jandarmada verdiği ifadeler kan dondurdu.
Türkiye’yi gözyaşına boğan vahşeti soğukkanlılıkla anlatan
Altındöken ifadesinde, Özgecan’a önce tecavüz etmek istediğini,
bunu yapamayınca da bıçaklayıp, son darbe olarak kafasına levye ile
vurup öldürdüğünü anlattı. Canavar, "Cesedi ortadan kaldırmak
için üzerine benzin döküp çakmağı çakıp yaktım. Çünkü gömmeye
zamanımız yoktu" dedi.
Mersin’in Tarsus İlçesi’nde 11 Şubat günü ortadan kaybolan ve 13
Şubat’ta yakılmış cesedi bulunan Özgecan Aslan’ın öldürülmesi, tüm
Türkiye’yi ayağa kaldırırken, katil zanlısı Suphi Altındöken,
sorgusunda suçunu itiraf edip cinayeti nasıl işlediğini
soğukkanlılıkla en ince detayına kadar anlattı.
’DİRENEREK TECAVÜZ ETMEMİ ENGELLEDİ’
Anlattıklarıyla sorguyu yapan görevlilerin bile kanını donduran
katil zanlısı Suphi Altındöken, Özgecan Aslan ile kız arkadaşını
Tarsus’taki AVM önünden aldığını, diğer kızın yolda indiğini
belirterek, hava kararmak üzereyken vahşete uzanan korkunç
dakikaları şöyle anlattı:
"Özgecan ’Mersin’e gideceğim’ dedi. Ben D-400 karayolu yerine Hal
Kavşağı’ndan otoban istikametine gittim. Özgecan ters yöne
gittiğimi daha sonra fark etti, bana bağırmaya başladı. Ben de
biraz gittikten sonra aracı kenarda durdurdum tecavüz etmek amacı
ile saldırdım. Ancak boğuşmaya başladık, bu sırada cebinden
çıkardığı biber gazını yüzüme sıktı, tırnakları ile de yüzümü
parçaladı. Direnerek tecavüz etmemi engelledi. Bu sırada
tırnaklarıyla yüzümü parçalayarak canımı çok yaktı. Bir anda
kendimi kaybettim. Araçta bulunan bıçağımı rastgele sallamaya
başladım. Sinirden korkudan ne yaptığımı hatırlamıyorum. Kaç defa
sapladığımı hatırlamıyorum. DNA testinde delil bırakmamak için de
iki elini bileklerinden kestim, cesedi yaktım."
BABAMI VE FATİH'İ ALDIM
"Bıçakladıktan sonra ölmediğini gördüm ve araçta bulunan levye ile
kafasına defalarca vurmaya başladım. Öldükten sonra da aracın
içerisine gizlediğim cesetle tekrar Tarsus şehir merkezine geldim.
Babamı ve arkadaşımı alarak, cesedin ortadan kaldırılması ve geride
hiçbir ipucu bırakmamak için de yakmamız gerektiğini söyledim.
Babam Necmettin ve arkadaşım Fatih Gökçe ile eski Ankara D-750
karayolu Çamalan Köyü’nün yakınlarında bulunan Alman Mezarlığı
bölgesine gittik. Babam ve arkadaşımın yardımıyla araçtan cesedi
indirip Cin Deresi kenarına bıraktık. Üzerine benzin döküp, çakmağı
çaktım. Cesedi ortadan kaldırmak için yaktım. Çünkü gömmeye
zamanımız yoktu. Cesedin yakılmasını ben istedim, çünkü bulununca
tanınmaz diye düşündüm."
YAKALANACAĞINI İNTERNETTEN ÖĞRENMİŞ
İfadesinde cesedi yaktıktan sonra dönüşte trafik denetimi yapan
jandarmayla karşılaştıklarını belirten Suphi Altındöken, son olarak
şunları anlattı:
"Jandarma aracını görünce çok panikledik. Yakalanmamak için de
sakin olmak için aramızda konuştuk. Kontrol noktasına geldiğimizde
otobana nereden çıkacağımızı sorduk. Jandarma erinin tarif ettiği
yön yerine başka tarafa gitmeye karar verdik. Bu sırada arkamızdan
gelen jandarma, aracı kenara çekip, neden tarif edilen yön yerine
başka yöne gittiğimizi sorup aşağıya indirdi. Aracın içinde bir
yerinde kan lekesi gören jandarmaya, ’İki müşteri kavga etti, bu
nedenle onların kanı’ dedik. Ancak, kuşkulandıkları için gözaltına
alıp Tarsus İlçe Jandarma Komutanlığı’na götürdüler. Jandarma
yaptığı araştırmadan sonra Sabah saat 05.00’te bizi serbest
bıraktı. Daha sonra aracı babama teslim edip onlardan ayrıldım.
İNTERNETTEN OKUYUNCA PANİKLEDİM
Öğle saatlerinde ise telefonumdan internete girince babamın ifadesi
ile Özgecan’ın cesedinin bulunduğunu öğrendim. Çok aşırı
panikledim. Gün boyunca şehirde gezdim. Akşam saatlerinde
yakalandım."
SORUŞTURMA ÇOK YÖNLÜ SÜRÜYOR
Suç ortakları babası 50 yaşındaki Necmettin Altındöken ile arkadaşı
20 yaşındaki Fatih Gökçe’nin başka suçlara karışıp karışmadığı
yönündeki soruşturma da sürüyor.