Özelleştirmeyi durdurun uyarısı
Abone ol''Ulusal savunma ve ekonomide oluşturulan yapı, özelleştirmelerle darmadağın edilmiştir". Ya sizce?
Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, özelleştirme uygulamalarını
eleştirerek, ''Ulusal savunma ve ekonomide oluşturulan yapı,
özelleştirmelerle darmadağın edilmiştir'' dedi.
Kılıç, Türk-İş Konferans Salonu'nda düzenlenen, ''Özelleştirmeyi
Durdurun
Yargı Kararları Uygulansın'' konulu konferansın açılışında yaptığı
konuşmada, özelleştirme politikalarının 25 yıldır uygulandığını,
bunun sonucunun ''ekonomik çözülme, sosyal yıkım'' olduğunu ifade
etti.
Özelleştirmelerin, ülke, halk ve çalışanlar açısından ağır
tahribatlar
yarattığını dile getiren Kılıç, bu yöndeki uygulamaların sosyal
problemleri
büyüttüğünü belirtti.
IMF ve Dünya Bankası programlarıyla özelleştirmelerin öne
çıkarıldığına,
gelir dağılımındaki bozulmanın arttığına işaret eden Kılıç,
hazinenin borç
yükünün artmasının çözümünün ise özelleştirmelerde arandığını
kaydetti. Kılıç, özelleştirmelerle ekonomiyi düze çıkarma
anlayışından beklenen sonuçların elde edilemediğini, gelinen
süreçte bu anlayışın iflas ettiğini savundu. Salih Kılıç,
özelleştirmelerin, işten çıkarma, vergi kayıpları, sendikasızlık
gibi ağır sonuçlar yarattığını söyledi.
KİT'lerin özelleştirme adı altında yok pahasına elden çıkarıldığını
öne
süren Kılıç, ''Ulusal savunma ve ekonomide oluşturulan yapı,
özelleştirmelerle darmadağın edilmiştir. Özelleştirmeler, kamu
görevlerini ortadan kaldırmış,
stratejik kurumların elden çıkmasına yol açmıştır'' diye
konuştu.
Özelleştirmelerin aleyhinde verilen 200'ü aşkın mahkeme
kararının
uygulanmadığına işaret eden Kılıç, ''Yargı kararlarını
uygulamamışsa yargı
kararlarını uygulamayanların yargılanmasına izin verilemelidir''
dedi.
Kılıç, Ziraat Bankası, Halk Bankası, şeker fabrikaları ile elektrik
üretim
ve dağıtım şirketlerinin elden çıkarılmasının risk olduğu,
ekonomiyi olumsuz
etkileyeceği yönünde görüş bildirdi.
Oy verenlerin yüzde 21'nin işçiler ve emekliler, yüzde 14'ünün
memurlar
olduğuna dikkati çeken Kılıç, bu kesimlerin gücünü kullanıp, bunu
demokratik reaksiyona dönüştürerek sandığa yansıtmasının hedef
olması gerektiğini kaydetti.
-ÖZELLEŞTİRME VE SONUÇLARI-
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr.
Alpaslan Işıklı, ''Özelleştirme ve sonuçları'' başlıklı oturumda
yaptığı
konuşmada, Özelleştirmenin ''sihirli bir değnek'' gibi sunulduğunu,
bu bakış
açısının, ''Babalar gibi satarım'' sözünü söylemenin marifet gibi
algılanmasına
kadar uzandığını söyledi.
Devleti ortadan kaldırmaya, çökertmeye çalışmanın liberalleşme
ve
demokratikleşme adı altında sunulduğunu dile getiren Işıklı, ''Her
şeyin piyasaya bırakılmasının sonucu çöküştür. Güçlü daha güçlü
olmakta, yoksul kesimler genişlemektedir. Özelleştirme yağma, bizim
gibi ülkelerin uluslararası sermayenin tahakkümüne girmesidir''
diye konuştu.
Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş da stratejik
işletmeleri,
özellikle bankaları yabancıların eline geçmiş bir ülkenin ayakta
kalamayacağını ifade etti.
Savaş, ''Stratejik işletmeleri, ulus devleti peşkeş çekmek
vatan
hainliğidir. Bunları korumaya çalışanlar ise gerçek vatanseverdir''
dedi.
İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ise Hrant Dink'in cenaze töreninde
''Hepimiz Ermeniyiz'' pankartı arkasında yürüyenleri eleştirerek,
''Hrant Dink'i katlettiren de cenaze töreninin başını çeken de ABD
emperyalizmidir'' diye
konuştu.
Özelleştirmeye ilişkin yargı kararlarını tanımamanın ''prensip
kararı''
haline geldiğini savunan Perinçek, uygulanmayan yargı kararları
konusunda
savcılara ve Cumhurbaşkanı'na görev düştüğünü kaydetti.