Özel Kuvvetler İhalesi'nde yeni iddia
Abone olÖzel Kuvvetler Komutanlığı inşaatı ihalesiyle ilgili yolsuzluk davası ilginç iddialara sahne oldu. Emekli Albay Ali Ulaş'ın çarpıcı iddiaları gözleri yeniden müteahhite çevir
Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığı inşaatı ihalesiyle
ilgili yolsuzluk davasında, müteahhit Ali Osman Özmen hakkında yeni
rüşvet iddiaları ortaya atıldı. Emekli Etüd Proje Şube Müdürü Albay
Ali Ulaş, Özmen'in, kendisine Erzurum'daki asker hastanesi ve Özel
Kuvvetler Komutanlığı inşaatlarında yüklü miktarda para ve
Marmaris'te yazlık teklif ettiğini ileri sürdü. Genelkurmay Askeri
Mahkemesi'ndeki davanın bugünkü duruşmasında Ulaş'ın tanıklığına
başvuruldu. Ulaş, olayların üzerinden uzun zaman geçtiğini, bu
nedenle soruşturma aşamasında Askeri Savcı'ya verdiği ifadenin
okunmasını istedi. Buna göre Ulaş, Erzurum'da görevliyken 1984
yılında 3.5 milyar lira keşif bedeliyle çıkılan Mareşal Fevzi
Çakmak Asker Hastanesi ihalesini Özmen'in aldığını söyledi.
Hastanenin, olması gerekenden çok daha fazla alanı kapsayacak
şekilde yapıldığını anlatan Ulaş, bir doktora 100 metrekare oda
düştüğünü ifade etti. Ulaş, 1 trilyon 250 milyar liraya mal olan
hastanenin, 350 milyar liraya başka bir kuruma devredildiğini ve
yerine yenisinin yapıldığını kaydetti. ÖZMEN, ERZURUM'DAKİ İHALEDEN
DE TUTUKLANMIŞ Askeri hastanenin yapım aşamalarında ödemelerin
Özmen'in beyanlarına göre yapıldığını anlatan Ulaş, durumu fark
etmesi üzerine fazla ödemelerin daha sonra dengelendiğini söyledi.
Erzurum'dan Ankara'ya tayininin çıkması üzerine şantiyeye veda
ziyaretine gittiğini belirten Ulaş, "Müteahhit burada arabamın
koltuğunun altına yüklü miktarda para bırakmış. Daha sonra 'Paranı
aldın mı' diye aradı. Parayı görmemiştim. Özmen durumu bildirince,
parayı şantiyeye geri gönderdim" diye konuştu. Ulaş, Özmen'in
Erzurum'daki asker hastanesi işinde de yolsuzluk yaptığı iddiasıyla
tutuklandığını belirtti. DOLMABAHÇE STADI BENZETMESİ Ankara'da
Milli Savunma Bakanlığı İnşaat Emlak Daire Başkanlığı Etüd Proje
Şube Müdürlüğü'ne atandığını ifade eden Ulaş, fiziki güç tesisleri
proje aşamasındayken, ihtiyaç duyulandan çok büyük olması nedeniyle
buna karşı çıktığını söyledi. Fiziki güç tesisleri projesinin
dönemin Özel Kuvvetler Komutanı'na onaylatıldığını ve böylece
itirazlarının geçerliliğinin kalmadığını ifade eden Ulaş, şunları
söyledi: "Projede, atlama ve yüzme havuzlarıyla dalga havuzu ve
çevresinde koşu pisti öngörülüyordu. Tesis bu haliyle Dolmabahçe
Stadı'nın üstü kapalı haline benziyordu. Dalga havuzunda eğitim
yerine silahlı kuvvetlerin Güllük'teki tesisinde denizde eğitim
yapılabilirdi. Tesis, ihtiyaç fazlaları çıkarılsa bugünkü halinin
yüzde 70'i küçültülebilirdi." "MASANIN ÜZERİNE ZARF BIRAKTI"
Özmen'in 1998 yılında kendisini yemeğe davet ettiğini anlatan Ulaş,
daveti Özmen'in niyetini anlamak için kabul ettiğini söyledi.
Özmen'in, bürosundaki görüşmede kendisine, "Ulaş, birlikte
çalışalım. Bize yardımcı ol. ihtiyaçların için sana 100 bin Mark
takdir ettim. Bir de Marmaris'teki yazlıklarımızdan vereceğim"
dediğini ve masanın üzerine bir zarf bıraktığını ileri sürdü. Zarfa
dokunmadığını ve fazla tepki göstermeden teşekkür ettiğini belirten
Ulaş, Özmen'in, fiziki güç tesisi projesi onaylandıktan sonra da
kendisini aradığını ve "Sana gerek kalmadı ama yine de sözümün
arkasındayım. Paran duruyor. Almazsan enayisin" dediğini iddia
etti. "MALZEMELERİ ÇEVİK BİR SEÇMEDİ" Özel Kuvvetler
Komutanlığı'nın alay binası inşaatı sırasında örnek bir modül
oluşturulduğunu ve dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir'e
gösterildiğini ifade eden Ulaş, müteahhit Özmen'in, Bir'e,
"Beğendiniz mi? Tüm inşaatı bundan yapalım" teklifinde bulunduğunu,
Bir'in ise "Ben karışmam. Kullanıcı birlik burada. Onlarla görüşüp
tartışın" dediğini söyledi. Ulaş, Bir'in lüks malzeme kullanımı
konusunda direktif vermediğini, ancak bu şekilde direktif vermiş
gibi gösterildiğini savundu. Ulaş, projeye ilişkin itirazları
nedeniyle Etüd Proje Şube Müdürlüğü'nden Kara Harp Okulu'na
atandığını, ancak atanma gerekçesinin "komutanlar hakkında dedikodu
yapmak" şeklinde yayıldığını savundu. Ulaş, duruşma hakimi Yarbay
Aykanat Kaçmaz'ın, "Rüşvet teklifi konusunu neden hiç bir
amirinizle paylaşmadınız, gerekli yerlere başvurmadınız?" diye
sorması üzerine, "Bu, iki kişi arasındaki bir olay. İspat
edemezdim" diye konuştu. SAVCI VE AVUKATLAR ARASINDA TARTIŞMA Daha
sonra söz alan Özmen'in avukatlarından Attila Tulay, Ulaş'ın
ifadesinin, müvekkiline karşı "kin ve nefret" dolu olduğunu
savundu. Askeri savcının, Ulaş'tan, "Özmen'i sanık yapacak şekilde"
ifade aldığını iddia eden Tulay, tanığın ifadesinin kabul
edilmemesini istedi. Özmen'in diğer avukatı Mustafa Bir de Ulaş'ın,
imzaladığı belgeler yüzünden sanık olması gerektiğini ileri sürdü.
Bir, "Ulaş, sanık olma sıfatından kurtulmanın diyetini ödüyor"
dedi. ASKERİ SAVCIDAN SORUYA İTİRAZ Bir, tanığa, Kuşadası'nda
yazlığı olup olmadığının ve komşuları arasında Özmen'e rakip
firmanın sahibi Hüsamettin Peker'in olup olmadığının sorulmasını
istedi. Soruya itiraz eden Askeri Savcı Binbaşı Zekeriya Duran,
Bir'in tanığı yargılamaya çalıştığını söyledi. Bir kişiyle komşuluk
ilişkisinin suçluluk ifade etmeyeceğini belirten Duran, Bir'in,
bildiği varsa açıkça paylaşmasını istedi. Duran, böylece savcılığın
kimin sanık olacağına karar verebileceğini dile getirdi. Mahkeme
heyeti, duruşmaya ara vererek yaptığı müzakerenin ardından sorunun
sorulması talebini reddetti. Karardan sonra tekrar söz alan Mustafa
Bir, askeri savcının insani ilişkileri tanıklık için yanlış
bulduğunu, ancak sanıklardan binbaşı Ercümenthan Cengiz'in nikah
şahitliğini Ali Osman Özmen'in yapmasını iddianamede suç konusu
olarak belirttiğini kaydetti. Duruşma, eksikliklerin giderilmesi ve
diğer tanıkların dinlenmesi için 28 Kasım 2005 tarihine
ertelendi.