Özel Harekatçı Öcalan hayranı çıktı!
Abone olNevruz'da boy gösteren eski Susurlukçu Ayhan Çarkın geçmişte söylediklerinden taban tabana zıt açıklamalar yaptı!
2002 yılında Hürriyet gazetesine, 'Çete diye bir şey
yoktur' diyen Özel Tim'ci Ayhan Çarkın'dan 9 yıl sonra tarihi
çark'lar geldi.
Çarkın, bugün herşeyi anlatmaya hazır. Ancak bir şartı var... O da
terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın önerdiği hakikatler
araştırma komisyonunun kurulması...
Radikal gazetesine konuşan Ayhan Çarkın, Kürtler'e haksızlık yapıldığını belirterek, PKK ele başı Abdullah Öcalan'a olan hayranlığını itiraf etti.
İşte Çarkın'ın açıklamaları;
BU ATEŞ HEPİMİZİ YAKACAK
Ben 1986'da Güneydoğu'ya ilk gönderilen 320 kişilik Özel Harekât
grubu içindeydim. 1990'a kadar bölgede kaldım. Hepimiz kana
bulaşmıştık. Öyle korkunç şeyler yapıldı ki o halka. Gittiğimizde
baktık adamın biri gelmiş, çoluğun çocuğun içinde adamın birini
çırılçıplak soymuş. Milleti köy ortasında toplamış dayak atıyor.
Bir Kürt'ü PKK'lı diye çırılçıplak soyan bir zihniyet nedir? Bunlar
Atatürk'ün askeri olamaz. Bunun adı terörle mücadele değildi, bunun
adı ihanetti. Ben bu halka (Kürtler) uçak kullanıldığını gördüm.
Top kullanıyorsun, tank kullanıyorsun, mayınlar kullanıyorsun
halkına karşı. Bu ateş hepimizi yakacak. B.. yedirdik bu millete.
Tırnaklarını söktük, dilini yasakladık, biz bunu yaptık. Ama Kürt
halkından rica ediyorum bizim bayrağımıza saygısızlık yapmayın, bu
bayrağa en azından siz sahip çıkın. Bu bayrağın en çok Kürtlere
ihtiyacı var. Kürt halkı bizim onurumuz, omurgamız, gururumuz. Bir
özür dilememiz lazım Kürtlerden... Şimdi her tarafta toplu mezarlar
çıkıyor. İster gerilla de ister terörist. Bu toplu mezarlar bu
ülkenin ayıbıdır.
ÖCALAN'A SAYGI DUYUYORUM
Adam bağırıyor yıllardır İmralı'da. Ben de buradan bağırıyorum şu
anda. Öcalan'a saygı duyuyorum. Ben onun liderlik vasfına
saygı duydum. Kan dursun istiyor. Öcalan şimdiye kadar Türk
bayrağına, Türk halkına saygısızlık ettirmedi. Ben iki Abdullah
sevdim bu hayatta. Biri Abdullah Öcalan, diğeri Abdullah Çatlı.
Bunlar lider vasıflı insanlardı. Ne olur bu ülkeye yardım
etsin Kürtler. Abdullah Öcalan'a sesleniyorum: Türkiye'ye sahip
çık, yardım et.
ÇETELER KATLİAM YAPTI
Dehşet şeyler yaşandı o bölgede. 1986'da gittik oraya. Bir yıl
sonra Mardin Ömerli'ye bağlı Pınarcık Köyü'nde bir katliam yaşandı.
16'sı çocuk 30 kişi katledilmişti. O köye gittim, kan barut kokusu
vardı her tarafta. Pınarcık katliamını provokasyon amaçlı JİTEM'in
oluşturduğu gruplar yaptı. Çoğu çocuk 30 insan. Bir çocuğun cansız
bedeni kollarımdaydı (ağlıyor)... O insanları örgüt öldürmedi. Bu
kanı döken başkasıydı. Başbağlar katliamı, Bilan kazası olayı, Jave
köyleri... Aynı ekip yaptı bunları. Başbağlar katliamı kesinlikle
Ergenekon zihniyeti ürünüdür.
Benim girdiğim tüm silahlı çatışmalarda imzam vardır. Bu işte bir adalet varsa ben o işte varım. Kimlerle çalışmışsam onlara da her şeyi sormaya hakkı vardır insanların. Hiçbir yere kaçmayacağım. Öcalan'ın önerdiği hakikatleri araştırma komisyonu açılsın, namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum gider her şeyi anlatırım. Benimle birlikte olanları, bu ülkeye ihanet edenleri söyleyeceğime yemin ediyorum. Ama o komisyona başkaları da gelmeli. Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve daha başkaları da gelmeli.
ŞAHİN BENİ KANDIRAMAZ
Ben İstanbul'daki her baskında vardım. Perpa baskınında bir kız
öldü, infaz edildi. Ben silahlı çatışmadaydım o esnada. Orada başka
bir Ayhan vardı, o vurdu kızı. Sabahat Karataş olayında
(Çiftehavuzlar) ben vardım. İbrahim Şahin'in yanındaydım.
Bahçelievler'deki çatışmada imzamı attım. 15 kişi ölmüştü orada.
Hata yaptıysam bedelini ödemeye hazırım. Ama emri kim veriyorsa
katil odur. Ben tiksindim bu olanlardan.
Şimdi o dönem bize başkanlık yapan İbrahim Şahin'in şu anki halini görüyorum da çıldırıyorum. Adli Tıp'ta rapor peşinde. Hafıza kaybı yaşıyormuş. Biz onun odasına girmeden önce salavat getirirdik. Şimdi düştüğü duruma bakın! Beni kandıramazsın İbrahim Şahin. O alacağın deli raporunun arkasına sığınamazsın. Çünkü tüm cevaplar onda. Mehmet Ağar da çıksın hesabını versin.
ERGENEKON DIŞARIDA
Ergenekon bizim hepimizin çıkış noktası. Bizim çıkış noktamızdır.
Ergenekon'dan şu anda kimse içeride değil. Hepsi dışarıda. Veli
Küçük'ün Dağlık Karabağ'la da alakası var. Orada da bir Ergenekon
var.
KAMYONLA İHANETİ ANLADIM
Herkesin bir dönüm noktası vardır. Benim hayatımın kırılma noktası
Susurluk kazası sonrası oldu. Kamyon çarptı kendime geldim. Olay
yerine gittim arkadaşımı (Abdullah Çatlı) aldım ambulansa koydum.
Çıplak bedenini öpe koklaya Nevşehir'e kadar götürdüm. Sonra da
ellerimle toprağa verdim. Çatlı ve diğerleri o arabada öldürüldü...
O kazadan sonra ihanete uğradığımızı anladım.
ARKADAŞLAR KONUŞSUN
Ben Nevruz'a eşimle, çocuklarımla, arkadaşlarımla gittim. Ben oraya
Türk olarak gittim, 'katil' olarak gittim. Ta kürsüye kadar gittim.
'Beni konuşturacaksınız' dedim. Beni bugün burada konuşturan
vicdandır. Kendi içimdeki karanlıktan kurtulmak istiyorum. Şimdi o
beraber görev yaptığımız arkadaşlarıma sesleniyorum. Siz de çıkın
anlatın tüm bildiklerinizi. Artık konuşmak lazım.
2002'de 'ÇETE YOKTUR' DEDİ AMA
ŞİMDİ ANLATMAYA HAZIR...
DETAYLI BİLGİ DİĞER
SAYFADA...
TIKLAYIN...
Ayhan Çarkın'ın Radikal'e anlattıkları ile 10 Şubat 2002
günü Hürriyet'te çıkan röportajı arasında önemli farklar
oluştu.
9 yıl önce Ayşe Arman'a konuşan Çarkın, 'tetikçilik', 'Susurluk',
'köy baskınları' gibi konularda bugünkünden farklı açıklamalar
yapmıştı. Önemli konularda 2 ayrı Çarkın açıklamaları şöyle:
91 CİNAYET SUÇLAMASI
10 Şubat 2002: 91 cinayetle suçlanan Çarkın o
zaman 'katil' değil devlet görevlisi olduğunu vurguluyor,
mesleğini, 'ölmemek için bertaraf etmek' diye tanımlıyordu:
"Cinayet işlemedik. İşleseydik kaçardık. Cinayet, masum, kendini
savunamayan insanları öldürmektir. Bizim Güneydoğu'da
işlediklerimiz cinayet değil. Şartlar eşit. Karşı tarafta devlete
hainlik yapanlar... Ve tabii biz de kendi savunma mekanizmamızı
oluşturduk. Türkiye Cumhuriyeti bize bu yetkiyi veriyordu.
Öldürdüğüm insanların çetelesini tutmadım.
22 Mart 2011: Güneydoğu'da ilk gönderilen 320
kişilik Özel Harekat grubundaydım. Korkunç şeyler yaşandı o
bölgede. Hepimiz kana bulaşmıştık. Bir köye gittiğimizde baktık
adamın biri gelmiş, çoluğunun çocuğunun içinde bir adamı
çırılçıplak soyuyor, toplamış dayak atıyor. Atatürk'ün askerleri
bunu nasıl yapar?
SUSURLUK ÇETESİ
10 Şubat 2002: Susurluk çetesi diye bir çete
olduğuna inanmıyorum. Devletten çete olmaz. Asıl çete, bunu rapor
haline getirip benim devletimde çete vardır diyenler. Kim onlar?
Siyasiler. Susurluk raporunun altına kimler imza atmışsa, onlar. Bu
rapor sayesinde bütün terörist örgütler Avrupa ülkelerinden sığınma
hakkı talep edecek. Diyecekler ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti
denilen bir şey yok kardeşim, orada çete var. Saçma! Varsa bile, o
çeteyi bu şekilde ortaya çıkartamazsın. O çete biz değiliz!.
22 Mart 2011: Bize başkanlık yapan İbrahim Şahin
şimdi deli raporu peşinde. Beni kandıramazsın Şahin. Mehmet Ağar da
çıksın hesabını versin. Şimdi onu koruyanlar, arkasında katiller
var. Asıl Ergenekon dışarıda. Susurluk kazasıyla ihanete
uğradığımızı anladım. Çatlı ve diğerleri o arabada öldürüldü.
KÖY KATLİAMLARI
10 Şubat 2002: Bir buçuk aylık çocuğun cesedini
elleriyle toplamış adamım ben. Kimse bana terörün haklılığını ispat
edemez. Mavi Çarşı katliamında tencere tava çalanlar niye çıkmadı?
Ya Pınarcı katliamı ya Milan Mezrası katliamı? 33 asker şehit
edilirken, ekip otoları kurşunlanırken, gazeteciler ölürken bu
temiz toplum havarileri neredeydiler?"
22 Mart 2011: Mardin'in Pınarcık Köyü'nde bir
katliam yaşandı. Katliamı provokasyon amaçlı, JİTEM'in oluşturduğu
gruplar yaptı. Çoğu çocuk 30 insan (ağlıyor). O insanları örgüt
öldürmedi. Başbağlar katliamı, Bilan kazası olayı, Jave köyleri,
hepsini aynı ekip yaptı. Başbağlar, Ergenekon zihniyeti
ürünüdür
HİZMETLE GURUR
10 Şubat 2002: Ben yapmış olduğum hizmetlerle
gurur duyuyorum. Tamam, polislikten ihraç oldum, attılar ama
umursamıyorum. Neticede Memoli değiliz!
22 Mart 2011: Bu millete b.. yedirdiler.
Kürtlerden özür dilenmeli. Hakikatleri araştırma komisyonu açılsın
gider her şeyi anlatırım. Benimle birlikte olanları bu ülkeye
ihanet edenleri söyleyeceğime yemin ediyorum.
ÇOK OPERASYONDA İMZASI VAR
Erzurum'lu olan 49 yaşındaki Ayhan Çarkın kendi ifadesiyle en çok
operasyona 'imzasını' atan Özel Tim'ci olarak biliniyor. Çarkın'ın
Özel Tim'e seçimini ise Yarbay Korkut Eken yaptı. Emniyetteki
'mesai'si 19 yıl sürdü. 1986'da, Güneydoğu'ya ilk giden 320 kişilik
Özel Harekat ekibi içinde yer aldı. Bölgede 5 yıla yakın kadar
dağ-bayır insan avında olan Çarkın'ın içinde bulunduğu ev
baskınlarında kimsenin sağ çıkamadığı söyleniyordu. 1990'lı
yılların başında İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde
çalışmaya başladı. Çiftehavuzlar, Perpa ve Bahçelievler'de sol
gruplara yönelik operasyonların hepsinde yer aldı. Çarkın, kaç kişi
öldürdüğü yönündeki soruya "Öldürdüğüm insanların çetelesini
tutmadım" diyor.
Kumarhaneler kralı Ömer Lütfi Topal cinayetinde yer aldığı gerekçesiyle gözaltına alınan Çarkın, Susurluk kazasında yaralı kurtulan DYP'li Milletvekili Sedat Bucak'ın altı korumasından biriydi. Çarkın Susurluk davasında İstanbul DGM tarafından Ocak 1997'de tutuklandı. 4 yıl ceza aldı, 291 gün hapis yattı.