Öz anneleri üzerlerinde sigara söndürdü işkence yaptı! Koruyucu anne ise takdirlik
Abone olKAHRAMANMARAŞ'ta, öz annelerinden şiddet ve işkence gören Mehmet (14) ve İsa (13) kardeşlere Hüseyin ve Ayşegül Dertli çifti koruyucu aile oldu. İki kardeş yaşadıkları travmayı, 'anne-baba' dedikleri Dertli çifti sayesinde atlattı. Kardeşlerden birisi öz annesiyle ilgili 'bir kere bile 'oğlum' demezdi' dedi.
Mehmet ve İsa kardeşler küçük yaşlarda öz annelerinin şiddet ve
işkencesine maruz kaldı. Kardeşlerin yaşadıklarından haberdar olan
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, harekete geçip
çocukları koruma altına alarak yurda yerleştirildi.
Sigara söndürdü
Vücutlarında sigara söndürülen 2 kardeş, bir süre yuvada kaldıktan
sonra Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın hayata
geçirdiği koruyucu aile projesi kapsamında 2014 yılında Hüseyin ve
Ayşegül Dertli çiftine verildi.
O dönem Cuma Ali ve (15) Elif (11) adında 2 çocukları olan Dertli çifti, Mehmet ve İsa'ya evlerinin kapısını açarak, onlara sevgi ve şefkatlerini gösterip anne ve babalık yaptı. Bu süreçte Hüseyin-Ayşegül Dertli çiftinin İbrahim (6) ve Mislina (4) adında 2 çocuğu daha oldu.
Aile sevgisi başarıyı
getirdi
Kahramanmaraş'ta koruyucu aile yanında olan 215
çocuğun arasında yer alan Mehmet ve İsa yaşadıkları travmayı sevgi
ve şefkatin olduğu sıcak bir yuva sayesinde atlattı. Okulla da
tanışan iki kardeş, koruyucu ailenin çocuklarıyla da iyi anlaştı ve
Hüseyin ile Ayşegül Dertli'yi anne ve baba, çocuklarını da kardeş
olarak gördü. Sıcak aile ortamı Mehmet ve İsa'nın hem derslerine
hem de sportif faaliyetlerine başarı olarak yansıdı. İki kardeş hem
okullarında hem de okullar arası turnuvalarda katıldıkları güreş ve
atletizmde madalyalar kazandı.
Aradan geçen 7 yılda koruyucu ailenin ötesinde Mehmet ve İsa'nın
kendi öz çocukları gibi olduğunu belirten Ayşegül Dertli,
kardeşlerin eve ilk geldiğinde psikolojik olarak çöküntü halinde
olduğunu söyledi. Mehmet ve İsa'nın ilk zamanlarda dövülme
korkusuyla yaşadığını ve yaşadıkları travmayı 3 yılda zor
atlattığını kaydeden Ayşegül Dertli, şöyle konuştu:
"2 çocuğum vardı, bunlar geldikten sonra 2 çocuğum daha oldu. Yani 6 tane çocuğum var ve hiçbirini seçemem, 6'sı da birbirinden farksız. Geldiklerinde kavgalıydılar, büyük küçüğü dövüyordu. 'Neden böyle yapıyorsun?' dediğimde 'Gücü yeten gücü yeteni döver' derlerdi.
Yatarken geceleri üzerlerini örtmeye gittiğimizde korkarak kalkarlardı 'Beni dövmeye mi geldin?' diye. Yere bir tabak düşse, hemen dayak yiyecekmiş gibi elini kaldırıp savunmaya geçerlerdi.
"Sen ne zaman döveceksin"
'Niye böyle yapıyorsunuz?' diye sorduğumda 'Biz hep böyle gördük.
Annemiz bizi hep döverdi. Sen ne zaman vuracaksın?' derlerdi. Biz
de 'Kırıldı diye dövmeyiz' diyerek onlara sevgiyle yaklaştık. Çok
şükür onları aştılar ve iyiler. 7 seneden beri birlikteyiz, çok
mutluyuz."
"Korkudan yataktan fırlıyorlardı"
Aynı
zamanda Kahramanmaraş Koruyucu Aile Derneği Başkanı olan Hayati
Dertli ise Mehmet ve İsa'nın şiddete maruz kaldığını, vücutlarında
sigara yanığı dahi olduğunu söyledi. Özellikle İsa'nın vücudunda
geçmişten kalan şiddetin izlerinin bulunduğunu dile getiren Dertli,
'Çocuklarım' dediği Mehmet ve İsa ile tanışmalarını ve aradan geçen
7 yılı şöyle anlattı:
"Bu kardeşler 3 aileden dönen çocuklardı. Kurumdaki arkadaşlar bize durumlarını anlattı ve 'Siz, son şanslarısınız. Bu taşın altına elinizi koyun' dediler. Hanımla yapabiliriz' diyerek iki kardeşi aldık ve 7 yılı geride bıraktık. Ve çocuklarımız bayağı bir değişti, ilk günden bugüne çok fark var çocuklarımız arasında. Çok zor çocuklardı. Hep şiddet görmüşler. Anne-baba, büyük-küçük, hiçbir saygıyı bilmiyorlardı. Hepsini biz öğrettik, sıfırdan yetiştirdik. Hatta ilk geldiklerinde yataktan fırlıyorlardı. Korkularından yataktan resmen fırlıyorlardı. Hep şiddet uygulanmış ve çok korkmuşlar. Şimdi şükürler olsun benim çocuklarım çok iyi durumdalar, toparlandılar. Çok değişik bir duygu ve şu anda mutlu, mesut devam ediyoruz. Bunlar geldiğinde 2 çocuğum vardı, daha sonra 2 çocuğum daha oldu ve şu anda 6 çocuğum var. Aile ortamı olduğu için çocuklar çok iyi anlaşıyor. Hepsine de aynı sevgi ve şefkatle yaklaşıyoruz. Çocuklar da kendi aralarında ağabey-kardeş oldular. İlk günden bugüne kadar hep bize 'Baba-anne' diye hitap ederler. Bizleri ilk günden kabullendiler ve çocuklara özgüven geldi."
"Öz annemle koruyucu annem arasında çok fark
var"
Koruyucu ailenin kendisini ve kardeşini okula gönderdiğini,
derslerinde başarılı olmaları için de gereken her türlü desteği
verdiğini ifade eden Mehmet, "Bu aile çok güzel ve onlarla çok
güzel günlerimiz geçti. Annemi, babamı çok seviyorum, bize
kapılarını açtılar. Ağabeyime de teşekkür ederim bize odasını açtı.
Öz annemle koruyucu annem arasında çok fark var. O şiddet uygulayıp
zorla iş yaptırıp annelik yapmıyordu. Burada ise günlerimiz güzel
geçiyor ve mutluyuz. Bize iyi davranıyorlar. Anne ve babamız
devamlı yanımızda, onlar bizim güvencemiz" dedi.
Küçük İsa da ağabeyi gibi koruyucu ailenin yanında çok mutlu olduğunu söyledi. Onların desteği sayesinde en son yapılan koşuda il 3'üncüsü olduğunu belirten İsa, geçmişte ve koruyucu ailenin yanında yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Kendi ailemizdeyken bizi döverlerdi. Bize iş yaptırırlardı, yapmazsak vururlardı, küfrederlerdi. Bizi hiçbir yere götürmezlerdi, evden dışarı çıkarmazlardı, yanımızda bile durmazlardı. Annemin yanındayken 'Anne' deyince her gün dövdüğü aklıma geliyordu. Bu aileye gelince bize iyi davrandılar, 2 kardeş vardı ve sağ olsunlar anne ve babasını, evlerini bizimle paylaştılar. Bize çok iyi davrandılar, hiç görmediğimiz yerlere götürdüler. Bizi okula gönderdiler, orada başarılı olmamızı sağladılar, derslerimize yardım ettiler. Daha sonra bizi spora yönlendirip güreşe, koşuya gönderdiler. Onların destekleriyle dereceler yaptık ve koşuda il 3'üncüsü oldum. Burada anne deyince bizi kollayan, bizi seven, iyi davranan aile aklıma geliyor.
Eski annemiz bizi döverdi, bize hiç iyi bakmazdı, yanımızda olmazdı, bir kere bile 'Oğlum' demezdi. Yanımıza bir bakıcı bırakır, o da yapması gereken işleri bize yaptırırdı."
"Üşümeyelim diye üzerimizi örtüyorlar"
Koruyucu ailenin çocuklarıyla da ağabey-kardeş gibi olduklarını
ifade eden İsa, "Benden küçükler bana 'Ağabey', ben de onlara
'Kardeşim' diyorum. Ben büyük olana 'Ağabey' diyorum o da bana
'Kardeşim' diyor. Aramız çok iyi. Annemle babam da hepimize eşit
davranır, hiç ayrımcılık yapmazlar. Yanlarında olduğumuz koruyucu
aile keşke gerçek anne-babamız olsa. Bize o kadar iyi davranıyorlar
ki. Eski annemiz bizi azarlardı, bunlar bizi seviyorlar, iyi
davranıyorlar, gece uyurken üzerimiz açık olsa üşümeyelim diye
üzerimizi örtüyorlar" diye konuştu.
Evin en büyüğü Cuma Ali Dertli ise, Mehmet ve İsa'nın diğer kardeşlerinden hiçbir farkı olmadığını, onlarla çok iyi anlaştıklarını söyledi.