Otobüs kazalarının en önemli iki sebebi! Trafik Güvenliği Uzmanı açıkladı
Abone olSon zamanlarda sıklıkla meydana gelen ve çok sayıda vatandaşın hayatını kaybettiği otobüs kazalarıyla ilgili uzmanlar, sürücünün uykusuz olmaması ve yola çıktıktan sonra her 2 buçuk saatte bir mola verilmesi konusunda uyarıyor.
Türkiye’nin birçok noktasında son zamanlarda sıklıkla büyük
otobüs kazaları meydana geliyor. Uzmanlar, bu kazaların önüne
geçilebilmesi, can ve mal kayıplarının önlenebilmesi amacıyla,
sürücülerin yola çıkarken uykusuz olmamaları ve yola çıktıktan
sonra 2 buçuk saatte bir mola vermeleri konusunda uyarılarda
bulunuyor. Uzmanlar, özellikle uzun yol sürücülerine mutlaka eğitim
verilmesi gerektiğini vurguluyor.
“Son 17 saat içinde 6 saatten az uyumaması gerekir”
Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Derneği Kocaeli Temsilcisi ve
Trafik Güvenliği Uzmanı Aşır Altınöz, trafik kazalarının yüzde
87’sinin sürücü hataları sebebiyle gerçekleştiğini söyleyerek,
“Otobüs şoförlerinin öncelikle fit olması, sağlıklı bir birey
olması gerekir. Son 17 saat içinde 6 saatten az uyumaması gerekir.
İyice uykusunu almış olması lazım. Uykusuz, yorgun yola çıkmaması
lazım. Otobüs şoförleri gece yolculuk yapıyor, gündüz otobüste
uyuyor. Yola çıkmadan önce normal bir yerde uykusunu almış olması
lazım” dedi.
“Yola çıktıktan 2 buçuk saat sonra yol hipnozu başlıyor”
Yol hipnozunun çok önemli bir konu olduğunu aktaran Altınöz, “Yola
çıktıktan 2 buçuk saat sonra yol hipnozu başlıyor. Burada beyin
kendisini kilitliyor, sürücü göz açık bir şekilde gidiyor. Ta ki
öndeki tıra veya araca çarpana kadar. Şoför son 15 dakikayı hiçbir
şekilde hatırlamıyor. Bu konunun gerek sürücü kurslarında, gerek
emniyette anlatılması lazım. Yol hipnozu çok önemli bir konu. 9 bin
tane duran araca çarpma var, bunların çoğu yol hipnozu. Yol hipnozu
fiziki bir durumdur. Bir uyku durumu değil, bunun uykusuzlukla bir
alakası yok. Ne kadar sağlıklı da olsanız, uykunuzu almış da
olsanız, yola çıktığınız zaman sürekli aynı yere bakarak gözleriniz
açık bir şekilde ama beyin kendisini kilitliyor ve bir trafik
levhasını okuyup, analiz etmiyorsunuz. Dolayısıyla ilerideki yol
yapım-bakım levhasını görmüyorsunuz. Onu anladığın zaman çok geç
oluyor. Hızınızı 70-50-30’a düşürmeden yol yapım-bakım yerlerinde
50-70 kilometre hız ile şerit değiştirirseniz, ani manevra
yaparsanız otobüsü devirirsiniz. Bunun sebebi yol hipnozu. Yol
hipnozu olmamak için 2 buçuk saate bir durmak, kahve içmek gerekir.
Ondan sonra ise yolda giderken zihni açık tutmak gerekir” diye
konuştu.
“Araç kullanmak belki de dünyada yaptığınız en tehlikeli iş”
Türkiye’de olan bütün büyük kazaları analiz ettiklerini vurgulayan
Altınöz, “Trafik güvenliğinin 6 ana başlığı vardır; sürücü, yolcu,
yaya, yol, hava ve araç. Bu konuda öncelikle sürücülerin mutlaka
trafik güvenliği eğitimi almaları gerekiyor. En az bir gün ama
profesyonel tır ve otobüs şoförlerinin en az 6 ay profesyonel
şoförlük eğitimi alması gerekir. Biz her yıl en az 200 tır ve
otobüs şoförünü kazalarda kaybediyoruz. Araç kullanmak belki de
dünyada yaptığınız en tehlikeli iş. Bir can taşıyorsunuz, ailenizi,
çoluğunuzu, çocuğunuzu taşıyorsunuz. Siz direksiyondayken
hayatınızdaki en önemli kişi ölse, yaralansa veya sakat kalsa bu
sizin geri kalan hayatınızı nasıl etkiler? Bunu aklınızda tutarak,
pür dikkat araç kullanmanız lazım” şeklinde konuştu.
“Sakın dörtlüleri yakmayın”
Altınöz, şöyle devam etti:
"Sol lastiği değiştirirken yol hipnozu olmuş veya hız yapan bir
sürücünün hışmına uğrayıp, onun mağduru olabilirsiniz. Bu durumda
öncelikle fosforlu bir yelek giymeniz gerekir. Araçtan çok dikkatli
çıkıyorsunuz, lastiğini değiştirmeye kalkmadan çekiciyi
arıyorsunuz. Çekiciye ulaşamazsanız jandarmaya veya polise haber
veriyorsunuz, lokasyon veriyorsunuz, onlar size en yakın çekiciyi
gönderecektir. Gaziantep’te olan kazada, kaza yerine giden insanlar
acil durum yönetimini bilmedikleri için kendilerini nasıl
koruyacaklarını bilemediler. Acil durum eğer gece ise aracın içinde
ama olabildiğince yoldan çıkıp bütün ışıkların kapatılması lazım.
Sakın dörtlüleri yakmayın. Tamamen yoldan çıkıyorsunuz ve
bekliyorsunuz."
“Otobüste en güvenli yerler orta koltuklardır”
Çok sayıda tur otobüsü kazası olduğunun altını çizen Altınöz, "Tur
otobüslerinde tek şoför oluyor. Gece yolculuk yapıyor, yolu
bilmiyor. Bu şekilde otobüs kazasında çok sayıda yerli ve yabancı
turist ölüyor. Bu tur otobüslerinin sürücülerine eğitim verilmesi
gerekiyor. Bunlarda yolculuk yapacaksanız, kesinlikle gece
yolculuğunu tercih etmeyin. İlk ön sırada oturmayın. Otobüslerdeki
muavin koltuğuna biz ‘Ölüm koltuğu’ diyoruz. Çarpışmada önce muavin
hayatını kaybediyor. Otobüste en güvenli yerler orta koltuklardır.
Acil durumlarda bu fosforlu yeleği giymeniz gerekir, her araçta
bunun olması gerekir. Bu yelek sizin görünür olmanızı sağlar”
ifadelerine yer verdi.
“Fren patlamaz, fren balataları ısınır”
Bolu’da ve Ağrı’da meydana gelen otobüs kazalarının çok üzücü
olduğunu vurgulayan Altınöz, “Türkiye’de herhangi bir büyük otobüs
kazası olduğu zaman benim gece uykularım kaçıyor. Burada çoğu zaman
otobüsün freni patladı gibi bahaneler var, fren patlamaz. Fren
balataları ısınır. Fren balatası ısındığı zaman frene bastığınızda
araba durmaz. Bu fren patlaması değildir, balataların ısınması
demektir. Ağrı’daki olayda orada bir yol yapım-bakım çalışması var.
Yol çift şeritten tek şeride düşüyor. Otobüs şoförü bir defa hızlı
geliyor ve virajı kucaklıyor. Karşıdan gelen kamyondan kurtarıyor
ama ileride başka bir kamyon devrilmiş, ondan kurtarmak için tekrar
zikzak yaptığı zaman karşıdan gelen tır ile çarpışıyor. Kafaya
kafaya çarpışmalarda ölüler, yaralılar, metal, cam ve lastik yığını
oluşur. Bu çarpışmada ortaya çıkan enerji 7 dinamit gücündedir.
Oradaki kazada otobüs ve tır arasında ortaya çıkan enerji maalesef
7 cana mal oldu” dedi.
Altınöz, kazaların bir kısmının da seyir halindeyken sürücünün kalp
krizi geçirmesi sonrasında olduğunu ifade ederek, özellikle otobüs
şoförlerinin fit, sağlıklı bireyler olması gerektiğini vurguladı.
Aşırı kilolu insanların ise otobüs şoförlüğü yapmamaları
gerektiğini söyledi.