ÖSYM'den 'cemaatçi' açıklaması
Abone olÖSYM, 2010'dan sonra kurum kadrolarına 'cemaatçi' isimlerin atandığı iddialarını yalanladı.
ÖSYM bazı yayın organlarında yer alan cemaatçi isimlerin
atamasını yapıldığı iddialarına yazılı açıklamayla yanıt
verdi.
ÖSYM'nin internet sitesinde yer alan açıklamada, bugün bazı basın
yayın organlarında ve internet sitelerinde "Devlet
Denetleme Kurulunun (DDK) ÖSYM'ye ilişkin yaptığı inceleme sonunda
hazırladığı ve 2010'da kamuoyuna yansıyan raporlarda Yeliz Çelen
ismi de geçiyordu. Matematik sorularını hazırlayan komisyonun
koordinatörü konumundaki Çelen'in çeşitli yayınevlerine kitap
hazırladığı konusu da bu incelemede gündeme geldi. İddialara göre
DDK'nın bu incelemesinden sonra ÖSYM'de boşaltılan kadrolara
Cemaatçi isimler atandı. Yine iddialara göre telefonu dinlenen
Yeliz Çelen de bu şekilde bertaraf edilen isimlerden biri
oldu" gibi asılsız ifadelere yer verildiği belirtildi.
Açıklamada, ÖSYM'nin, Eylül 2010 tarihinden bu yana kendisine belirlemiş olduğu, "sınav adaletine ve sınav güvenliğine odaklanan" misyonu çerçevesinde çalışmalarını yürüttüğü, kimseye haksız kazanç sağlamayan ve herkesin emeğini bir emanet olarak görüp onun karşılığını veren bir sınav sistemini oluşturduğu ve titizlikle uyguladığı ifade edildi.
Bu kapsamda son 4 yıl içerisinde kurumda büyük bir değişim sürecinin başarıyla gerçekleştirildiği ve hem şeffaf hem de yüzde 100 sınav güvenliğini tesis edilerek çok adil bir sınav sistemi kurulduğu vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Bu değişim sürecini yürütürken kuruma destek olmayan, bilgi/sınav güvenliği ve gizliliğini korumakta hassas davranmayan, çalışmaları ile hak ve adaletin tesis edilmesine destek olmayan, aksine kurumu yıpratma gayreti içerisinde olanlar ile yollarını ayırmış ve yerlerine bilgisi ve tecrübesi ile kuruma gerekli desteği üretecek çalışanları çok titiz bir seçim sürecinden geçirerek (ilgili mülakatları kamera ile kayıt altına alarak) istihdam etmiştir.
Haberde 2010'dan sonra boşaltılan kadrolara cemaatçi
isimlerin atandığı iddia edilmektedir. Bu iddia tek kelime ile bir
yalandan ibaret olup bu haberin kaynağı kişi veya kurum ya da
çevreler bunu delilleri ile ispat etmelidirler. 'İddialara göre'
deyip her türlü yalanı uydurmak habercilik veya gazetecilik olamaz.
Türkiye’nin geçmekte olduğu bu kritik süreçte sorumsuzca kurgulanan
bu tür senaryolara dayalı böylesi uydurma haber ve iddialara itibar
edilmemesi gerektiğini kamuoyuna duyururuz."