Osmanlı torunu 95 yıl sonra ülkesine döndü tek isteği var
Abone olOSMANLI Sultanı 2'nci Abdülhamid döneminin Bahriye Nazırı Hasan Hüsnü Paşa'nın torunu Mualla Emine Danyeri Lyoen (99), 95 yıl sonra ülkeye kesin dönüş yaptı. Lyoen, Türkiye'de ölmek, İstanbul Haliç'te bulunan Hasan Hüsnü Paşa Türbesi'ne defnedilmek istediğini söyledi.
İstanbul'da doğduğunu, 1923'te, 4
yaşındayken Türkiye'den ailesiyle birlikte ayrıldığını
belirten Mualla Emine Danyeri Lyoen, "12 Temmuz 1919'da doğdum. 4
yaşında Fransa'da ailemle beraber yaşamak için İstanbul'dan çıktık.
Ben küçükken gitmek istemedim. Dönemin Bahriye Nazırı Hasan Hüsnü
Paşa'nın torunu oluyorum" dedi.
Fransa günlerini anlatan Mualla Emine Danyeri Lyoen, "2 kız
kardeşim vardı. Beraber Fransa'da büyüdük. Paris'te yaşadık.
Annem vefat etti, sonra büyükannem, babam, 2 kardeşim vefat etti ve
böylece yalnız kaldım. O zaman yalnızlık güç oldu. Fransız
birisiyle evlendim ve çalıştım. Uzun yıllar Arabistan Elçiliği'nde
çalıştım. Fransız eşim de maalesef 3 yıl önce öldü. Yine yalnız
kaldım" diye konuştu.
Yaşadıklarını anlatırken duygulanan Lyoen, "Hiç çocuğum
olmadı. Çünkü 40 yaşında evlendim. Benim 3 yeğenim vardı. Yeğenim
Mediha ve Fethiye Hanım benle meşgul olmadılar. Ama Adile Hanım
işlerimi tam yaptı. Adile Hanım olmasaydı, vaziyetim çok kötü
olacaktı. Adile Hanım 'Benimle İstanbul'a gelir misin?' dedi. Ben
de hemen kabul ettim ve şimdi Adana'dayım ve çok memnunum. O bana
kızım gibi geliyor. Memleketimi görmeyi çok istiyordum. Ölümüm bile
toprağımın üstünde olsun. Çünkü bizim bir mezarlığımız vardı. O
mezarlıkta Hasan Hüsnü Paşa'nın mezarı vardı. O da ailesine mezar
ayırtmış. Benim de o mezarlıkta yerim var. Çünkü Hasan Hüsnü Paşa,
annesine, babasına, çocuklarına ve hizmetçilerine hep bu mezarlıkta
yer ayırtmıştı" diye konuştu.
Sultan 2'nci Abdülhamid'in soyundan gelen ve Mualla Emine Danyeri Lyoen'in yeğeni olan Ayşe Adile Nami Osmanoğlu Tars ise şunları kaydetti:
"Teyze zaten anne yarısı sayılıyor. Onun için bir evladın
yapması gerekeni yaptım. Eşi vefat ettikten sonra teyzem çok yalnız
kaldı. Fransız eşiyle teyzem, Türkiye'ye 2-3 defa gelmişti. İnsanın
ne olursa olsun kanı, kökü ağır basıyor. Yabancılar hiçbir zaman
bizim gibi ailelerine belki de aynı şekilde sahip çıkmıyorlar. Çok
yalnız kalınca teyzem, ben de sık sık Fransa'ya gittim ve onunla
ilgilenmeye başladım. Baktım, ben nasıl olsa Adana'da yaşıyorum.
Çevrem de var. O zaman niye teyzem benim yanımda olmasın. En
sonunda eşimle beraber karar verdik. Ona bu teklifi sunduk. Onun da
zaten en büyük isteği buydu. En büyük isteğiydi Hasan Hüsnü Paşa
Türbesi'nde gömülmek. Buraya gelince de baktı ki çok sempatik bir
aile var. Bizi sevenler onu da çok seviyor. Hayata döndü. Şimdi
ikinci baharını yaşıyor."