’’Osmanlı hayalciliği doğru bir tutum değildir’’
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin de geçmişte Osmanlı’nın bir parçası olduğunu belirterek, "Ama 21. yüzyılda Osmanlı hayalc...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin de geçmişte
Osmanlı’nın bir parçası olduğunu belirterek, "Ama 21. yüzyılda
Osmanlı hayalciliği doğru bir davranış ve doğru bir tutum değildir"
ifadesini kullandı.
Bağdat temasları çerçevesinde Al Nahreyn Stratejik Araştırmalar
Merkezi’ndeki konferansta konuşan Kılıçdaroğlu, daha sonra basın
mensuplarının sorularını cevapladı.
Kılıçdaroğlu bir soru üzerine, "Osmanlı, tarihte yer alan büyük bir
devlet. Hepimiz Osmanlının bir parçasıydık ama 21. yüzyılda Osmanlı
farklı bir şeydir. 21. yüzyılda bağımsız devletler var. Biz o
devletelere saygı göstermek zorundayız. Osmanlı hayalciliği doğru
bir davranış ve doğru bir tutum değildir" şeklinde konuştu.
"HER ÜLKENİN SİYASETİNE SAYGI GÖSTERMEK ZORUNDAYIZ"
Kılıçdaroğlu, "Biz kendi ülkemize ne istiyorsak, komşularımıza da
aynı şeyi istemek zorundayız. Kendi ülkemize, bir başka ülkenin
müdahale etmesini istemiyorsak, Irak’a da, Suriye’ye de, Mısır’a da
bir başka ülkenin müdahele etmesini doğru bulmuyoruz. Her ülkenin
toprak bütünlüğüne, her ülkenin siyasetine saygı göstermek
zorundayız" dedi.
"İNSANİ KONULAR ÜLKENİN İÇ İŞİ OLMAKTAN ÇIKAR"
Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Ama bazı konular vardır ki, bunlar sadece ülkenin iç işi olmaktan
çıkar. Nedir onlar? İnsan haklarıdır. İnsan hakları ihlalleri bütün
dünyada uluslararası bir sorundur. Türkiye’de insan hakları
ihlalleri olduğu zaman diğer demokratik ülkeler tepki gösterir,
Mısır’da insan hakları ihlalleri olduğu zaman Türkiye dahil pekçok
ülke, belki Irak da tepki gösterir. Bu da zaten, insanı savunmanın
doğal bir sonucudur. Ama her ülkenin parlamentosuna, sınırlarına,
toprak bütünlüğüne saygı duymak, her ülkenin temel görevidir."
"Biz kendi dış politikamızı bunun üzerine inşa ediyoruz. Türkiye
Cumhuriyeti’nin geleneksel dış politikası da bunun üzerine inşa
edilmiştir. Hiçbir komşumuzla çatışma içine girmek istemeyiz. Ne
Irak’la, ne Suriye ile, ne İran’la, ne Yunanistan’la, ne
Ermenistan’la, ne Bulgaristan’la hiçbir şekilde çatışma içine
girmek istemeyiz. Sorunlar varsa, masaya yatırılır, iki ülkenin
uzmanları gelir, oturur sorunları çözeriz."
"TÜRKİYE VE IRAK OLARAK KENDİ SORUNLARIMIZI ÇÖZEBİLECEK
DURUMDAYIZ"
"Biz iki ülke olarak, Irak ve Türkiye, kendi sorunlarımızı
çözebilecek kapasiteye, bilgiye, deneyimlere sahip iki ülkeyiz. Bu
potansiyeli kullanmak durumundayız. Bir başka önemli nokta:
Ülkeleri yönetenler birşeyi unutmamalıdırlar. Halklar, çatışma
istemez. Halklar kavga istemez. Türkiye’deki yurttaşlarımız,
Irak’taki komşularımız kavga istiyorlar mı, hayır! Barış içinde
yaşamak istiyorlar. Biz de güzel bir söz vardır. "Ana gibi yar,
Bağdat gibi diyar olmaz" diye... Aslında bu Türk halkının Bağdat’a
ve Irak’a ve Irak halklarına duyduğu saygının bir ifadesidir.
Seviyoruz birbirimizi, barış içinde yaşamak varken, ortak
kültürümüz, ortak tarihimiz varken, bu ortak tarihimiz bize daha
güzel bir gelecek vadetmeli. Bunun üzerinde çalışmalı, çaba
harcamalıyız."
"Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz bu söylediğim ifadeleri, sadece
burada değil, sadece Türkiye’de de değil, biz Brüksel’de de, Avrupa
Birliği’nde de dile getiriyoruz. Hangi ülkeyle ilişkimiz varsa, dış
politikamızı bütün açıklığı ile anlatmaya çalışıyoruz. Türk halkı
ile Irak halkı arasında güzel birliktelik var. Akrabalık var
herşeyden önce. Iraklıların akrabaları Türkiye’de yaşıyoruz.
Türkiye’de yaşayanların akrabaları da Irak’ta yaşıyor. Bu bizim
için çok büyük bir avantajdır aslında. Bir kardeşlik köprüsüdür bu.
Barışı hep beraber istemeliyiz. Dostluğu hep beraber istemeliyiz.
Halklarımıza bunu çok iyi anlatmalıyız. Biz anlatmaya
çalışıyoruz."
"TÜRKİYE’DE İKTİDAR VAR AMA MUHALEFET DE VAR"
"Türkiye’de iktidar var, doğru ama muhalefet de var Türkiye’de. Siz
Irak’ın çıkarlarını savunacaksınız, biz Türkiye’nin çıkarlarını
savunacağız. Ama dış politika, iki ülkenin ortak çıkarları üzerine
inşa edimek zorundadır. Eğer burada Türk işadamları daha fazla
gelir yatırım yaparlarsa, Irak’taki pekçok firma Türkiye’de bürolar
açarsa bunlar karşılıklı insani, kültürel ilişkileri
geliştirir."
"Biz isteriz ki Türkiye’deki üniversitelere daha fazla Iraklı
öğrenci gelsin. Niçin biz beraber ortak sinema filmi yapmıyoruz,
niçin ortak diziler yapmıyoruz? Bunlar bizim dostluğumuzu
pekiştirir, halkları yakınlaştırır. Siyasetçi birşey söyledi diye,
zaman zaman iki ülkenin iktidarı, birbirlerine, belki de dozu da
aşan söylemlerde bulunabilir ama Türkiye’deki, Irak’taki halklar
barış içinde yaşıyorlar. Onlar da barış istiyorlar, burası da barış
istiyor. Huzur içinde yaşamak istiyoruz coğrafyamızda."
"CHP OLARAK HİÇBİR ÜLKENİN İÇİŞLERİNE MÜDAHELEYİ DÜŞÜNMÜYORUZ"
"Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz hiçbir ülkenin, içişlerine
müdahale etmeyi düşünmüyoruz. Düşenen bütün siyasal partileri de
açıklıkla eleştiriyoruz. Her ülkenin kaderini o ülkenin halkı
belirlemelidir. Bu, CHP’nin sadece bugün değil, öteden beri
savunduğu temel bir konudur."
"TÜRKİYE BİR BAŞKA ÜLKEYİ VİLAYETİ OLARAK GÖREMEZ"
"Ayrıca biz bütün komşularımızla barış içinde yaşamak isteriz. İyi
diyalog kurmak isteriz. Barışın, iki ülkeye de katkısı vardır.
Çatışma iki ülkeye de zarar verir. Dış politika, duygularla
yürütülen bir politika değildir. Dış politikada akıl ve mantık
egemen olmak zorundadır. Biz dış politikamızı bu çerçeve içine
oturtmak zorundayız. Hiçbir Türkiye Cumhuriyeti bir başka ülkeyi
vilayet olarak göremez, görmeye hakkı da yoktur. Her ülkeye
saygımız vardır. Her ülkenin halkına saygımız vardır. Her ülkenin
yapısı farklı olabilir ama her ülkeye saygı göstermek meşru bir
devletin temel görevidir. Sizin bayrağınız var, topraklarınız var,
sınırlarınız var, yaptığımız anlaşmalar var, dolayısıyla iktidarlar
devleti yönetmek üzere gelirler. Devletin kendi ilkeleri, kendi
kuralları bakidir, geçerli olanlar onlardır. Türkiye Cumhuriyeti
devleti ile ve onu oluşturan halklarla, Irak halkı arasında
dostluk, tarihin derinliklerine dayanmaktadır ve biz bu dostluğu
esas alarak güzel bir geleceği çizmek zorundadır."
"PKK KONUSUNDA BİR ÇÖZÜM SÜRECİNE GİRİLMİŞTİR"
"PKK sorunu, bizim temel sorunlarımızdan birisidir. Konuşmamda
ifade ettim, Kürt kardeşlerimizin sorunlarıyla terörü birbirinden
ayırmamız gerekiyor. Kürt kardeşlerimizin sorunları varsa, o
sorunları çözecek olan siyaset kurumudur. Biz gerekirse Kürt
kardeşlerimizle masaya oturup, hangi sorunları varsa, o sorunları
gidermeye hazırız. CHP olarak biz, bir toplumsal uzlaşmadan yana
olduğumuzu ifade ettik. Bu konuda sorunun nasıl çözülebileceğine
dair bir yol haritasını da Sayın Başbakan’a ben bizzat götürüp
verdim."
"30-40 yıllık derinlikli bir sorundur, çözülmesi kolay değildir ama
bugün için bir çözüm sürecine girilmiştir, hükümet bazı çalışmalar
yapmaktadır ama olayın ayrıntılarını kamuoyu bilmemektedir. Bütün
arzumuz 30-40 yıldır devam eden çatışma sürecinin sona ermesi,
Türkiye’de özgürlükçü, demokrat bir sürecin hayata geçirilmesidir.
Bunu yapabilirsek, sorunu büyük ölçüde aşmış olacağız."
(İHA)