Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verildi
Abone ol15 Temmuz darbe girişimi davasında hakim karşısına çıkan Osman Kavala'nın, tahliye talebi reddedilerek tutukluluk halinin devamına karar verildi. Bir sonraki duruşma 5 Şubat'ta görülecek.
Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu
Başkanı Osman Kavala, FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz darbe
girişimine ilişkin Osman Kavala ve hakkında yakalama
kararı bulunan CIA eski danışmanı Henri Barkey hakkında
ağırlaştırılmış müebbet ve 20’şer yıl hapis istemiyle açılan
davanın görülmesine başlandı.
İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık Osman Kavala, tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS yoluyla bağlandı. Duruşmada Kavala’nın avukatları hazır bulundu.
Duruşmada Osman Kavala’nın eşi Ayşe Buğra Kavala,
İsviçre ile Polonya’nın Başkonsolosları, ABD, Danimarka, Hollanda,
Norveç ve Almanya Başkonsolosluklarının temsilcileri, Uluslararası
Af Örgütü temsilcisi ile CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu
izleyici olarak yer aldı.
Duruşmada iddianameyi okuyan mahkeme başkanı, tutuklu
sanık Kavala’ya savunmasının hazır olup olmadığını
sordu. Kavala ise savunmasının hazır olduğunu ve savunma
yapacağını kaydetti.
“Suçlamalar dünya görüşüme taban tabana
zıt”
Suçlamaların olgusal bir temele dayanmadığını belirten tutuklu
sanık Kavala, “Dünya görüşüme, etik değerlerime ve sorumlu
olduğum sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü faaliyetlerin
amaçlarına taban tabana zıt iddialardır. Somut delillerin
yokluğunda, iddialar birbirlerinin gerekçesi haline getirilmiş,
suçlamalar iç içe geçirilerek suçlu olduğuma dair algı
oluşturulmasına gayret edilmiştir. İddianamenin başlangıcında
üzerime atılmış olan siyasal ve askeri casusluk suçunun, nasıl
oluştuğunun anlaşılması için Gezi olaylarında yaşananların
anlatılmasına ihtiyaç duyulduğu ifade edilmiş ve aynı iddia
makamının imzasını taşıyan Gezi iddianamesinden alınan bölümler
nesnel gerçeklik gibi kullanılmıştır. Ben de, beraat ile sonuçlanan
Gezi davası iddianamesinde kullanılan yöntemin, bu iddianamedeki
suçlamaların nasıl kurgulandıklarının anlaşılmasına ışık tutacağına
inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“Gülenci örgütlenme ağı ile hiçbir ilişkim
olmadı”
Hayatı boyunca askeri darbelere karşı çıktığını
söyleyen Kavala, “Ordunun siyasete müdahale etmesini
eleştirdim. Gülenci örgütlenme ağı ile hiçbir ilişkim olmadı. Darbe
girişimini desteklemek hayat deneyimime, dünya görüşüme ve etik
değerlerime tamamen terstir. İddianamede Adil Öksüz’ün ABD’ye
gitmesi ile benim Almanya seyahatimin aynı zamana rastlamış
olmasının aramızda irtibat olduğunun delili olarak sunulması da,
olağanüstü ölçüde mantıksız bir iddiadır. 11-12 Kasım 2015
tarihlerinde ben T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı temsilcisi ve
Düsseldorf Başkonsolosu’nun da davetli olduğu Türkiye Almanya
Gençlik Köprüsü toplantısındaydım. Benim yurt dışı seyahatlerimde
nerede kiminle görüşmüş olduğum bellidir, tüm seyahatlerimin
programları şeffaftır. Benim ilişkide olduğum kişiler ve bağlantılı
oldukları sivil toplum kuruluşları da bellidir. Hepsi uluslararası
saygınlığa sahip bu kuruluşların hükümete karşı bir faaliyetle
ilgilerinin olması imkânsızdır” dedi.
“Henri Barkey ile karşılaşmam dışında görüşmem
olmadı”
Savunmasının devamında Kavala, Henri Barkey’e herhangi bir
bilgi, belge ilettiğim gösterilemediği gibi, yoğun temasta olduğuma
dair de hiçbir bulgu yoktur. Henri Barkey ile hükümet
temsilcilerinin de katıldığı bir konferansta tanıştım ve en son
Ekim 2012 tarihinde İstanbul Forum konferansında karşılaştım.
Birlikte bir çalışmamız, süreklilik arz eden irtibatımız da olmadı,
Henri Barkey benim Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Anadolu Kültür’ün
herhangi bir etkinliğiyle ilgilenmiş, benden herhangi bir konuda
bilgi talebinde bulunmuş da değildir. Henri Barkey ile 18 Temmuz
2016 tarihinde bir lokantada tesadüfen karşılaşmak dışında hiçbir
görüşmem hatta telefon konuşmam da olmadı” şeklinde konuştu.
“Açık Toplum Vakfı’nda özel bir yetkim
olmadı”
Kavala savunmasında, “Yirmi yıldır ülkemizin çeşitli
şehirlerinde gerçekleşen Anadolu Kültür etkinlikleriyle ilgili
olarak, bugüne kadar, Valilik, Emniyet, MİT yetkilileri ve savcılar
casusluk faaliyeti yapıldığından şüphe etmediler. Buna rağmen iddia
makamının bu faaliyetlerde casusluk amacı güdüldüğünü iddia etmesi,
ülkemizin devlet kurumlarının işleyişini ve denetim kapasitelerini
hafife almak anlamına da gelmektedir. İddianamede Açık Toplum
Vakfı’nın faaliyetleri kapsamında bana yöneltilmiş suçlamalar da
temelsizdir. Açık Toplum Vakfı yasalara ve mevzuata uygun biçimde
faaliyet göstermiş ve yasalara uygun biçimde yürütülen projelere
destek vermiştir. Açık Toplum Vakfı’nın suç unsuru içeren bir
faaliyette bulunduğuna ya da böyle bir faaliyeti desteklediğine
dair hiçbir bulgu yoktur. Açık Toplum Vakfı Yönetim Kurulu üyesi
olarak, ben de vakfın faaliyetlerinden sorumluyum. Ancak hiçbir
zaman vakfı temsil etme, vakıf adına karar verme, fon kullandırma
konularında özel bir yetkim, görevim olmadı” dedi.
“Tutukluluk işkence haline gelmiştir”
Tutukluluğunun sıradan bir hak ihlali olmadığını
söyleyen Kavala, “Gerçeklikten bu kadar kopuk, bu kadar tuhaf
suçlamalar gerekçe gösterilerek AİHM’in ihlal kararı, yerel
mahkemenin beraat kararı, iki defa da tahliye kararına rağmen
yıllarca tutuklu kalmam, sıradan bir hak ihlali değildir, benim
için bir tür manevi işkence haline gelmiştir. Umarım
yurttaşlarımızın özgürlüklerinden mahrum kalmasına yol açan,
temelsiz, delilsiz, mantıksız suçlamaların en aşırılarını içeren bu
iddianame, türünün son örneği olur” şeklinde konuştu.
“Kavala’yı hatırlayamadım”
Duruşmada tanık olarak dinlenen Bayram Sinkaya, “Henri Barkey’i
tanıyorum. 15 Temmuz günü Büyükada’da bir çalıştayda bir araya
geldik. Kendisiyle orada tanıştık. O gece malum olaylar oldu.
Ertesi gün çalıştaya devam ettik ve toplantıda fikrimizi sordular.
Toplantıya devam edip etmeme konusunda konuştuk. Kısa bir
konuşmadan sonra toplantıya devam etme kararı
aldık. Osman Kavala’yı tanımadığım için görüp görmediğimi
hatırlamıyorum. Daha sonra basında fotoğraflarını gördüm ancak
hatırlayamadım” diye konuştu.
“Darbe girişiminden haberim olmadığını
söyledim”
Darbe girişiminden sonra İshak Alaton’u hastalığı nedeniyle
aradığını kaydeden tanık Cem Fadıl Bozkurt, “Alaton bana Cuma günü
nerede olduğumu sorduğunda, darbe girişiminden haberim olmadığını
söyledim. Bana çocuklarının Amerika’ya gittiğini söyledi.
Kendisinin neden gitmediğini sorduğumda ‘Beni alsalar bile yakında
ölürüm. Geçen hafta Henri buradaydı, olayları ondan öğrendik
çocukları da önlem amaçlı Amerika’ya yolladık’ dedi. Aradan 1-2 ay
geçince de öldü zaten. İshak Alaton
ile Kavala yakınlardı. Soros, İshak Bey’in yakın
arkadaşıydı. Açık Toplum Vakfı’nın kurulmasını Soros teklif etti,
bu vakfın komitesinde İshak Bey, onun kızı ve Osman Bey
de vardı” dedi.
“Pensilvanya yazılı çanı gördüm”
Toplantı yapılan otelde çalışan tanık Ayhan Ulaş ise “Kavala’yı
tanımıyorum. Henri Barkey’i ise çalıştığım otele geldi. Onlar
otelden gittikten 2 gün sonra Pensilvanya yazılı çanı gördüm,
durumu emniyete haber verdim. Otelde Kavala’yı görmedim” diye
konuştu.
Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar
verildi
Mahkeme heyeti, tanık savunmalarının tamamlanmasının ardından
kararını açıkladı. Osman Kavala'nın, tahliye talebi
reddedilerek tutukluluk halinin devamına karar verildi. Bir
sonraki duruşma 5 Şubat'ta görülecek.