Örnek bir meslek dayanışması
Abone olHalka ve olaylara Tercüman gazetesi Haber Koordinatörü Metin Işık, gazeteci Sibel Kalaycı'nın kansere karşı verdiği mücadeleyi, duygusal bir yazı ile köşesine taşıdı.
Hayata gülümsemek
İnsanoğlu için ölüm iki dudağın arasından daha yakındır. Ölümle bir
gün 'mutlak yüzleşme' yaşayacak olan insanoğlu, buna karşılık
ölümün sebeplerini hep irdeler. Ölümü dayandırdığı sebebin 'fasit
dairesinde' şuursuzca dolaşır durur.
Aslında ölüm anı, insanın hayatta yaşadığı son olaydır. Geride
bıraktıkları ile ölen arasında yaşanan son olaydır. Yoksa ölüm aynı
zamanda yeni bir hayatın da başlangıcıdır. Tabii 'yeni hayata',
daha doğrusu 'asli hayata' inananlar için... Ölüm 'yok olmak'
anlamında buz gibi 'soğuk' bir olaydır, sevdiklerinizden ve
alıştıklarınızdan ayrılık olarak algılanılırsa, bu bir anlamda
'gurbet' demektir.
Maksadım size ölümün 'soğuk' yüzünü anlatmak değildir. Amacım
insanoğlu'nun 'ölümü sımsıkı aklında tutması' halinde, hayata
hoşgörü ve sevinçle bağlanacağını işaret etmektir.
ANKA Ajansı Sağlık Muhabiri Sibel Kalaycı 24 yaşındayken, yaklaşık
3 yıl önce kansere yakalandı. İnanması güç ama aslında hastalığına
ilk teşhisi kendisi koydu. Belki hastalığı kendisine
'konduramadığından', belki de 11 Eylül olayları sonrasında artan iş
yoğunluğundan kendisini ihmal etti. Bugün-yarın derken durumu fark
eden Tıp fakültesi öğrencisi kardeşi Serap'ın zorlamasıyla gerçekle
yüzleşti. Ameliyat oldu, göğsü alındı. Kendisini toparladı ve
kanserle mücadeye başladı.
Yaşadıklarını, tedavi süresince karşılaştığı zorlukları Kansere
Gülümsemek isimli kitapta topladı. Yaşama sevincini ve direncini
yansıttı. Kitap medyanın da ilgi göstermesiyle bir anda Türkiye'nin
gündemine geldi. Kısa sürede 3 baskı yaptı. Meslektaşları, Sibel
için yaz aylarında bir de konser düzenledi. Nilüfer, Volkan Konak,
Ümit Sayın, Yavuz Bingöl, Umut Akyürek, Sibel için çıktığı
konserden ücret almadı. İstanbul Valisi Muammer Güler'in desteği
ile toplanan kaynak, Sibel'in tedavisine harcandı. Babil yayınları
da kitaptan kazanç elde etmeyecek. Babil'den Bülent Seyhan elde
edilecek gelirin Türkiye Meme Vakfı'na bağışlanacağını söyledi.
Vakıf bu parayı, teşhis için 150-200 milyon lirayı bulamayan yoksul
kadınlarımız için harcayacak.
Pizzalı kemoterapi
Sibel Kalaycı'nın 'hayata gülümsemek' olarak algıladığım kitabında
ilginç notlar var. Kemoterapi tedavisinde 'peynirli pizza' yiyerek
eğlendiğini anlatıyor. Kendi hastalığını bilmeyen bir kadının
Sibel'e ağlarken aslında 'kendi durumuna ağladığı' ile ilgili
tezatları yaşayarak yazıyor. Sibel kitabında unutamadağı olayların
birisini şöyle aktarıyor:
Herceptin için ilaç kuyruğunda beklediğim bir gün yoruludum ve
kısıtlı sayıdaki banklardan boş bulduğum bir yere hemen iliştim.
Yanıma yaşlı ve sevimli bir amca oturdu. Bana bakıp gülümsüyor,
elini omuzuma koyuyor, 'Kızım saçların yine çıkacak, değil mi?'
diye soruyor. 'Evet amca, bak çıkmaya başladı bile' diyorum.
Sempatik amca da mide kanseri. Bir ay önce ameliyat olmuş. İlk
kemoterapisini alacak. İlaçları için o haliyle kuyruklarda
sürünüyor. Eksik evrakını tamamlayıp geliyor. Sevimli amcanın tek
derdi saçlarının dökülüp dökülmeyeceği. İşin komik yanı, amcanın
zaten saçları yok. Sadece kulaklarının yan kısmında çok az saçı
kalmış. 'Olsun' diyor 'Onlar da saç ya'...
Sibel Kalaycı ise birkaç ay önce malulen emekli oldu. Kanser
hastalığının hiç kimseye uzak olmadığını dile getirdi. Emeklilik
hayatını çocukluğundaki gibi Trabzon'daki bir ahşap evde
sürdürecek. Hayata karşı gösterdiğin bağlılık ve direnç için
tebrikler Sibel. Senin direnmen umarım bir cep telefonu için can
alan katilleri seyredenlere, hepimize ders olur. Unutma, hayattaki
gücün ne paran, ne makamın kadardır. Sadece ve sadece direndiğin
kadardır.
Yazı: Metin Işık
Kaynak: www.tercuman.com.tr