Orhan Pamuk BBCde
Abone olBBC "Benim Adım Kırmızı"yı radyo oyunu haline getirdi.
BBC 4 radyosu, Türkiye’de yapılamayanı İngiltere’de başardı:
Kanal, Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk’un “” adlı romanını “My Name
is Red” adıyla radyo oyunu haline getirdi. John Dryden’ın yönettiği
oyunun ilk bölümü 3 ve 9 Ağustos tarihlerinde yayınlandı; ikinci
bölümüyse bu akşam ve 16 Ağustos tarihlerinde yayınlanacak.
Oyunu www.bbc.co.uk/programmes/b00ct583 internet adresinden
dinlemek mümkün.
Aralarında Barış Pirhasan, Ece Dizdar, Engin Cezzar, Barış Çakmak
ve Demet Tuncer’in de bulunduğu, Türkiye’den 18 sanatçı tarafından
seslendirilen oyunun tamamı İstanbul’da kaydedildi. Kitabın
uyarlamasını yapan yazar Ayeesha Menon daha önce de Necip Mahfuz’un
“Kahire Üçlemesi”nden yaptığı uyarlamayla 2007’de Sony Radyo
Ödülü’nü kazandı.
Yönetmen John Dryden ise daha önce Margaret Atwood’un “Handmaid’s
Tale”, Charles Dickens’ın “Bleak House” ve Vikram Seth’in “A
Suitable Boy” romanlarından uyarlamaları BBC için yönetti. Sony
Radyo Ödülleri’nde altın madalyası bulunan Dryden’la “Benim Adım
Kırmızı”nın uyarlanma ve çekim süreci üzerine sohbet ettik. Dryden,
oyunla ilgili genel olarak olumlu tepkiler aldıklarını
söylüyor...
Bugüne kadar Atwood ve Dickens gibi yazarların eserlerinden
uyarlanan oyunları yönettiniz; “Benim Adım Kırmızı”yı yönetmeye
nasıl karar verdiniz?
BBC’deki “The Classical Serial” adlı uyarlamalar serisi için
çalışıyorum. Bu seride, Thackeray ve Dickens’ın de aralarında
olduğu pek çok 19. yy İngiliz yazarından uyarlamalar yayınlandı.
Bense daha modern romanlar bulmak istiyordum. Pamuk’un kitabını bu
yüzden BBC’ye önerdim:
Kitabı hem modern bir eser hem de bir klasik olarak değerlendirmek
mümkün. Çünkü yüzlerce yıl sonra da insanların okumak isteyeceği
bir kitap bence.
‘Bunu mutlaka okumalısın’
Pamuk’u ilk ne zaman okudunuz, Nobel Ödülü almasından önce mi,
sonra mı?
Oldukça önce. “Benim Adım Kırmızı” yı
2001’de okudum. İlginç bir tesadüftü: Yeni Zelanda’da çekimdeydim.
Elimde Hintli bir yazarın romanını gören arkadaşım, “Bunu mutlaka
okumalısın” diyerek “Benim Adım Kırmızı”yı da diğer elime
tutuşturdu. Bir eser gerçekten iyi olduğu zaman, kulaktan kulağa ne
kadar hızlı yayılıyor değil mi? Ardından Pamuk’un “Kar” romanını da
severek okudum.
Peki özellikle “Benim Adım Kırmızı”yı seçmenizin nedeni
ne?
Bu kitap da Pamuk’un çoğu romanı gibi fikirler üzerine kurulu. Bunu
diğerlerinden ayıransa sanat hakkında olması. Sanat elbette
öncelikle görsel bir mecra; ama Pamuk sanatın sadece görmekle
ilgili olmadığını, aslen fikirlerle ilgili olduğunu mükemmel bir
biçimde gösteriyor. Romandaki körlük konusu çok çarpıcı:
Sanatçının kendini kör etmesi, körlüğün sanatçıya tanrısal bir
görüş bahşetmesi ve sanatçının görmeden resim yapması gibi temaları
okurken, aklımın içinde bir ses bana sürekli “Radyo, radyo...” diye
bağırıp durdu !
Oyun İngilizce, ancak Türk sanatçılarla çalışmışsınız.
Bunun nedeni nedir?
İlginç bir soru; aslında BBC’nin internet sitesinde de bu konuda
bir tartışma yürüyor. Oyun yabancı bir ülkede geçiyorsa, mantığa
uygun olan, bunu İngiliz oyuncularla, aksansız sahnelemektir
aslında. Örneğin Almanya’da geçen bir oyunda böyle yaptık. Fakat
Türkiye gibi kültürü ve dini oldukça farklı bir ülke için bu işe
yaramıyor.
Bir İngiliz aktörün kalkıp İslam’dan, Doğu’nun resim geleneğinden
bahsetmesi kulağa hoş gelmiyor. Mısır’da, Necip Mahfuz’un “Kahire
Üçlemesi”nden hareketle gerçekleştirdiğimiz bir uyarlamada da
Mısırlı aktörlerle çalıştık. Söz konusu kültüre ait insanların
performansı oyunun daha sahici olmasını sağlıyor.
Bu nedenle mi İstanbul’da kayıt yaptınız?
Radyo oyunlarını stüdyoda değil, gerçek mekanlarda kaydetme
yaklaşımını izliyoruz. Aktörleri stüdyoya kapattığınız zaman sonuç
yapay oluyor; oysa rahatça dolanıp, hareket ettikleri zaman
performans çok daha gerçek bir hal alıyor.
Bu nedenle çekimleri Saint Benoit Lisesi’nin bahçesinde ve
Galata’daki bir evde gerçekleştirdik. Bu arada, Türk aktörlerle
temasa geçme noktasında da Londra’daki Arcola Tiyatro
Kumpanyası’nın başında bulunan Mehmet Ergen bize çok destek
oldu.
Pamuk, kitaplarının sinemaya uyarlanmasına pek sıcak
bakmıyor. Radyo oyunu için onu ikna etmek güç oldu mu?
Başta kolay olmadı; ama ardından kendisi bize çok yardım etti.
Pamuk, senaryoyu sahnelenmeden önce okudu. Bir yazarın uyarlamalara
karşı tetikte olmasını anlıyorum; çünkü oyun senaryosu ciddi
değişiklikler getirir.
Dramın çatışma ve anlatıya ihtiyacı vardır, oysa elimizdeki
fikirler üzerine kurulu bir kitaptı. Bu nedenle dram uyarlamasında
eserin dengeleri bir miktar bozulur. Ama sonuçta Pamuk bunun
gereğini kavradı ve sanırım sonuçtan oldukça memnun kaldı.