Onun ismi neden darbelerde geçiyor?
Abone olBalyoz cuntasının Başbakan yapmayı planladığı TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu'nun adı Eldiven darbe planında da çıktı...
Çetin Doğan başkanlığındaki cuntanın hazırladığı Balyoz Harekat
Planı'nda ismi darbeden sonra kurulacak hükümetin Başbakanı olarak
geçen TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun, Eldiven kod adlı darbe
planında da yer aldığı ortaya çıktı.
Sarıkız ve Ayışığı darbe planları suya düşen dönemin Jandarma Genel
Komutanı Orgeneral Şener Eruygur'un, görevinin son günlerinde
hazırladığı Eldiven adlı planda siyasi oluşumların
şekillendirilmesi var.
Eldiven'de Hisarcıklıoğlu'nun ismi açık açık yazılmış...
Eldiven darbesi 5 bölüm ve 11 sayfadan oluşuyor. Birinci bölüm
"dahili mutabakatın sağlanması" ikinci bölüm "CMB Mutabakatının
sağlanması", üçüncü bölüm "yıpratma" dördüncü bölüm "hazırlık ve
geçiş", beşinci bölüm ise "TSK Türk halkı Projesi "olarak
adlandırılıyor.
Yıpratma bölümünde Siyasi Oluşumların Şekillendirilmesi başlığı
altında Hisarcıklıoğlu'nun ismi Cem Boyner ve Sinan Aygün'le
birlikte 'Liberaller' olarak geçiyor.
Ergenekon soruşturması kapsamında Eruygur'da ele geçirilen belgeler
arasında bulunan Eldiven'de AKP yıpratılarak iktidardan düşürülecek
ve devlette yeniden şekillendirme yapılacaktı.
HİSARCIKLIOĞLU'NUN ADI NEDEN
DARBELERDE GEÇİYOR?
Taraf yazarı Süleyman Yaşar dünkü yazısında TOBB'un 'ayrıcalıklı'
konumunu kullanarak hükümetlerle mücadeleye giriştiğini söyleyerek,
Hisarcıklıoğlu'nun adının neden darbe planlarında geçtiğini
yazdı.
İşte Süleyman Yaşar'ın dünkü yazısı...
Türkiye'nin en büyük KİT'i hangisi
Tereddüt etmeden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) cevabını
verebiliriz. Çünkü TOBB, yap-işlet-devret modeline göre gümrük
kapılarını modernize edip işletiyor. TOBB'un işlettiği gümrük
kapıları, Kapıkule, İpsala, Gürbulak ve yapımı süren Habur'dan,
Cilvegözü'ne, Nusaybin'den Sarp'a kadar uzanıyor.
"Ne var bunda, TOBB, devlete yük olmadan gümrük kapılarını
yeniliyor sonra da işletiyor" diyebilirsiniz. Öyle değil işte.
Gümrük kapılarındaki lokantalar, benzin istasyonları, gümrüksüz
alışveriş mağazalarının işletme ve diğer gelirleri oldukça büyük
meblağlara ulaşıyor. Böylece TOBB, bireysel girişimcinin karşısında
kamu gücünü arkasına almış, başkanının resmî plakalı araçla
dolaştığı bir KİT'e dönüşüyor. Tabii, üye aidatları ve günlük evrak
işlemlerinden alınan paralarla ortaya çıkan bu ekonomik büyüklük,
beraberinde siyasal bir güce dönüşüyor. Dolayısıyla, TOBB
Başkanlığı, herkesin oturmak istediği bir koltuk haline dönüşüyor.
Bu koltuğa oturanlar, bir süre sonra alternatif başbakan adayı
oluyorlar. Ellerindeki ekonomik imkânları, devletin dokunulmaz
kuruluşlarıyla işbirliğine dönüştürüyorlar. Seçilmiş hükümetlerle
siyasi bir parti gibi mücadeleye girişiyorlar.
Son dönemde siz hiç TOBB'dan ekonomi hakkında olumlu bir
değerlendirme duydunuz mu? Pek duyulmadı. TOBB sürekli ekonominin
kötü olduğunu vurguladı. Hatta, üyelerine bankaların kredi
vermesini kolaylaştıracak "kredi garanti fonunun" devreye girmesini
bile neredeyse bir yıl geciktirdi. Herhalde kriz derinleşsin
istedi.
Ayrıca, TOBB, TEPAV adında bir vakıf kurmuş, bu vakıf aracılığıyla
ekonomik bilgi üretiyor. Bu vakfın açıkladığı görüşlerin tümü
ekonominin batacağı yönünde üretiliyor. Örneğin, Türkiye'de 2009'da
krize rağmen toplam araç lastiği satışları önceki yıla göre yüzde 2
oranında arttı. Böyle bir olumlu bilgiyi duyurmaktan ve
yorumlamaktan kaçınıyor. Türkiye'nin kredi notu artışlarına
değinmiyor. Ulusal gelirdeki gerilemenin ne kadarının miktar
etkisiyle, ne kadarının emtia ve enerji fiyatlarının gerilemesinden
kaynaklandığını ölçmeye çalışmıyor.
En son, bu TEPAV adlı kuruluş, 11 Ocak 2010'da "2009 yılı bütçe
açığı tahminlerin üzerine çıkacak 62,8 milyar lirayı aşacak" dedi.
Ama 15 Ocak 2010'da Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe açığının
tahminlerin altında kalarak 52,2 milyar lira olduğunu açıkladı.
Böylece bütçe açığının ulusal gelire oranı yüzde 6,6 beklenirken
yüzde 5,5 oldu. TEPAV'ın ileri sürdüğünün tam aksine, dünya
ekonomisinde yaşanan durgunluğa rağmen vergi gelirlerinin arttığı,
harcamaların azaldığı ortaya çıktı. Hatta bütçe açığı nedeniyle
yüksek çıkacağı iddia edilen faiz giderlerinin bir önceki yıla göre
gerilediğine şahit olduk. Maliye Bakanı'nın açıklamasının ardından
TEPAV'dan hiç ses çıkmadı. Peki, böyle mesnetsiz tahminlerde
bulunmaktan amaç ne? Amaç belli. Ekonomik beklentileri olumsuza
çevirmek, böylece hükümeti zora sokmak olmalı herhalde.
Neden anlattık bütün bunları? TOBB Başkanı'nın ismi Balyoz Darbe Planı'nda kurulacak hükümetin başbakanı olarak geçiyor. TOBB Başkanı buna itiraz etti. Kesinlikle darbelere karşı olduğunu belirtti. Haklı olabilir. Kendisi bilmeden ve istemeden onu başbakan yapmak isteyebilirler. Ama TOBB Başkanı'ndan da bugüne kadar demokratik açılım, insan hakları ve ekonomide olumlu beklenti yaratmak konusunda pek bir söz duyulmadı. Anlayacağınız, TOBB, bir sivil toplum kuruluşu mudur yoksa KİT midir? Gerçek yerini belirlemeli. Niye "resmî plaka" kullandıklarını açıklamalı. Aksi takdirde, seçilmiş hükümetlere karşı oyunlar içinde bir kuruluş olarak isimleri hep geçecek gibi görünüyor.