Onlar nasıl ünlü oldular?

Kimisi güzelliğiyle yönetmenlerin başını döndürdüğü için keşfedildi, kimisi kameranın karşısına açlıktan geçti. Kimisi üvey babasından kurtulmak için oyunculuğu seçti, kimisi oyuncu olmak için boşandı. Bazısı gözyaşlarından etkilenen bir yapımcının ısrarlarıyla elde ettiği şansı en güzel biçimde kullanarak bir döneme imzasını attı. Bazısı ise tesadüflerle oyuncu oldu. İşte, Türkiye’nin zevkle izlediği ünlü oyuncuların mesleğe başlayış serüvenleri, nasıl isim yaptıkları... Kaynak:Habertürk-MEHMET ÇALIŞKAN Bugün hayatta olmayan sevgilisi Efe Güray, Beren Saat’in oyunculuk yapmasında ısrarcıydı. Saat, Başkent Üniversitesi’nde işletme üzerine ihtisas yapıyordu. Efe ile Beren, 2003’te “Okul” adlı sinema filmine gitti. Filmde geçen bir diyaloğu Efe Beren’e, “Masa başına oturduğun bir gün pişman olacaksın” diye fısıldadı. Daha sonra da Efe Güray, Beren’i Türkiye’nin Yıldızları Oyunculuk Yarışması’na girmeye ikna etti. Güray, 2004’te trafik kazasında hayatını kaybettikten sonra Beren Saat, oyuncu olmak için daha fazla istek duydu. “Aşkımızda Ölüm Var”la oyunculuğa başlayan Beren Saat, “Aşka Sürgün” ile yakaladığı çıkışı “Aşk-ı Memnu”daki “Bihter” ile zirveye taşıdı. “Fatmagül’ün Suçu Ne” ile zirvedeki yerini pekiştirdi ZORLU hayat koşulları, Türkan Şoray’ın küçük yaşta evin sorunlarıyla ilgilenmesine neden oldu. 1954’te kız kardeşi Nazan Şoray dünyaya geldikten sonra anne ve babası ayrıldı. 1960 yılında Türkan Şoray’ı, ev sahiplerinin kızı olan Emel Yıldız elinden tutup, Beyoğlu’nda kurulan bir film setine götürdü. Türker İnanoğlu, Şoray’ı görür görmez oyunculuk teklifinde bulundu. Şoray, o gün oradan koşar adımla kaçsa da birkaç gün sonra İnanoğlu’nun asistanı evine gidip oyunculuk teklifini yineledi. Şoray’ın annesi önce kabul etmese de geçim sıkıntısı nedeniyle kızının oyuncu olmasına razı oldu. İlk filmi “Köyden Bir Kız Sevdim”den sonra birçok film teklifi alan Şoray, 1961’de Sinema Dergisi’nin kapağı olduktan sonra kısa sürede ülke çapında tanındı. 52 yılda 200 filmde başrol oynayarak Türk sinemasında önemli bir rekora imza attı. Şoray oyuncu oluşuyla ilgili şunları söyledi: “Sinema oyuncusu olacağım, meşhur olacağım gibi bir düşüncem hiç yoktu. Tamamen bir tesadüfle oldu. Ve tesadüflere inanıyorum artık.” MERVE Boluğur da kariyerini oyunculuk üzerine kurmadı. Boluğur’un kuzeni bir ajanstan teklif aldı. Eğlenmek amacıyla kuzeninin fotoğraf çekimleri için stüdyoya giden Merve Boluğur, orada tanıştığı bir başka ajans yetkilisinin kendisine verdiği kartviziti alıp cüzdanına koydu. Daha sonra kartvizitteki adresin, oturdukları mahallede olduğunu gördü. Ajansa uğradı, fotoğrafları çekildi. Bir süre sonra da reklam filmi teklifi geldi. Reklam filminin ardından “Keloğlan Karaprense Karşı” ve “Gomeda” adlı sinema filmlerinde rol alan Boluğur, “Acemi Cadı” ile başrole yükseldi. Ardından da “Küçük Sırlar” ve “Kuzey Güney”deki rolleriyle hayran sayısını artırdı. ASIL mesleği turizmcilik olan Necati Şaşmaz eğitimini Kanada’da tamamladı. Amerika’ya yerleşen Şaşmaz’ın hayatı 11 Eylül saldırılarıyla değişti. Ailesini ziyaret eden Necati Şaşmaz, 11 Eylül 2001’de Amerika’ya dönerken İkiz Kuleler’e gerçekleştirilen saldırı nedeniyle uçağı havadayken geri döndü. Amerika’ya dönmek istemeyen Şaşmaz, Ankara’da bir sigorta şirketi açtı. Osman Sınav ile yaptığı bir görüşme Şaşmaz’ın oyunculuk kariyerinin başlangıcı oldu. “Kurtlar Vadisi”nde başrol teklifi alan Şaşmaz, dizinin yapımcılığını da üstlendi. “Kurtlar Vadisi Irak”, dönemin en çok izlenen filmleri arasında yer aldı. KEMAL Sunal, Vefa Lisesi’nde okulun tiyatro oyunlarında rol alıyordu. Aklında kariyerini oyunculuk üzerine kurmaya yönelik bir niyet yoktu. Hatta geçim derdi nedeniyle öğrenciyken Emayetaş Fabrikası’nda çalışıyordu. Yeteneğinin farkına varan felsefe öğretmeni Belkis Balkır, Sunal’ı Müşfik Kenter ile tanıştırınca hiç düşünmediği oyunculuk mesleğiyle tanıştı. Türk sinemasında “İnek Şaban” karakterini yarattı. Müşfik Kenter, Kemal Sunal’daki yeteneği keşfedince Kenterler Tiyatrosu’nun oyuncu kadrosuna dahil etti. Sahnede çok fazla yer almamasına rağmen seyirciye kahkahalar attırdı. Daha sonra transfer olduğu Devekuşu Kabare, “İnek Şaban”ın ortaya çıkışı oldu. HÜLYA Koçyiğit’in annesi Melek Hanım, İstanbul Şehir Tiyatroları’nın gazeteye verdiği “Çocuk oyuncular aranıyor” ilanını görerek ortaokulda olan kızı adına başvuruda bulundu. Tiyatroya seçilen Koçyiğit, Jeanne d’Arc oyununda küçük prensesi canlandırarak oyunculuğa ilk adımını attı. Melek Hanım yönetmen Metin Erksan’la tanıştı ve kızının yeteneğini anlattı. Erksan, Koçyiğit’e “Susuz Yaz”daki “Bahar Gelin” rolünü verdi. Koçyiğit, 16 yaşında başrol oynadı. Bu filmle Berlin Film Festivali’nde “Altın Ayı”ya sahip oldu FAHRETTİN Cüreklibatur yani Cüneyt Arkın’a oyunculuk kapısını, Halit Refiğ açtı. Eskişehir’de Refiğ’in çektiği bir film setine giden Arkın, ünlü yönetmenden, “İstanbul’a geldiğinde beni ara” sözünü duydu. Arkın, İstanbul’a gittiğinde Refiğ’i aradı ve “Gurbet Kuşları diye bir film çekeceğim. Orada bir doktor rolü var. Sen oynar mısın?” teklifini aldı. Geçim sıkıntısı nedeniyle bu teklife “Evet” diyen Cüneyt Arkın, “Kara Murat”, “Malkoçoğlu”, “Battal Gazi” ve “Komiser Cemil” gibi karakterlerle belleklere kazındı. 48 yılda çektiği 305 filmle sadece Türkiye’de değil dünyada da fenomen oldu KIVANÇ Tatlıtuğ, Adana’da birçok kulüpte oynadığı basketbola, babasının rahatsızlığı nedeniyle geldiği İstanbul’da Ülkerspor, Beşiktaş ve Fenerbahçe kulüplerinde devam etti. Sakatlanması profesyonel basketbol hayatını sonlandırdı. Annesi Nurtan Hanım’ın bir mankenlik ajansının ilanına gönderdiği fotoğrafından beğenilip aranmasıyla Tatlıtuğ, kendini podyumda mankenlik yaparken buldu. Ardından da “Gümüş” isimli dizide başrol teklifi aldı. “Aşk-ı Memnu”nun “Behlül”ü, “Ezel”in “Sekiz”i olarak zirveye tırmandı.

Internet Haber Mobil Uygulama

Onlar nasıl ünlü oldular?