Önder Savın sözleri Baykalı şok etti
Abone olVatan Yazarı Bilal Çetin, Baykal'ın Angora'daki evinde Baykal, Önder Sav, Mustafa Özyürek ve Yılmaz Ateş arasındaki zirvede konuşulanları aktardı...
Vatan Yazarı Bilal
Çetin, Baykal'ın Angora'daki evinde Baykal, Önder Sav, Mustafa
Özyürek ve Yılmaz Ateş arasındaki zirvede konuşulanları
aktardı...
İşte Bilal Çetin'in Vatan'daki köşe
yazısı:
Angora'da ikna zirvesi!
“Geri dön” zirvesi Baykal'ın evinde yapıldı. Sav,
Öymen, Özyürek ve Ateş, Baykal'ı ikna etmeye çalıştı,
“Dönmezseniz CHP de ANAP gibi olur” diye uyardı.
Baykal, “Ben kararımı verdim” dedi. Bunun üzerine
yol arkadaşı Sav konuştu: “O zaman çıkın 'Aday olmayacağım'
teminatını verin...” Baykal, buz kesti...
Deniz Baykal'ın Angora Evleri'ndeki konutunda günlerdir yoğun bir
telefon ve ziyaretçi trafiği yaşanıyor. Konutta önceki gün çok
kritik bir toplantı gerçekleşti. Randevu alıp ziyarete gelen
“geri dön heyeti” Deniz Baykal'ı kararından
vazgeçirmek için saatlerce dil döktü. İkna heyetinde Genel Sekreter
Önder Sav ile Genel Başkan yardımcıları Mustafa Özyürek, Yılmaz
Ateş ve Onur Öymen vardı... Görüşmenin gündemi, 22-23 Mayıs
tarihlerinde yapılacak kurultay ve Deniz Baykal'ın yeniden partinin
başına getirilmesiydi.
Baykal, “Hayır... Ben kararımı iki gün önce açıkladım. Aynı
noktadayım” diyor. Ancak ikna ekibi ısrarcı... Şunu
söylüyor özetle Deniz Baykal:
“Arkadaşlar ben kararımı verdim ve istifa ettim. Bundan
sonra artık yeni bir genel başkan ve yeni bir ekiple devam
edilmesi, taze ve güçlü bir yeni başlangıç yapılması lazım. Bunun
için yeni isimlere, yeni yüzlere bakın. Kim olabilir, kimler
olabilir ona bakın. Artık bu yeni durumu hepimiz kabullenelim.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, partinin bütünlüğünün
korunması, güçlendirilmesi olmalı. Bir iç çatışma, sürtüşme
doğmaması önemli. Buna dikkat edilmeli. Ben de dahil hepimiz bu
yenilenmeye yeni ekibe destek olalım...”
İtiraz ediyor heyet: “Hayır kimse çıkmıyor, çıkmaz
da...”
Baykal ısrarlı:
“Neden çıkmasın? Çıkabilir, bakın kamuoyunda bazı isimler
konuşuluyor. İşte Kemal'in adı öne çıkarılıyor.”
Özyürek söze giriyor, “Efendim olmaz. Zaten kendisi de aday
olmayacağını açıkladı. Bu ortamda sizin dışınızda kimse bu işin
üstesinden gelemez. Parti bölünmeye dahi gidebilir, güç
kaybederiz” diyor.
Yılmaz Ateş, Baykalsız neden olmayacağını yakın siyasi tarihten
örnekler vererek anlatmaya başlıyor: “1989'da Turgut Özal,
Köşk'e çıkarken, Yıldırım Akbulut'u yerine bıraktı, Başbakanlığı
ona devretti. Sonra ilk kongrede Mesut Yılmaz geldi. ANAP'ın
güçleneceği sanıldı. Ama ne oldu? Bugün o partinin tabelası bile
kalmadı... 1992'de Demirel, Çankaya'ya çıktığında kamuoyunda müthiş
bir Tansu Çiller rüzgarı estirilmişti. Ne oldu? DYP'den geriye ne
kaldı? Aynı şekilde SHP'de rahmetli Erdal Bey koltuğunu Murat
Karayalçın'a bıraktığında herkes SHP'nin daha da güçleneceğini
sanıyordu. Ne olduğunu hepimiz biliyoruz... Bizim sonumuzun farklı
olacağının ne garantisi var?”
Ama Baykal'ın ısrarlı duruşu değişmiyor.
“Herkes iyi niyetle sorumluluk duygusu ile hareket etmeli.
Bakın tekrar söylüyorum; Kemal (Kılıçdaroğlu) olabilir, başka biri
çıkabilir. Ya da sizlerden biri de çıkabilir. İyi niyetle bakın,
gözleyin...”
Baykal'ın “sizlerden biri de olabilir” sözleri
üzerine
Önder Sav söz alıyor:
“O zaman çıkın kamuoyuna net bir açıklama yapın. 'Hiçbir
koşul altında aday olmayacağım' diye teminat
verin...”
Buz gibi bir hava esiyor...
Deniz Baykal'ın yüzü asılıyor ve sert bir tonlama ile şunları
söylüyor:
“Önder ben partide yaptığım son basın toplantısında
söylemem gereken her şeyi söyledim...”
Toplantının özellikle bu son bölümündeki konuşma iki gündür CHP
kulislerini dalgalandırıyor. Önder Sav'ın, Baykal'dan istediği
teminatın nedeni üzerine senaryolar üretiliyor. Deniyor ki;
“Önder Bey kendisi için 'abi formülü' ile genel başkanlık
kotarmaya çalışıyor. Bunun için Baykal'dan icazet alma
gayretinde.”
Peki olur mu?
“Hayır olmaz” diyor dün konuştuğumuz CHP
yöneticisi:
“Bizde abi, abla formülleri işlemez. Tek çıkış Deniz
Baykal'ın dönüşüdür...”
Bu arada Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek dün NTV'de,
“Baykal Kemal Kılıçdaroğlu olabilir dedi” anlamına
gelen bir açıklama yapıyor. Ama hemen ardından bu sözlerini CNN
Türk'te düzeltiyor, yalanlıyor. Çünkü, Deniz Baykal'dan
“Benim adıma böyle bir açıklamayı nasıl yaparsın”
fırçası yiyor.
Soru şu:
Deneyimli siyasetçi Özyürek bu çıkışı niye yaptı?
Üç farklı yanıt var:
1. Bu safiyane bir gaf veya dil sürçmesi...
2. Kılıçdaroğlu'na destek olup önünü açmak için yapılan samimi bir
girişim.
3. Önder Sav'ın “abi formülü”nü öldürmeye dönük taktik manevra.
Her üç yanıt veya ihtimal de doğru olabilir ama bu CHP için pek bir
anlam ifade etmiyor.
Çünkü bu ortamda CHP'de kimse çıkıp “ben adayım”
diyemez. Aklı olan herkes bilir ki bunu söylediği anda
“kaset komplosunun parçası ve hain” damgasını
yiyecek.
Zaten Özyürek'in çelişkili açıklamalarının hemen ardından Kemal
Kılıçdaroğlu yeniden “Aday değilim” açıklaması
yapmak gereğini hissetti.
Özetle dün itibariyle CHP'de yeni bir gelişme olmadı.
“Baykal'ın dönüşünden başka yol yok” havası devam
etti. Anlaşılan o ki Deniz Baykal da bir süre daha hem partideki
havayı, hem kamuoyundaki gelişme ve beklentileri gözleyecek.
Muhtemelen kurultay gününe kadar renk vermeyecek ama çok önemli,
çok sürpriz bir gelişme olmazsa o gün yeniden kolları
sıvayacak.
Kimbilir belki de müstakbel lider adayı Kılıçdaroğlu'nu da bir
numaralı yardımcısı olarak yanına alacak...
Neden olmasın?