Ölümün bilinmeyen gizemli yönü

Abone ol

Kıyametin ne zaman kopacağı pek çok insanın en büyük merak konularından birisi. Ancak insanoğlunun ıskaladığı bir gerçek var.

Kıyametin ne zaman kopacağı pek çok insanın en büyük merak konularından birisi. Aslında her insanın ölümü kendisi için bir kıyamettir. O halde kıyametin ne zaman kopacağından çok onun için ne hazırladığımız önemlidir. Kendi kıyametimize hazır mıyız veya ne kadar hazırız?

Kıyamet, ne zaman ve nasıl kopacak?

Dinî anlamda kıyamet iki anlama geliyor: Birincisi, kâinatın düzeninin bozulması ve her şeyin dağılarak yok olması. İkincisi ise yok olan ve ölen şeylerin yeniden diriltilerek ayağa kalkması ve mahşere doğru yönelmesi.

Buna göre kıyamet, genel bir yok oluşu ve yeniden bir dirilişi içine almaktadır. Bu büyük kıyamettir. Küçük kıyamet ise insanın kendi ölümüdür. Akla uygun ve bilimsel olarak çok kolay olan kıyametin kopması, Kur'ân'da en canlı tablolar halinde anlatılmaktadır. Bu ayetlerden birisinde şöyle buyrulur:

"O gerçek olan kıyamet gerçekleşince neler olacak neler!.. Zaten onun olmasını yalanlayacak hiçbir delil olamaz. O kimini alçaltır, kimini yüceltir. Yer şiddetle sarsıldığı, Dağlar darmadağın edilip parçalandığı, Uçuşan toz zerreleri haline geldiği zaman... Sizler de üç sınıfa ayrılırsınız: Ashab-ı yemin (amel defteri sağ tarafından verilenler) ki ne ashab-ı yemin! Ne mutludur onlar! Ashab-ı şimal (amel defteri sol tarafından verilenler) ki ne ashab-ı şimal! Ne bedbahttır onlar! İmanda, fazilette öncüler ki ne öncüler! Onlar herkesi geçerler." (Vâkıa, 56/l-l0)

NE ZAMAN KOPACAK?

Kur'ân ve hadislerde kıyametle ilgili kıyametin zamanı, alametleri ve kopuşu hakkında da bilgiler verilmektedir.

İnsanı en iyi tanıyan ve onun huzurlu bir hayat yaşaması için bütün imkânları hazırlayan Allah, insanın mutluluğu için bazı bilgileri sır olarak gizlemiştir. Öleceği gün ve saati bilen bir insan için hayat çekilmez bir işkence yumağı olacağından ecel gizlenmiştir. Aynı şekilde kâinatın eceli diyebileceğimiz kıyamet günü de gizlenmiştir. Bu sırrı Allah'tan başka hiç kimsenin bilemeyeceği Kur'ân'da açıkça ifade edilmektedir. "Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur" (Lokman, 31/34). "İnsanlar sana kıyametin saatinden soruyorlar. De ki: 'Onun bilgisi Allah'ın yanındadır'. Ne bilirsin, belki de o saat yakın olur" (Ahzab 33/63) ayetleri kıyamet saatini ancak Allah'ın bildiğinin delilleridir.

Kıyametin ne zaman kopacağı elbette merak konusudur. Ancak, her insanın ölümü kendisi için bir kıyamettir. O halde kıyametin ne zaman kopacağından çok, onun için ne hazırladığı önemlidir. Bunun için Peygamber Efendimiz (s.a.s.), kıyametin ne zaman kopacağını merak edenlere, "Onun için ne hazırladın?" sorusuyla karşılık vermiştir.

KIYAMETİN ALAMETLERİ NELERDİR?

Kıyamet saatini pek çok hikmete bağlı olarak insanlara bildirmeyen Allah, onların bu dehşetli güne hazırlanmaları için bazı işaretlerini, peygamberi aracılığıyla haber vermiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.)'in haber verdiği bu işaretler, meydana gelişleri insanların yaşayış ve iradesiyle ilgili olması ya da sadece Allah'ın iradesiyle meydana gelmesi yönünden, yahut kıyamet gününe yakınlık ve uzaklıkları bakımından küçük alametler ve büyük alametler diye ikiye ayrılmaktadır. Buna göre küçük alametlerin bazıları şöyle sıralanabilir:

Hz. Muhammed (s.a.s)'in peygamber olarak gönderilmesi ve peygamberliğin sona ermesi, İslâmî ilimlerin gerilemesi, cehâletin artması, içki içme ve zina gibi haram işlerin artması, meçhul cinayetlerin artması, iki İslâm ordusunu birbiriyle çarpışması, zenginliğin artması, sadaka verilecek fakir bulunamaması.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.)'in bir hadis-i şeriflerinde geçen kıyametin büyük alametleri ise şunlardır:

Duman, deccal, dabbetü'l-arz, güneşin batıdan doğması, Hz. İsa (a.s.)'nın inişi, Ye'cüc ve Me'cüc'ün çıkışı, dünyanın doğusunda, batısında ve Arap yarımadasında yer batması, Yemen'de bir ateşin çıkması. (Müslim, Fiten, 39)

KIYAMET NASIL KOPACAK?

Allah'ın planladığı ve takdir ettiği kıyamet yukarda geçen alametleri tamamlanınca kopacaktır. Kıyamet saati gelince Allah, kıyâmetin kopması için Sûr denilen ve özelliklerini ancak Allah'ın bildiği bir alete İsrafil (a.s.)'ın üflemesini emredecek ve Allah'ın dilediğinin dışında her şey düşüp ölecek, Sûr'a ikinci üfleyişle ruhlar bedenlerine dönecek ve insanlar yeni bu yenin günün sabahına uyanacaklardır.

İkinci Sûr ile başlayan kıyamet günündeki dirilme ile birlikte her şeyi ile yeni bir âlem başlayacak, bu döneme ait bilgiler fizik kanunlarının ötesinde cereyan edecektir. Kâinatta zerreler ve güneş ve ay gibi önemli varlıklar da bu âlemde muhtemelen fizik kanunları değişerek farklı bir yaratılışla yeniden yaratılacaklardır.

BİR SORU-BİR CEVAP

Bir kadın, başı açık namaz kılabilir mi?

Soru: "Elimden geldiğince beş vakit namazını kılmaya çalışan bir hanımım. Başım açık ama namaz kılarken kapatıyorum. Bir arkadaşım, "Başın açıkken de namaz kılabilirsin. Niye başını kapatıyorsun ki" dedi. Başım açık namaz kılmamda dini açıdan bir sakınca var mı?" Rumuz: Melek

Kıymetli okur! Evvela şu hususun iyi bilinmesi gerekir: Namaz bir ibadettir. İbadetlerde de önemli olan dinin koyduğu formüllere uygun hareket etmektir. İbadetler Allah emrettiği için, O'nun istediği zamanda, O'nun gösterdiği şekilde ve O'nun rızasını kazanmak niyetiyle yapıldığında ibadet hükmüne geçer.

Bu itibarla namaz ibadeti Kur'an'da nasıl emredilmiş, Peygamber Efendimiz (s.a.s) tarafından nasıl gösterilmişse aynen öyle korunup uyguladığında ancak ibadet olarak kalır. Aksine insan, Allah'ın koyduğu ibadet kurallarına kendi mantığını ve tasarruflarını karıştırdığında, ibadeti kendi mânâ ve muhtevasından çıkarmış olur. Böylece Allah'a yakınlaşma vesilesi olan ibadeti, bir uzaklık sebebi haline getirmiş olur.

PEYGAMBERİMİZ NE BUYURUYOR?

Kur'an-ı Kerîm'de namaz kılınırken setr-i avret yapılması emredilmiştir. (A'raf, 7/31) Namaz kılarken örtünmenin kadın ve erkeğe göre olması gereken ölçüleri ise Peygamber Efendimiz tarafından öğretilmiş, o zamandan günümüze Peygamber Efendimizin verdiği ölçüler içinde namaz kılınagelmiştir. Bu konudaki fiili uygulamanın yanında bizzat sözlü olarak da Peygamberimizden namaz kılarken kadının el ve yüzü hariç vücudunun örtünmesi gerektiği rivayetleri kaynaklarımızda net olarak bildirilmiştir. (Ebu Davud, Salat, 83; 'www.hikmet.netten)

Bir hadislerinde Peygamber Efendimiz (sas), sorunuzun cevabını şu ifadelerle vermektedir: "Buluğa ermiş bir kadının namazı ancak başını örterek kıldığı zaman kabul olur, başı açık kıldığı namaz kabul olmaz." (Ebu Davud, Salat, 84)

Özetleyecek olursak kadının namaz kılarken başını örtmesi gerektiği hususunda İslam fıkıh âlimleri arasında görüş birliği vardır. Ve bir kadın başı açık olarak namaz kılmışsa iade etmesi gerekir.

TEFEKKÜR ATLASI

Kara delikler kâinatı yutacak mı?

Evren baş döndürücü hadiselere, yıldız ve galaksilerin patlamalarına sahne oluyor. İçinde pek çok hadiseler meydana gelen bu varlık âleminin çok azından haberdar olabiliyoruz. İşte bunlardan sırrına pek eremediklerimizden biri de kara deliklerdir. Çok güçlü bir çekime sahip bu kozmik vakum, yakınında dolaşan ve güneşten yirmi defa daha büyük olan yıldızları dahi kendisine çekerek sürüklüyor ve hatta onları yavaş yavaş emip yutuyor.

EVREN YOK OLACAK MI?

Bu, tesadüfî bir hal, başıboş bir keyfiyet ve maksatsız bir hareket midir? Varlıkları yutan esrarengiz bir canavar veya koskoca bir hiç midir? Kara deliklerde kaybolan madde, ses, ısı, ışık nereye gidiyor, bunlar gerçekten yok mu oluyor? Yoksa kâinatın başka bir yerinde bir başka zamanda tekrar ortaya mı çıkacaklardır? Zaten en sonunda kâinatı büyük bir yıkılışın beklediği ilmî bir gerçek değil mi? O halde kâinat nereden geldi, nereye gidiyor? Niçin var oldu, niçin yok olacak?

BİR DUA

Yeni yılın bize hayırlar getirmesini nasip eyle

Ey bağışlaması bol Allah'ım! Bizleri büyük-küçük hatalardan, günahlardan ve emirlerine karşı isyan kokan tavır ve davranışlardan arındır. Dilimizi yalandan, gıybetten, Senin sevmediğin, hoşnut olmadığın bütün kirli sözlerden temizle. Kalplerimizi gösterişten ve iki yüzlülükten muhafaza buyur! Yeni yılın bize hayırlar getirmesini nasip eyle ya Rabbi!

ÖRNEK HAYATLAR

Behlül Dânâ Hazretleri, Harun Reşid'e hangi nasihati verdi?

Bir gün Harun Reşid kulübesinin önünde oturan Behlül Dânâ Hazretleri'nin yanına gelir ve ondan nasihat ister. Behlül, ona iri bir hurma kütüğünü gösterir ve,

- Tut şunun ucunu haydi kaldırmayı dene bakalım, der.

Halife, zor da olsa kütüğün bir kenarını kaldırmayı başarır. Behlül Hazretleri,

- Şimdi de öbür ucundan tut kaldır bakayım, der.

Halife denileni yapar. Kaldırır ama nefes nefese kalır.

- Şimdi ortaya geç iki ucunu da havalandır, der. Harun Reşid,

- Ama bu mümkün değil ki, diye cevap verir. Bunun üzerine Behlül,

- Kütüğün bu ucu dünya, diğer ucu ise ahirettir, der.

Ardından Behlül Dânâ Hazretleri, dönüp giderken Harun Reşid önünü keserek:

- İyi ama nasihat bunun neresinde?

- Sen sen ol, ikisini birden kaldırmayı deneme!

Günün Önemli Haberleri