Öğretmenler korkarak gidiyor
Abone olÖğretmenler güvenliklerinden endişeli. Öğretmenler tek başına okula gitmekten korkar hale geldi.
Son dönemlerde artan suç ve şiddet olayları toplumun tüm
kesimlerini tedirgin etmeye başladı. İnsanlar gündüz saatlerinde
bile sokağa çıkmaya korkar oldu. Okullarda bundan nasibini almış
durumda. Okullarımız adeta yolgeçen hanı gibi. Öğrenciler ve
öğretmenler kendilerini okullarda güvende hissetmiyor. Zaman zaman
okula giren yabancı kişiler ve kimi sabıkalı öğrenciler
öğretmenleri ve öğrencileri tehdit ediyor. Bırakın öğrencileri,
bazı öğretmenler bile tek başlarına okula gelip gitmekten korkar
hale geldi.
Bu tür olayların özellikle son dönemlerde artış göstermesini
hükümetin izlediği neo-liberal politikalara ve Milli Eğitim
Bakanlığı’nın yanlış uygulamalarına bağlayan Bağımsız Eğitimciler
Sendikası Genel Mali Sekreteri Ferhat ŞAHİN, örgütlenme çalışmaları
için gittiği Denizli ve İzmir de öğrenci ve öğretmenlerin en çok
yakındığı konunun güvenlik ve şiddet olayları olduğunu,
şehirlerimizin her yerinde ve özellikle okullarımızda güvenliğin
suni teneffüste olduğunu söyledi.
GÜVENLİĞİMİZ SUNİ TENEFFÜSTE, CAN ÇEKİŞİYOR!
Okullarımızda başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinde artan
şiddet ve suç olaylarının sebeplerini; gelir adaletsizliği, halkın
gittikçe yoksullaşması, artarak devam eden göç, işsizlik, devlete
ve geleceğe dönük güvensizliğin artması, kültürel yozlaşma,
değerlerimizden uzaklaşma ve yabancılaşma gibi nedenlerin yanında
kalabalık sınıflar, derme çatma yapılmış okullar, güvenlik
önlemlerinin yetersizliği, öğretmen ve yardımcı personel eksizliği,
okulların yeterli fiziksel, eğitsel ve rehberlik donanımına sahip
olmaması gibi etkenlerde de aramak gerektiğini söyleyen Ferhat
ŞAHİN, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu önemli sorunları “Polisiye
önlemlerle, okullara kamera yerleştirmekle ve disiplin
yönetmeliğini sertleştirmekle çözmeye çalıştığını halbuki bu denli
ciddi bir sorunu üstün körü ve yüzeysel birtakım önlemlerle
çözmenin mümkün olmadığını söyledi.
Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Mali Sekreteri Ferhat ŞAHİN,
açıklamasını şöyle sürdürdü; Öte yandan ülkemizde gençlik gergin
bir kalabalıktır. Gelecek onlar için karanlık bir tablo. Ders
sınavları ve ardından OKS, ÖSS, KPSS maratonuyla devam eden birçok
sınav gençlerimizi hırçınlaştırmaktadır. Gençlik yaşadığı ekonomik,
psikolojik. kültürel ve sosyal sorunlarından kaynaklanan
gerginliklerini ve güvensizliklerini okullarda meydana getirdikleri
kamplaşmalarla, şiddetle ve suç işleyerek yansıtma eğilimine
girmektedir.
Özellikle okullarda olmak üzere toplumun tüm kesimlerinde şiddet ve
suç oranlarındaki artış tehlike sinyalleri vermeye başladı. Adalet
Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de 4 milyon 868 bin 238
sabıkalı bulunuyor. 77 ben 425 olan cezaevi nüfusunun 10 bin
782’sini hırsızlık ve kapkaç suçluları oluşturuyor. Ayda ortalama 3
bin 500 kişi daha cezaevi nüfusuna ekleniyor.
TBMM Okullardaki Şiddeti Araştırma Komisyonu’nun, Milli Eğitim
Bakanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu ile birlikte 261 okulda 26
bin lise öğrencisiyle yaptığı araştırma sonuçlarına göre; 10
öğrenciden 1’i silah taşıyor. 10 öğrenciden 3’ü şiddet uyguluyor.
100 erkek öğrenciden 12’si cinsel şiddet uyguluyor. 100 öğrencinin
92’si televizyon ve internet müptelası. Son bir ayda 100 öğrenciden
15’i sigara, 16’sı alkol, 3’ü uyuşturucu kullanmış ve 6’sı kumar,
22’si ise şans oyunu oynamış.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın istatistiklerine göre, 26 Nisan - 21
Aralık 2006 tarihleri arasında 2 bin 990 şiddet olayı meydana
gelmiş bulunuyor. Olaylara 7 bin 193 öğrenci karışmış. Bu olayların
yüzde 33,9 ile yumruk, tekme, tokat gibi fiziksel zarar verme
olayı, yüzde 19,5 ile zorbalık, tehdit, sataşma, yüzde 7,6’sı ise
silah, kesici-delici alet olayı olmuş. Okullarda eşya ve mala zarar
verme yüzde 9, çalma-gasp yüzde 6,7, madde kullanımı yüzde 4,5,
cinsel taciz yüzde 3, ateşli, kesici, delici silahla yaralama yüzde
2,1, çete oluşturma ve katılma yüzde 1, ölümlü olay yüzde 0,4
oranında görüldü. Yapılan istatistiklere göre okullarda sigara içme
yaşı 9, Alkol kullanma yaşı 10, uyuşturucu kullanma yaşı ise 11’e
inmiş bulunuyor.
Basına ve istatistiklere yansımayan olaylar ise bu rakamların en az
on katı. Gerçekleşen birçok olay gerek cezai müeyyidelerden
korkulduğu veya “adımız çıkmasın, el âlem ne der” denildiği için
üstü kapatılıyor.