Öğretmenin yüzde 70i yoksul
Abone olEğitim Çalışanlarının Yüzde 30'u açlık, yüzde 70'i yoksulluk sınırında maaş alıyor. İşte rapordan ayrıntılar..
Bağımsız Eğitimciler Sendikası AR-GE Kurulu tarafından yapılan
“Eğitim Çalışanlarının alım gücü” araştırmasında, “Son bir yılda
eğitim çalışanlarının ortalama ücretlerinin yüzde 11 arttığı, buna
karşın kira, yakacak, beslenme gibi zorunlu ve vazgeçilmez
giderlerle ilgili artışların ise yüzde 25’lere çıktığı”
savunuldu.
“Türkiye İstatistik Kurumu TÜFE madde fiyatları” dikkate
alındığında son bir yılda memur maaşlarına 2007 Ocak ayında yapılan
yüzde 3 – 4 dolaylarındaki artışının pek çok temel gider için ilk
üç aydaki enflasyon karşısında eridiğinin tespit edildiği
araştırmada maaşlara yapılan zam oranıyla bir tüp parasının bile
karşılanamadığını belirten sendika Genel Başkanı Gürkan AVCI,
“Çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenimizin 4 kişilik ailesi
olduğu baz alınırsa zorunlu ve vazgeçilmez ihtiyaçları olan kira,
yakacak, giyecek, yiyecek, eğitim, sağlık, ulaşım ve haberleşme
gibi ihtiyaçlarını en vasat nitelikte karşılayabilmesi için en az
2.400 YTL aylık gelire sahip olması gerekir” dedi.
Bir öğretmenin 12 kilogramlık mutfak tüpü için 5 sene önce 3 Saat
58 dakika çalışırken bu gün 15 Saat 5 dakika çalışması gerektiği, 1
kilogram Dana Eti için 4 Saat 9 dakika çalışırken bu gün 7 Saat 5
dakika çalışması gerektiği, 5 yıl önce 1 kilogram beyaz peynir için
2 Saat 28 dakika çalışan öğretmenin bu gün 3 Saat 52 dakika
çalıştığı, takım elbise için 71 Saat 41 dakika çalışan öğretmenin
bu gün 100 Saat 26 dakika çalışması gerektiği, 5 sene önce ayakkabı
için 23 Saat 54 dakika çalışırken bu gün 29 Saat 50 dakika
çalıştığı ve ev kirası için 5 sene önce 95 Saat 35 dakika
çalışırken bu gün 159 Saat 20 dakika çalıştığı ve adeta
öğretmenlerin maaşının kiraya gittiğini söyleyen AVCI, şöyle
kaydetti;
“Bir öğretmen ailesi şu anki ortalamayla 920 YTL maaşla çadırda
yaşasa, battaniyelere sarılarak ısınsa, başkalarının verdiği
giyeceklerle yetinse, çocuklarını okula göndermese, hastalanmasa,
iş yerine yürüyerek gidip-gelse, haberleşme ihtiyaçlarını tamamen
kısıtlasa aldığı ücret karnını doyurmaya yetmemektedir. Ülkemizin
geleceğini emanet ettiğimiz öğretmenlerimize verilen ücret, sefalet
ücreti bile değildir” diyen AVCI, Enflasyon rakamlarının eğitim
çalışanlarının günlük geçimde karşılaştığı gerçek enflasyon oranını
yansıtmadığını öne sürerek, “Eğitimcilerin maaşları gıda
endeksinden ve kira artışlarından kaynaklı reel kayıpları dikkate
alınarak tekrar belirlenmelidir” diye konuştu.
Sendika AR-GE kurulunca yapılan araştırma sonuçlarını
değerlendirirken şu tespitlere de yer veren Bağımsız Eğitimciler
Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı Hükümetin "Zenginden alıp
fakire veren Robin Hood'un aksine, zenginlere dokunmayıp fakirden
alarak daha fakire verdiğini, bedava kömür, şeker, pirinç gibi
ihtiyaç maddeleri dağıtarak gecekondu semtlerine seçim yatırımı
yaptığını ve hükümetin bu haliyle Robin Hood’un naylon versiyonu
olduğu" suçlamasında bulundu.
Eğitim çalışanlarının enflasyondan doğan telafi zammını alması için
yasa çıkartılması gerektiğini belirterek, memurların, kayıplarının
telafisi için Başbakan'dan zam müjdesi beklediklerini bildirerek,
“Eğitim çalışanlarının yüzde 30'unun açlık, yüzde 70'inin de
yoksulluk sınırı altında maaş aldığını hatırlatarak, Eğitim
çalışanlarının kamu çalışanları arasında en düşük ücreti
aldıklarını, eğitim çalışanlarının gittikçe artan bir umutsuzluk
içinde ve mesleğine küsmüş durumda olduklarını kaydeden AVCI, şöyle
devam etti;
“59’uncu Hükümetin tek yanlı ücret dayatması yüzünden öğretmenler
fakirliğin ve yoksulluğun girdabında can çekişmektedir. Devraldığı
ekonomik ve sosyal fotoğrafı, 4 yılı aşkın süredir uyguladığı
“Sakar politikalarla” öğretmenleri tanınmaz hale getiren 59’uncu
Hükümet, 5 yıl boyunca kamu çalışanlarını yalnızca fakirliğe ve
sefalete mahkum etmekle kalmamış, yaşama küstürmüştür. 59’uncu
Hükümetin öğretmenlerin sofrasında yarattığı tahribatın boyutu
doğal bir musibet olan “tusunami” boyutundan daha beter
olmuştur.”
Bu nedenlerle, en düşük öğretmen maaşının 845 YTL'den 1250 YTL'ye,
ek ders ücretinin de 5 YTL'den, 10 YTL'ye çıkarılmasını
istediklerini ifade eden AVCI, "Eğitim döneminin başında yalnızca
öğretmenlere verilen 'hazırlık ödeneği' yılda 2 kez olmak üzere tüm
eğitim çalışanlarına verilmeli ve hükümetin izleyeceği sosyal ve
ekonomik politikalarla eğitim çalışanlarına insan onuruna yakışır
bir ücret vermesi gerekir" dedi