Öfke kurbanı kadınlara şefkat eli
Abone olEvdeki babanın dövdüğü kadınlara Küçükçekmece belediyesi sahip çıkıyor. Burada mağdur kadın sığıntı değil, konuk...
İnsanoğlu modernleştikçe, kendinden mi uzaklaşıyor yoksa
varlığının özündeki sevgi-nefret ikileminden karanlık tarafa doğru
mu yapıyor tercihini?
Medeniyetin her türlü “cilalanmış” imkânı elimizin altında ama
vicdanlarımız mıdır bizden uzaklaşan?
Ay’a eriştik, Mars’ın sınırlarını zorluyoruz derken yerkürenin her
coğrafyası kana bulanmış durumda. Savaşlar, toplumsal şiddet, aile
içi şiddet; özetle hayata keskin gözlerle bakıyoruz. Kadına
uygulanan şiddet ise artık bu kategorinin klasikleri arasında.
Eğitim kursları, aile destek hizmetleri, psikolojik
danışmanlık hizmetleri veya benzeri uygulamalar, içimizdeki şiddete
merhem olmuyor. Peki, öfkenin kurbanı olan kadınlar ne durumda?
Kimi susuyor ve şiddet sürüyor, kimi ölüyor ve yaşam bitiyor. Tek
başına bu durumdan kurtulmak zor, ciddi bir yardım eli lazım. Kadın
sığınma evlerinin sayıları ise yetersiz, bazılarının da koşulları
arzulanan seviyede değil.
Ziyaret ettiğimiz Küçükçekmece Kadın Konukevi ise daha isminin
telaffuzu anında bile diğerlerinden ayrılıyor.
“EVDEKİ BABANIN” DÖVDÜĞÜ ANAYA “DEVLET BABA” SAHİP
ÇIKTI
Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı Kadın Konukevi’nin adresi tıpkı
benzerleri gibi barındırdığı kadınların güvenliği için saklı
tutuluyor. Belediye görevlileri bu ev konusunda son derece hassas,
kendilerine sığınan kadınların ki neredeyse tamamının yanında
çocukları da var, güvenlik-barınma-sağlık-eğitim hatta istihdam
ihtiyaçları ile yakından ilgileniyorlar. Güvenlik gerekçesiyle
fazla resim almıyoruz ancak gözlerimizin deklanşörü her kareye
tutkuyla dokunuyor.
Sakin, şirin bir yer. İçinde bulunduğu bahçenin ortasına
konuşlanmış bir Konukevi. Ev dediysek, tam anlamıyla bir ev. İçinin
sıcak dizaynı, personel değil de ev arkadaşı gibi yaklaşan
çalışanlar, ortalıkta koşturan minik çocuklar ve dertleşerek
hikâyelerini paylaşan kadınlar…
Bahçenin bir köşesine kurulmuş kreşte, konuk kadınların çocukları
okul öncesi eğitim görüyor. Okula giden çocuklar ise okullarına
devam ediyor. Gerekli görüldüğü takdirde bu çocuklara etüd imkânı
da sağlanıyor.
Bir psikolog, bir sosyal çalışmacı, bir çocuk bakıcısı, 24 saat
görev yapan 6 güvenlik elemanı Konukevi’nin çalışan kadrosunu
oluşturuyor. Grup terapilerinin düzenlendiği sığınma evinde
öncelikli amaç şiddet mağdurunun sağlıklı psikolojik seviyeye
getirilmesi. Lüzumlu durumlarda ise bireysel terapi yoluna
gidiliyor.
Kadınların günlük yaşamlarından izole olmamaları için gerekli her
türlü teşvikin sağlandığı Konukevi’nde, hanımlar kendi işlerini
kendileri görüyor. Mutfaktan yükselen muhteşem kokuların arasında
çeşit çeşit börekler, tatlılar, ara sıcaklar evin atmosferini
kaplıyor.
Fiziksel, sözel, ekonomik, duygusal ve cinsel istismar mağduru
kadınların her birinin hikâyesi drama dalında seyrediyor. Hangi
yana dönseniz bir insanlık ayıbı ile karşılaşıyorsunuz. Bu
satırların yıllarca çok şey görmüş muhabir yazarı dahi yorum
getiremiyor anlatılanlara. Bir insanın hayatında onulmaz yaralar
bırakanlar, özürleri asla kabul edilmeyecek olanlardır. Bu yaraya
şahit olan bir yabancı ise sadece insanlık adına utanmakla
kalır.
BİR YARDIM ELİ LÜTFEN…
Yatak kapasitesi 33 olan Küçükçekmece Kadın Konukevi’nde haftalık
ortalama müracaat sayısı 10 ile 20 arasında seyrediyor.
Küçükçekmece Belediyesi’nin Beyaz Masa birimine başvuran kadınların
durumu uzmanlarca inceleniyor ve değerlendirmeye alınıyor. Ekonomik
destek, avukat desteği ve iş bulma konusunda yardımlarla onanan
kadınların çocukları da eğitim kapsamında himaye ediliyor.
(0 212) 411 0 777 numaralı telefondan ulaşılabilen
Küçükçekmece Belediyesi Beyaz Masa birimi başvurular konusunda son
derece hassas.
Konukevi’nde kalan hanımlar tedavi sürecinin ardından istihdam
ediliyor ve Küçükçekmece Belediyesi bünyesindeki Yaşam Sevinci
Merkezi aracılığıyla kendilerine ev tutuluyor ve ihtiyaç duydukları
ev eşyaları temin ediliyor.
ÖZETLE…
Barındırdığı imkânlar, yaklaşım, personel ilgi ve eğitimi, verilen
destek ile Küçükçekmece Kadın Konukevi, benzerleri arasında kolayca
sıyrılıyor. Ancak ilk paragrafta dediğimiz gibi “bize ne oldu” diye
sormaktan da kendini alamıyor insan.
Nasıl olsa bu tarz yardım kurumları var diyerek, kadına şiddet
uygulanması vahşi bir paradoks mu yoksa bizi hayvandan ayıran
başlıca özelliğimiz olan düşünce mekanizmasını öfke anında
kaybedebilecek kadar zayıf yaratıklar mıyız?
Mağdurlar adına teşekkürler Küçükçekmece Belediyesi.
Zanlılar adına utanmakta ise haklısın insanlık onuru!