Öcalan'ın çocukluk hayali neydi?
Abone olDiyarbakır Cezaevi’nde 'Şemdin Sakık'tan Mektuplar' ismiyle ikinci kitabını yazan 'Parmaksız Zeki' kod adlı Sakık, yeni açıklamalarda bulundu.
Terör örgütü PKK’nın eski iki numaralı ismi Şemdin Sakık,
Abdullah Öcalan’ın çocukken, general oyunları oynayıp darbe
hayalleri kurduğunu açıkladı. Sakık’ın kaleme aldığı kitapta, 18
Ağustos 2005’te Öcalan’a bir mektup yazarak; “Halkı daha fazla
süründürme. Kürt sorununun çözümünde sana düşen tek bir görev var:
Silahları bırakmak.” dediği bilgisi de yer alıyor. Kendi hikayesini
“15 Mart 1998’de Kuzey Irak’ın Gare Dağı’nda silahımı bırakıp
kimseye haber vermeden kaçtım.” diyerek anlatmaya başlayan Sakık,
ayrılırken, yüz binlerce doların hangi mağarada gömülü olduğunu
bilmesine rağmen uğrayıp almadığını öne sürüyor. Önümüzdeki
günlerde piyasaya çıkacak olan kitapta Sakık, Kuzey Irak’ta Barzani
güçlerine sığındığını ve orada kardeşi Arif’le buluştuğunu
anlatıyor. Erbil’e Barzani ile görüşmeye giderken Türk timlerinin
kendisini yakaladığını söyleyen Sakık, silahını çekemeden başına
kabzayla vurup düşüren ve sonra kendisine iğne yapıp uyuşturan
kişinin Yeşil olduğunu iddia ediyor. Parmaksız Zeki, bu kişinin
resimlerini o sıralarda televizyonda birçok kez gördüğünü de
ekliyor. Sakık’ın yazar Tuncer Günay’la mektuplaşmalarından
oluşturulan kitapta, ABD’nin PKK ile ilişkisi, 33 erin şehit
edilmesi gibi konularda ayrıntılı bilgiler veriliyor. Öcalan’ın
kişiliğine ilişkin ilginç detaylara da değinilen kitapta Öcalan’ın,
çocukluk arkadaşı Hasan Bindal’la sürekli general olma oyunları
oynayıp darbe tasarladığı aktarılıyor. Sakık, şöyle devam ediyor:
“Gençlik döneminde çaldığı ilk kapı Ülkü Ocakları’dır. Oysa
Türkçülük yapması mümkün değildir. Çünkü Türkçeyi konuşmakta bile
zorlanmaktadır. Kısa sürede dışlanır. Orada aradığını bulamayınca
siyasi İslam’ın, Milli Türk Talebe Birliği’nin kapısını çalar. Bu
sefer dinciliğe soyunmuştur. Aradığı köşeyi burada da kapamaz. Kâh
Türkeş, kâh Demirel’i dinlemeye gider, ancak onlara da yaranamaz.
Bu sefer Türk sol gruplarının kapısını çalar, bunlarda da yer
bulamaz. Burada varlık göstermek asgari bir entelektüel düzey ve
sosyo-kültürel gelişim gerektiriyordu. Sol gruplarda en cahil olanı
bile ondan daha bilgili ve kültürlüydü. Dolaştığı kapılardan
kovulduktan sonra Kürtlüğü hatırladı. Ortada kaldığı anda
Kürtçülüğe başladı.” Sakık, Öcalan’ın, etrafındaki birçok kişiyi
çeşitli bahanelerle öldürttüğünü de sözlerine ekliyor. Haber: Ahmet
Dinç Kaynak: www.zaman.com.tr