Öcalan istedi! KCK'dan bomba açıklama
Abone olÖcalan'ın çağrısı üzerine KCK, yol kapatma eylemlerine son verilmesini istedi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, yaptığı çağrıda eylem
yöntemlerinin değiştirilmesini isteyerek, "Yol kesmeler,
asayiş kurmalar, asker ve polis alıkoymalar bu dönemde
yapılmamalıdır" dedi.
KCK, kepenk kapatma eylemlerinin de bu dönemde yararlı olmadığını ifade ederek, "Esnafların ve ekonomik işletmelerin faaliyetleri zorunlu olmadıkça durdurulmamalıdır" çağrısında bulundu.
EYLEM BİÇİMLERİ DEĞİŞMELİ
PKK'ya kayınlığıyla bilinen ANF’de yer alan habere göre; KCK
Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Mayıs ortalarından bu yana devam eden
karakol-kalekol tepkilerinin meşru olduğunu belirterek, Lice ve
Meskan eylemleri başarılı olduğunu ve önemli sonuçlar aldığını
kaydetti. Ancak "Bu süreçte eylem biçimleri değişmeli" diyen KCK,
esas olarak demokratik serhıldanlar geliştirilerek karakol ve baraj
yapımlarına karşı mücadelenin sürdürülmesini istedi. KCK, Hükümet
dahil Türkiye'nin tüm sorumlu güçlerini de bu durumu doğru anlamaya
ve gereken pozitif tutumu göstermeye çağırdı.
AKP “CEHENNEMİN DİBİNE KADAR YOLLARI VAR” DEDİ
KCK'nin açıklaması şöyle:
"Kürt Halk Önderi 2012 yılı sonbaharından 2013 Newroz’una kadar
devlet heyetiyle yaptığı görüşmeler sonucunda 2013 Newroz’unda Kürt
sorununda demokratik siyasal çözüm ve Türkiye'nin
demokratikleşmesini öngören bir demokratikleşme manifestosu
yayınladı. Sadece Türkiye'nin değil, tüm Ortadoğu’nun
demokratikleşmesinin önünü açacak bu çağrı, başta Türkiye olmak
üzere tüm Ortadoğu halkları tarafından heyecanla karşılandı.
Önder Apo Newroz’da yaptığı çağrıyla birlikte esir askerlerin
serbest bırakılması, çatışmasızlık konumuna geçilmesi ve gerilla
güçlerinin Türkiye sınırları dışına çıkarılması çağrısı yaptı. Kürt
Halk Önderi bu çağrısını devlet heyetiyle yaptığı yoğun tartışmalar
ve görüşmeler sonucunda yapmıştı. Gerilla güçlerinin Türkiye
sınırları dışına çıkarılması çıkması adımında olduğu gibi, Kürt
Halk Önderi Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşmesi
için radikal dönüşümler içeren bir çağrı yaptı. Böylece büyük bir
sorumlulukla hareket ettiğini bir daha herkese gösterdi. Adımların
niteliğinden de anlaşılmaktadır ki, her adımın bir karşılığı
olacaktı. Yoksa kırk yıldır Kürt halkının Özgürlük Mücadelesi'ni
ağır bedeller ödeyerek yürüten Kürt Özgürlük Hareketi ve onun
Önderliğinin böyle adımlar atması söz konusu olmazdı. Siyasetten az
çok anlayan ve PKK'nin yürüttüğü mücadeleyi bilen herkes bu
adımlarla birlikte önemli adımlar atılmasını bekledi. Nitekim Kürt
Halk Önderi HDP heyetiyle yaptığı son görüşmede hükümeti “attığımız
her adımın bir karşılığı olmalıydı” diyerek bir daha
uyarmıştır.
AKP hükümeti, Kürt Halk Önderi ve Özgürlük Hareketi'nin attığı bu
büyük adımlara karşılık vermesi gerekirken “cehennemin dibine kadar
yolları var” diyerek bu büyük adımlara ne kadar gayriciddi
yaklaştığını göstermiştir. Kürt Özgürlük Hareketi bu durum
karşısında gerilla güçlerinin geri çekilmesini durdurarak Kürt
sorununun ne kadar ciddi bir sorun olduğunu hatırlatmıştır. Kürt
sorununun çözümünde köklü adımlar atılmadığı takdirde Kürt halkının
özgürlüğü için sonuna kadar mücadele edeceğini bir kere daha ortaya
koymuştur. Hareketimiz bir buçuk yıldır süren çatışmasızlık
sürecinde AKP hükümetinin gecikmeden adımlar atması gerektiği
konusunda uyarılar içeren iki önemli deklarasyon yayınlayarak
sorumluluğunu yerine getirmiştir.
“BİR ŞANS TANIYORUZ”
AKP bu bir buçuk yıllık süre içerisinde hiçbir adım atmadığı gibi,
ortaya çıkan demokratik çözüm zeminini çürüten bir politika
izlemiştir. Bu politika yanında hemen her yerde karakol ve baraj
yapımına hız vermiştir. Kürt Halk Önderi’nin ve Özgürlük
Hareketi'nin attığı büyük adımlara hiçbir karşılık vermeyen, hatta
karakol ve baraj yapımına hız vererek savaşa hazırlık yapan bir
tasfiye politikası izleyen AKP hükümetine karşı Kürt halkı Lice ve
Meskan’da olduğu gibi haklı ve meşru bir direniş içine girmiştir.
Bu direniş demokrasi güçleri tarafından desteklenerek ve tüm
Kürdistan'a yayılarak büyük bir demokratik çözüm hareketine
dönüşmüştür. Kürt halkının güçlü bir demokratik devrim ve
demokratik kurtuluş gücü olduğunu dost düşman herkese bir daha
göstermiştir. Bu direniş, Kürt halkının özgürlük ve demokratik
yaşamı açısından kararlı bir duruşu ortaya koyduğu gibi, Kürt Halk
Önderi’nin yürüttüğü demokratik siyasal yollardan Kürt sorununu
çözme ve Türkiye’yi demokratikleştirme çabasına da önemli bir güç
katmıştır.
Kürt halkının tüm mücadelesi ve gösterdiği direnişler Kürt
sorununun çözümüne ve Türkiye'nin demokratikleşmesine yöneliktir.
Ancak Kürt halkının mücadelesinin yükseldiği, devletin ve hükümetin
sıkıştığı ve Kürt sorununun çözümü için önemli bir zeminin
oluştuğu, bu yönlü verilerin arttığı her dönemde çeşitli iç ve dış
güçler provokasyonlar geliştirmişlerdir. Kürt sorununun çözümü ve
Türkiye'nin demokratikleşmesinin kendi çıkarlarına zarar vereceği
ve bölge politikalarını darbeleyeceğinden her seferinde sorunun
çözümsüz kalması için çaba göstermişlerdir. Nitekim bir çocuğun
Türk bayrağını direkten indirmesi de bir provokasyon malzemesi
olarak kullanılmıştır. AKP çözümsüzlük politikası ve Lice’deki
katliamın üstünü örtmek için, başka güçler de Kürt sorununun
çözümsüzlüğü için kullanmak amacıyla bu bayrak provokasyonuna
sarılmışlardır. Bayrak indirilmesine hem hükümet hem de diğer
siyasi güçler şovenizmi ve Kürt düşmanlığını yükselterek siyasi
rantı derinleştirme çabası içine girmişlerdir.
Bu ortamda Kürt Halk Önderinin demokratik siyasal çözüm çabalarını
desteklemek ve hükümetin Önder Apo’nun çabalarına olumlu bir
karşılık vermesine bir şans tanımak için halkımızın karakol ve
baraj yapımlarına karşı direnişini yöntem değiştirerek sürdürülmesi
bu süreçte daha olumlu sonuçlar doğuracaktır.
ZAMANSIZ YAPILDIĞINDA ZARAR VERİCİ ROL
OYNARLAR
Kuşkusuz halkımızın karakol ve barajlara karşı direnmesi haklı ve
meşrudur. Bundan sonra da karakol ve barajların yapımına karşı
çıkmak ve Kürt sorununun çözümü için adımlar attırmak
doğrultusundaki demokratik eylemlilikler devam etmelidir. Ancak yol
kesmeler, asayiş kurmalar, asker ve polis alıkoymalar bu dönemde
yapılmamalıdır. Yine mücadelenin çok önemli anlarında, ciddi
olaylar ve katliamlar döneminde başvurulması gereken kepenk kapatma
gibi protesto eylemlerin bu dönemde yapılmasında fayda
bulunmamaktadır. Esnafların ve ekonomik işletmelerin faaliyetleri
zorunlu olmadıkça durdurulmamalıdır. Çünkü bu tür eylemler ancak
gerektiğinde etkili olur; zamansız yapıldığında ise zarar verici
bir rol oynarlar.
LİCE EYLEMLERİ SONUÇ ALMIŞTIR
Lice ve Meskan eylemleri başarılı olmuş ve önemli oranda sonuç
almıştır. Bu süreçte eylem biçimleri değişmeli, esas olarak
demokratik serhıldanlar geliştirilerek karakol ve baraj yapımlarına
karşı mücadele sürdürülmelidir. Demokratik ve meşru protestolar
kesintisiz biçimde yapılırsa Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'nin
demokratikleşmesi konusunda demokratik halk baskısı sağlanmış olur.
Halkımız ve demokrasi güçleri Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'nin
demokratikleşmesinin ancak mücadeleyle olacağını bilmelidir. Önder
Apo’nun İmralı’daki Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'nin
demokratikleşmesi yönündeki çabalarına tüm demokrasi güçleri
sahiplenmeli ve demokratik mücadele Kürt sorunu çözülene ve Türkiye
demokratikleşene kadar sürdürülmelidir.
“APO’NUN ÇABALARINA CEVAP VERİLMELİ”
AKP hükümeti Kürt halkının eylem yöntemlerini değiştirerek
demokratik ve meşru bir çizgide yürütme tutumunu doğru anlamalı,
karakol ve baraj yapımını durdurarak Türkiye'nin demokratikleşmesi
ve Kürt sorununun çözümü konusunda Önder Apo’nun çabalarına hiç
gecikmeden bir cevap vermelidir. Önder Apo’nun çabalarına çok kısa
bir süre içinde somut ve açık bir cevap gelmediği takdirde
halkımızın ve Hareketimizin mücadeleyi daha güçlü biçimde
geliştireceği de herkes tarafından bilinmelidir.
Ortadoğu'da siyasal gelişmelerin çok hızlı gelişim gösterdiği bir
süreçte Önder Apo’nun çağrısıyla halkımızın eylem yöntemlerini
değiştirmesini Hükümet dahil Türkiye'nin tüm sorumlu güçleri doğru
anlamalı ve gereken pozitif tutumu göstermelidirler. Kürt sorununun
çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşmesi konusunda gösterdiği
pozitif tutum anlaşılmalı ve gereği yapılmalıdır."