Öcalan işbaşında olduğunu gösterdi!
Abone olHDP Hakkari milletvekili Adil Zozani, İmralı heyetinin yaptığı son görüşmede Öcalan'ın açıklamasında dikkat çeken "darbe dinamiği" konusunda internethaber.com'a açıklama yaptı.
NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
PKK lideri Abdullah Öcalan'la, tutuklu
bulunduğu İmralı Adası'nda cumartesi bir görüşme gerçekleştiren HDP
heyeti, bu görüşmenin içeriğine ilişkin bir açıklama
yayınladı.
Görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada,
“Tarafların belirtilen hususlarda süreci doğru, ciddi ve
kararlı yürütmesi halinde, en fazla 4-5 ay içinde tüm Ortadoğu'nun
geleceğini belirleyecek büyük demokratik çözümün sağlanabileceğini
vurgulayan Öcalan, bu ciddiyet ve kararlılığın gösterilmemesi
durumunda, bölgesel kaosun derinleşeceği ve darbe mekaniğinin sonuç
alabileceği uyarısını yapmıştır. " denildi.
Öcalan'ın darbe mekaniği sözleriyle ne
anlatmak isteiğini açıklayan Adil Zozani, internethaber'e şu
açıklamaları yaptı:
ÖCALAN İŞBAŞINDA OLDUĞUNU GÖSTERDİ
Sayın Öcalan'ın son görüşmede bir kez daha altını çizdiği darbe
mekaniği, esasında Sayın Öcalanın bu görüşünü ifade ettiği saatler
itibariyle Türkiye'de işbaşında olduğunu bize gösterdi.
Hatırlanacak olursa eğer heyetimiz İmralı'ya gittiği gün
Türkiye'nin Kobani sınırında Türkiye topraklarını kullanarak da YPG
güçlerine IŞİD tarafından bir saldırı gerçekleşti, bu saldırı
görüntüleriyle birlikte tespit edildi. Türkiye toprakları
içerisinde IŞİD militanlarının hem bir araçla intihar saldırısı hem
de militanlarının DMO'ne ait siloların arasından YPG'ye
saldırılarını kameralar kaydetti. Mürşitpınar provokasyonunda
hükümet töhmet altında kalmak istemiyorsa Kobani sınır boyunda bir
mıntıka temizliği yapmalıdır.
KOBANİ SÜRECİN
SİGORTASI
Bu resim esasında Sayın Öcalan'ın önümüze koyduğu darbe makniği
gerçekliğinin bir göstergesidir. Şunu çok iyi biliyoruz, birçok
deneyim var, Kürt sorununun dmokratik çözümüne dönük kritik
görüşmelerin yapıldığı tüm dönemlerde anlık bu tarz eylemler,
provokatif girişimlerle karşı karşıya kaldık. Daha önce de, bu
sürecin başladığı gün, heyet İmralı'da görüşme halindeyken
Diyarbakır Lice'de 10 PKK gerillası katledildi. Yine daha sonraki
süreçte Paris katliamı buna bir örnek olarak gösterilebilir.
Hepsi bize şunu gösteriyor; ne zamanki Kürt siyaseti devlet
mekanizmasıyla çözüme dair kritik görüşme yapılıyorsa bu tarz
provokatif girişimlerle karşı karşıya kaldık.
Rojova Kürdistanı ve özellikle de Kobani son gelişmelerle birlikte
Türkiye'de devam etmekte olan demokratik barış süreci açısından
sigorta niteliğine dönüştü. Dolayısıyla bu süreci bozacak nokta
neresiyse bu provokatif dinamikler sürekli oranın üzerinde
yoğunlaşıyor ve orada eylemler gerçekleştiriyor.
Kobani'nin düşmesi Rojova Kürdistan'ında Kürt halkının
kazanımlarının geriletilmesi demek Türkiye'de de kaos demek. Bunu
bilen bu provokatif unsurlar, bu darbe dinamiği üzerinden sürekli
günlük hesaplar yapan unsurlar sürekli hassasiyetleri kaşıyan
girişimlerin içinde oluyorlar ve her defasında böyle bir eylemi
karşımıza çıkarıyorlar.
Kobani sürecin sigortası pozisyonuna geldi. Hükümetin Suriye'de
yaşayan Kürtlere yönelik politikası Suriye'de yaşan Kürtlerin
poziyonunu da süreç açısından hassas bir noktaya taşıdı. Bu
devletin izlediği politikanın doğurduğu bir sonuçtur. Biz illa ki
birbirine ilentilelerek değerlendiren taraf olmadık ama gelişmeler
ve hükümetin tutumu bize böyle bir tablo sundu.. Bu tablo üzerinden
biz de, Sayın Öcalan da değerlendirme yaparken bu gerçekliği görmek
durumundayız.
DEVLET İÇERİSİNE ÇÖREKLENMİŞ
GÜÇLER
Bütün deneyimler bize Kobani'nin düşmeyeceğini gösterdi. Gelişmeler
bize bir başka resim daha sunuyor. Bu sürecin mevcut mecrada
yürümesi bizim işimize yaramıyor diyen güçler var ve dolayısıyla
bozmak için elinden gelen herşeyi yapıyor. Bu güçler devlet
içeriisnde çöreklenmiş güçlerdir. Hükümetin bunlara karşı tedbirli
olması gerektiğini düşünüyoruz. Biz sahadaki uygulamaları ve
hükümetin söylemlerinin birçok defa birbiryle çatıştığını hükümetin
önüne koyduk. Özellikle Suriye'de yaşayan Kürtler üzerinde biz bunu
çok defa ifade ettik.
TEHDİT OLARAK ALGILANMAMASI
GEREKİR
Öcalan'ın bu sözünü hükümetin tehdit olarak algılamaması gerekir.
Çünkü, Sayın Öcalan'ın bu süreçle ilgili olarak öngörülerinin
tamamı gerçek çıktı. Hükümet de artık bu kadar gerçekleşen
öngörülere bakarak Sayın Öcalan'ın son olarak ifade ettiği darbe
mekaniği tespitini doğru okuması gerekiyor. Kürt siyaseti defalarca
Türkiye'de halkın iradesine rağmen bir iradi şekillendirmeden taraf
olmayacağını ifade etti. Dolayısıyla bu konuda Kürt siyasetinin
artık bir niyet okumasına ihtiyacı yok.
Sayın Öcalan, "biz çözüme odaklanmışız, birileri de
çözümsüzlüğe odaklanmış, bu süreçte kim elini çabuk tutarsa o
kazanacak " diyor. Biz elimizi daha çabuk tutup bu süreci
kazanmak istiyoruz. Öcalan bunu, devlet içerisinde çöreklenmiş,
uluslararası bağlantıları da olan, uluslararası üçlü lobiyle
paralel çalışan darbe mekaniğinin bu süreçte boş durmadığını ifade
ediyor.
ARTIK PRATİK YANSIMALAR
ÖNEMLİDİR
Geride bıraktığımız iki yıllık süre içeriisnde konuşulacak ne varsa
konuşuldu. Şimdi, bütün bu konuşulanların artık pratik yansımaları
önemlidir. Esasında hükümet ne yapılması gerektiğini çok iyi
biliyor. İfade edilen süre içerisinde (4-5 ay) şu sağlanmalıdır;
Sayın Öcalan çok ileri düzeyde bir hazırlıktan söz ediyor ve "4-5
ay içerisinde biz nihai sonuca hazırız" diyor, bunu da ilk defa
söylemiyor. Sayın Öcalan 2011 haziran ayında "Devlet ciddi olsun,
bir hafta içerisinde çok şey değişir" demişti, bugün de aynı
istikrarla aynı şeyi söylüyor, "Devlet adım atsın nihai sonuca
hazırız" diyor.
Kürt siyaseti bu srecin başından itibaren iki kavramsal tespitin
arkasında bir duruş sergiledi. Bu kavramsallıktan bir tanesi; "biz
tedbiri elden bırakmayacağız." ikincisi, "muhatabımızın
samimiyetini sorgulamayacağız, biz ilkesel bir duruş ortaya
koyacağız" dedi. Kürt siyaeti bu iki kavramsallığın arkasında bu
süreci sürdürdü. Devletin bu konuda ne yapacağı sorgulama
konusudur.