Obama'dan Erdoğan'a soğuk duş!
Abone olBaşbakan Erdoğan'ın ABD ziyaretinde beklediği karşılığı alamadığı konuşuluyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretini
değerlendiren uzmanlar, Türkiye'nin gösterilen ihtimamdan memnun
olduğunu ancak Suriye konusunda istediği mesajları alamadığını
vurguluyor.
Erdoğan da üç günlük Washington ziyaretinde İsrail
konusunda Başkan Obama'nın istediği yumuşamayı
göstermedi.
İşte BBC Türkçe'nin haberine göre Suriye'den enerjiye, ana
hatlarıyla Erdoğan ve heyetinin maraton görüşmelerde elde
ettikleri:
ZİYARETİN ANLAMI
Ziyarette Türkiye delegasyonuna gösterilen ihtimam, Türkiye’nin
beklentilerini tatmin etti. Genel anlamda ise,
SetaDC Vakfında ziyaretçi akademisyen olarak görev
yapan Kılıç Kanat’ın söylediği gibi ‘ilişkilerin geldiği
noktayı göstermesi bakımından önemliydi'.
Ayrıca ziyareti değerlendiren bazı Türk diplomatik kaynaklar,
ABD’nin en üst düzey yetkilileri ile 13-15 saatlik
görüşme maratonlarını hatırlatarak, ziyaretin Türkiye’nin
endişelerini bütün detayları ile Amerikan
muhataplarına aktarma yönünde başarı sağladığını kaydettiler.
SURİYE
Erdoğan, geziye başlamadan önce ‘ABD önderliğinde uçuşa
yasak bölgeyi destekleriz’ ve ‘Cenevre bir oyalama
taktiğidir’ başlıklı çıkışları ile isteyerek veya
istemeyerek görüşme ile ilgili beklentileri yükseltme yolunu
seçti.
Erdoğan Washington’da uçuşa yasak bölgeyi BMGK
kararına bağlarken, Cenevre 2’yi çözüm yolu olarak
gördüğünü açıkladı.
‘Esad’sız Suriye’ hedefi taraflarca tekrar edildi.
Ankara’daki TOBB üniversitesinde Uluslararası İlişkiler Bölümü
Başkan Yardımcısı olan Şaban Kardaş’a göre, iki lider Esad’ın
gidişini önümüzdeki ay toplanması beklenen ikinci Cenevre Konferans
sürecine bağlayarak, ’’bunun uzun sürecek, hemen sonuç
alınamayacak, daha çok Suriye içinden bir değişimle meydana çıkacak
bir süreç olduğunu vurguladı. Dış müdahaleyi ikinci plana
itti.’’
Amerikan tarafının Suriye içindeki aşırı unsurlara karşı
Türkiye’nin yumuşak tutumundan rahatsız olduğu açık bir sır. LeHigh
Üniversitesi profesörü Henri Barkey’e göre ise görüşmelerde
’’El Nusra çok tartışıldı ve onlarsız bir yol aranmak için
anlaşılmış olabilir.’’
BBC Türkçe’nin ulaştığı bazı diplomatik kaynaklar Türk delegasyonun
ABD Dışişleri Bakanlığında geçirdiği süre kadar Amerikan Savunma
Bakanlığı'nda yaptığı görüşmelere de dikkat çektiler.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve
MİT müsteşarı Hakan Fidan, Pentagon’u ziyaretlerinde bir saat
süresince ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel ve diğer bazı üst düzey
komuta kademeleriyle Suriye’de ihtiyaç duyulabilecek askeri
alternatifleri konuştu. Erdoğan, Esad'ın artık gelişmelerde
kontrolü olmadığını vurgulayarak sorumluluğu Rusya’ya yükledi.
Erdoğan ve Obama’nın Rusya’ya Cenevre sürecinde bu açıdan baskısını
artıracağı beklenmeli.
Sonuçta Türkiye, Suriye konusunda duymak istediklerini Amerikalı
muhatabından işitemedi. Türkiye, ABD’yle birlikte demokrasi ve
özgürlük temellerinden yola çıkan Suriyeli muhalifleri Suriye’nin
geleceği haline getirmek için ortaklık teklif etti. Bu
gerçekleşmediği takdirde, Katar ve diğer bazı ülkelerin Suriye
içindeki aşırı unsurları güçlendirmeye devam edeceğini, diğer
taraftan da İran ve Hizbullah’ın etkinliğine karşı El Kaide’nin
rekabetinin yaşanacağı bir Suriye kabus senaryosu sunuldu.
İSRAİL-FİLİSTİN
Washington görüşmelerinin Türkiye ile İsrail arasında başlayan
normalleşme sürecine herhangi bir olumlu ivme kazandırdığı
söylenemez. Beyaz Saray’da kendisine sorulan normalleşme sorusuna
cevap vermemeyi yeğleyen Erdoğan, bir gün sonra Washington’daki
Seta Vakfı’nın organize ettiği konuşma sırasında ise İsrail’in
‘işgal, baskı ve korku taktiklerini'’
Filistinlilere karşı kullandığını ileri sürerek sertçe eleştirdi,
normalleşmenin henüz başında olduklarını ifade etti.
Diğer taraftan Erdoğan’ın Gazze’de Hamas’ı ziyaret etme planlarına
El Fetih yönetimindeki Ramallah’ın eklenmesi Obama’yı mutlu
ederken, Obama yönetimi de daha önce muhalif olduğunu ifade ettiği
bu ziyarete karşı sessizliği tercih ederek Erdoğan’ın yolundan
çekilmiş oldu.
Kudüs’teki Shalem Üniversitesinde İsrail uzmanı olan Gabriel
Mitchell’e göre Erdoğan’ın PKK lideri Öcalan ile başlattığı barış
süreci, İsrail’in Hamas ile olan ilişki dinamiklerine de
yansıyarak, İsrail’i de Hamas ile müzakere masasına çekebilir. Bu
açılardan bakıldığında İsrail ilişkilerinde Erdoğan, Obama’nın
dilediği bir yumuşama göstermedi.
TİCARET-SERBEST TİCARET ANLAŞMASI
(STA)
Geziyi izleyen birçok gözlemci, Türkiye ile ABD arasında
ticareti artırma yollarına bakma amaçlı, uzun vadede bir STA
anlaşmasına zemin hazırlaması ümit edilen 'Yüksek Çalışma Komitesi'
kurulmasına değer atfettiler. Atılan adımın abartılmaması
gerektiğini düşünen bazı Türkiye diplomatları ile büyük bir zafer
olarak sunmak isteyen Ekonomi Bakanlığı bürokratları arasında fikir
ayrılığı yaşandığı görüşülen güvenilir kaynaklarca doğrulandı.
Tüsiad Transatlantik Görev Gücü Başkanı ve Türk-ABD ticari
ilişkilerini yakından takip eden İlkem Şahin’e göre bu atılan adım
"Türk tarafı için çok olumlu. Ticaretimizin önemini
biliyorlar ve onun için kendilerinden de çok olumlu bir hava aldık.
Umudumuz başlayacak olan transatlantik görüşmelerin önemli bir
parçası olmak." Yine Tüsiad’ın Washington temsilcisi olan
Barış Ornarlı ise adımın önemli olduğunu belirtti ama Türkiye’nin,
"Esasen ABD ile AB arasında müzakere edilecek olan
Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nın (TTYO) dışında
bırakılmaması için yoğun çaba sarf etmesi gerekiyor"
dedi.
ENERJİ
Gezinin Irak ve Kıbrıs’la olan enerji problemleri ile ilgili
konularda iki taraf da kendi argümanlarına bağlı kaldı. Türkiye
Irak’ın kuzeyi veya güneyi ile iş yapmak arasında fark görmediğini
tekrar etti. Türkiye’nin Kıbrıs açıklarında bulunduğu söylenen
enerji kaynakları ile ilgili olarak da tutumunun değişmediği,
Enerji Bakanı Yıldız’ın Washington'da yaptığı basın toplantısından
öğrenildi.
Buna göre, Türkiye K. Irak ile yatırım ve ticaret ilişkilerini
yavaşlatmayacak. Kıbrıs’ın enerji kaynakları da ancak adanın kaderi
ile ilgili yapılacak müzakereler neticesinde kullanıma
açılabilir.