O sözleri Erdoğan'a aynen iade etti
Abone olSabahat Tuncel'in başkomisere attığı tokatı 'densiz' diyerek eleştiren Başbakan Erdoğan'a, Demirtaş'tan yanıt gecikmedi.
BDP İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel'in, Şırnak'ta
başkomisere attığı tokat, Bengi Yıldız'ın ise elinde taşla yol
kesmesi tartışmaların odağı oldu.
İktidar ve muhalefet tarafından eleştirilen Tuncel'e, Başbakan
Erdoğan 'densiz' derken, MHP Lideri Devlet Bahçeli 'çapulcu'
dedi.
Yıldız ve Tuncel'e yönelik eleştirilere BDP kanadından yanıt
gecikmedi. Tuncel'e 'densiz' diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a
sert sözlerle yüklenen Selahattin Demirtaş, "Densizlikse,
sizin elinizde özel güvenlik gücü haline getirdiğiniz polisiniz
aracılığıyla, bize yaptığınız densizliğin daniskasıdır"
dedi.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yardımcısı Gültan Kışanak
ile partisinin Diyarbakır İl Başkanlığı'nda yaptığı basın
toplantısında, son günlerde bölgedeki gelişmeler ve İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in Şırnak'ın Silopi İlçesi'nde
başkomiseri tokat atmasını değerlendirdi. Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın nevruz öncesi ve sonrası yaptığı açıklamalarda hükümetin
verdikleri mesajı duymadığının anlaşıldığını söyleyen Demirtaş,
hükümetin hâlâ körler ve sağırları oynadığını ileri sürdü.
Demirtaş, şöyle dedi:
POLİS AKP'NİN EMRİNDE
"Diyarbakır, Batman, Viranşehir, Hakkari, Yüksekova, Silopi'de, Cizre'de birçok yerde son derece hukuksuz, hiçbir müdahale gerekçesi olmamasına rağmen. Çok ilginçtir altını çizerek
TUNCEL'DEN TOKAT SAVUNMASI |
Nevruz kutlamaları sırasında polise attığı tokatla gündeme oturan BDP Milletvekili Sabahat Tuncel, kendini savundu. Detaylı bilgi için TIKLAYIN!.. |
ifade ediyorum; Yasal açıdan hiçbir müdahale koşulu oluşmamsına
rağmen polisin aşırı güç kullanımı, çok sert müdahaleler
gerçekleştirmesi hükümetin herhalde mesajlarımıza, taleplerimize
verdiği bir yanıt oldu. Biz şundan artık eminiz ki doğrudan
hükümetten emir alarak yerel inisiyatifle değil, merkezi bir
inisiyatifle hükümetten emir alarak bu müdahaleler gerçekleşiyor.
Polis AKP'nin emrinde, hükümetin değil. AKP'nin emrinde
çalışır posizyona düşmüş durumda müdahaleler çok sert, çok
orantısız, kadın, çocuk özellikle hedeflenerek saatlerce gaz
bombalarıyla, coplarla, kalaslarla insanlar meydanlarda
işkencelerden geçiriliyor. Maalesef coşkulu nevruz kutlamaları ve
bu müdahaleler Türkiye medyasında yer almıyor. Dünyanın başka bir
yerinde bunlar yaşansa belki de günlerce medyanın işleyeceği
konular medyada yer almıyor. 4 gün içerisinde 3 milyondan fazla
insan alanlarda nevruzu kutluyor. Ama bunlar Türkiye'de malasef
haber değeri taşımıyor. Ya da birçok yerde küçük çocuklardan
kadınlara kadar, kadınlar saçlarından yerlerden sürüklenerek kalas
ve coplarla işkencelerden geçiriliyor. Bunlar
yayınlanmıyor"
KEŞKE YAŞANMASAYDI
Demirtaş, nevruz kutlamalarında "Keşke olmasaydı", "Keşke yaşanmasıydı" dedikleri olaylar olduğunu söyledi. Demirtaş, "Milletvekili arkadaşlarımızın özellikle içinde bulundukları durum sayın Tuncel ve sayın Bengi Yıldız'ın içinde bulundukları durum bizler açısında da, 'Keşke yaşanmaydı' dediğimiz durumlardı" dedikten sonra şöyle konuştu;
"Ama öncesine yönelik özellikle milletvekillerimizin kontrollerini kaybetmesine neden olan önceki olaylar yansımayınca, Türkiye kamuoyu tarafından görülmeyince bilinmeyince mesele de anlaşılmıyor. Sayın Başbakan bu durumla ilgili en hafif tabir olarak 'densizliği' kullanıyor. Orada bir milletin vekili var. O milletin vekili, milletin temsilcidir. Milletin temsilcisine polis gaz sıkacak, basınçlı su sıkacak, küfür edecek, hakaret edecek buna karşı tek bir soruşturma açma ihtiyacı duymayacak, tek bir cümle sarf etmeyeceksiniz. Ama milletin temsilcisi, devlet temsilcisine fiili bir durumda bulundu diye kıyameti koparıp savcıları göreve çağıracaksınız. Bunun da adı en hafif deyimiyle iki yüzlülüktür. Silopi'de, devletin polisi dediğimiz aslında AKP'nin polisi, milletvekilimizin bacağını kırdığında ki kendisi hala yurt dışında hala tedavi görüyor. Açıklama yapmayan, yapma ihtiyacı duymayan bu nasıl bir densizliktir. Demeyen, diyemeyen bir Başbakan'ın bugün çıkıp nevruzda yaşanan bu kadar şiddet olayını, halkın üzerine bu kadar baskıyı örtbas etmek istercesine BDP'liler şiddet kullanıyor demesi iki yüzlülüktür. Vicdansızlıktır"
POLİS, DEMİRTAŞ'I DA TARTAKLAMIŞ
Demirtaş, Şanlıurfa'da pazartesi günü yapılan nevruz
kutlamasının alana girişinde polisin bir genel başkan, milletvekili
olarak kendisini tartakladığını öne sürdü. Bu görütülerin polisin
elinde olduğunu ve medyaya aktarmasını isteyen Demirtaş, daha önce
birçok milletvekilleriin polis tarafından defalarca saldırıya
uğradığını ileri sürdü. Küfür, hakaretlere maruz kaldıklarını ancak
açıklama ihtiyacı duymadıklarını anlatan Demirtaş, şöyle dedi:
"Densizlikse sizin elinizde özel güvenlik gücü haline
getirdiğiniz polisiniz aracılığıyla bize yaptığınız densizliğin
daniskasıdır. Çıkın bunlara cevap verin kadın, çoluk- çocuk demeden
kalaslarla yerlerde sürükleyip. Coplarla yasal sınırları, müdahale
durumunu aşan yurttaşları düşmanca görüp öldüresiye döven anlayış
densizlik olmuyor da buna karşı arzulamadığımız, 'Keşke olmasaydı'
dediğim durum ortaya çıkınca miletvekillerimize yönelik savcıları
göreve çağıracaksınız. Sayın Sevahir Bayındır'ın bacağını kıran
polis hakında ne yaptın sayın Başbakan? Bir miletin vekili
Silopi'de orada Sabahat hanımın içine düştüğü durumun yaşandığı
şehirde bir miletvekilinin bacağı kırıldı açıklama yaptın mı?
İçişleri Bakanı bir milletvekili senin emrindeki polis tarafından
dövülürken açıklama yaptın mı? Kendi polisinle ilgili soruşturma
yaptın mı bunları açıkla önce? Bugünlere gelirken geçmişte neler
yaşandı o miletvekilerimiz o duruma gelinceye kadar orada neler
yaşandı bunları açıklayın önce"
POLİS DAKİKALARCA GAZ BOMBASI ATTI
Olaylarla ilgili milletvekili arkadaşlarıyla görüştüğünü belirten
Demirtaş, arkadaşlarının polisin dakikalarca gaz bombası attığını
aktardığını anlattı. Diyarbakı'da helikopterden gaz bombası
atıldığını, Batman, Silopi'de gaz bombaları kullanıldığını söyleyen
Demirtaş, "Siz kime ne müdahalesi yapıyorsunuz? Düşman mı, düşman
kuvvetleri mi var? Milletvekilerim oradaki aşırı müdahaleyi
durdurmaya çocukları kadınları ölümden kurtarmaya çalışıyor. Bunlar
niye görülmüyor? Medya niye bunları vermiyor = Sayın Başbakan
bunları niye açıklamıyor? Bunlar bilinmeyince, görülmeyince sanki
ortalık güllük gülistanlık, sanki ortada AKP'nin kaos planı yok,
BDP şiddet kulanmaya çalışıyor. Böyle bir şey yok; zinhar
reddediyoruz. Nevruzda 'En barışçıl şekilde taşkınlık olmadan
geçmesi için çaba sarf edeceğiz' dedik. Bu çabayı sarf ettik. Ama,
her yerde özellikle emir almışçasına aşırı güç kullanıldı. Maalesef
bugün böylesi bir tablonun ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bunların
görülmesi lazım" dedi.
Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın nevruz vesilesiyle de tavrını bir kez daha ortaya koyduğunu, bölgedeki müdahalelerde abartılı gaz kulanıldığını, milyonlarca Kürd'ün meydana çıkıp barış istediğini ifade ederken, "Sayın Başbakan'a şunu ifade ediyorum. Kürt halkından korkmayın. Korkacaksanız yaptığınız, kendi zulümünüzden korkun. Sizi götürecekse, kendi zulmünüz götürecek. Örtmeye çalıştığınız zulümünü götürecek. Bunu bilmenizde fayda var" dedi.
TATLISES VAKASIYLA PARTİMİZİN BİR İLGİSİ YOK
Demirtaş, İstanbul'da uğradığı silahlı saldırıda ağır yaralanan İbrahim Tatlıses soruşturmasında komplo operasyonuyla tutuklanan parti yöneticileri olduğunu söyledi. Demirtaş, "Arkadaşlarımız, Tatlıses saldırısıyla ilişkilendirilmeye çalışılarak en azından medya üzerinden özellikle de AKP'ye yakın medya üzerinden kirli propaganda yürütülerek tutuklandı. Tutuklanan arkadaşlarımızın veya herhangi bir partili yetkilimizin asla Tatlıses vakasıyla hiç bir ilişkisi yoktur. Böyle kirli, alçakla tezgahın içinde asla olmadık, olmayız. Bunun bilinmesini istiyoruz. Fakat bu komplonun adım adım nasıl gerçekleştiğini de her halde önümüzdeki yargılama süreçinde ortaya çıkaracağız. Bu kirli tezgah bir şekilde partimizle ilişkilendirilmeye çalışılyıyor, ülkücü mafyanın gerçekleştirdiği, arkasında derin güçlerin olduğu bu tezgah partimizle ilişkilendirilmeye çalışılıyor, seçim öncesinde BDP vurulmaya çalışılıyor" dedi.