O rektör konuştu
Abone olSelçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hakkı Gökbel, üniversitede meydana gelen ve medyada geniş yankı uyandıran bir doçentin öldürülmesi ola...
Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hakkı Gökbel, üniversitede
meydana gelen ve medyada geniş yankı uyandıran bir doçentin
öldürülmesi olayıyla ilgili olarak, olayların Selçuk Üniversitesi
kurumsal kimliğinden bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğini
belirtti.
Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hakkı Gökbel, senato
üyeleriyle birlikte kameralar karşısına geçerek bir profesörün
doçenti öldürmesi olayıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Doç. Dr.
Celalattin Özdemir’in öldürülmesi nedeniyle derin ve tarifi mümkün
olmayan bir üzüntü duyduklarını aktaran Rektör Gökbel, “Yaklaşık 74
bin öğrencisi ve 6 bine yakın çalışanı bulunan 40 yıllık kurumsal
geçmişe sahip, Türkiye’nin en büyük eğitim kurumları arasında yer
alan Selçuk Üniversitesi, bugüne kadar gerek bilimsel, gerek
kültürel, gerekse sosyal ve sportif başarılarla adından övgüyle söz
ettirmiştir. Böylesi önemli başarılara imza atan üniversitemiz, bu
elim olay nedeniyle medyada ve kamuoyunda hiç de hak etmediği
şekilde gündeme gelmiştir. Şunu kabul etmek gerekir ki, bu elbette
haber değeri taşıyan önemli bir olaydır. Ancak bu durum bugüne
kadar çok sayıda devlet adamı, girişimci ve her alanda başarılı
bireyler yetiştiren üniversitemiz hakkında yanlış kanaat
uyandırmasını gerektirmemelidir. Şu husus özellikle bilinmeli ki
Selçuk Üniversitesi senato üyeleri olarak bizler görev yaptığımız
üniversitemizle gurur duyuyoruz” dedi.
“DEKAN HANIM KENDİ ÖZGÜR İRADESİYLE İSTİFA KARARI ALMIŞTIR”
Yaşanan olay hakkında idari olarak bilgi sahibi olunduğundan
itibaren disiplin soruşturması başlatıldığını kaydeden Rektör Prof.
Dr. Gökbel, “Bu olayın içerisinde yer alan 3 kişiden birisi zaten
rahmetli oldu, diğeri emeklilik dilekçesini verip emekli olmuştur.
Üçüncüsüyle ilgili olarak da biz şirketle görüştük, işine son
verildi. Bunun dışında yine belirtmek isterim ki, bu işin
içerisinde bulunan, şu an hapiste bulunan eski öğretim üyemizin eşi
mühendislik fakültemizin dekanıydı. Sonrasında bugün de kendisinin
istifasını istediğime dair medyada bazı spekülasyonlar yapıldı. Her
şeyden önce pazartesi gününe kadar zaten raporluydu. Kendisi
kanaatimi sorduğunda hem kendisi açısından, hem de fakültesi
açısından ben kendisine bugünden itibaren görevine devam etmesinin
zor olduğunu düşündüğümü söyledim. Daha sonra hafta sonu da tekrar
benimle görüştüklerinde hem kendisini, hem fakülteyi rahatlatmasını
söyledim. Bugün yapılan görüşmeler sonrasında da dekanın istifasını
rektör istedi şeklinde medyaya yansıdı. O sırada da zaten dekan
hanım o anki haliyle istifa dilekçesini göndermişti. Dekan olarak
atanmasını YÖK’e teklif eden de benim. Ayrıca bazı spekülasyonlar
da yapılıyor ama üniversite kavramı içerisinde atama rektörün
teklifiyle yapılır. Sonrasında da istifa kişinin kendi kararıdır.
Hanımefendinin kendi özgür iradesiyle özgür bir karar almıştır ve
ben de dahil olmak üzere hiç kimse kendisine herhangi bir zorlama
yapmamıştır. Böyle bir şey de hiçbir zaman Selçuk Üniversitesi’nde
söz konusu olmaz” ifadelerini kullandı.
(İHA)