O masa yine kurulmayacak mı?

BDP gündeme Öcalan'ın serbest bırakılmasını sokmaya, kamuoyunu bu fikre alıştırmaya çalışıyor.

Yavuz Oğhan yavuz@internethaber.com

Hemen herkes pozisyonunu belirledi.
PKK elindeki tüm imkanlarla, kış gelmeden verebileceği zararın en fazlasını vermeye, BDP gündeme Öcalan'ın serbest bırakılmasını sokmaya, kamuoyunu bu fikre alıştırmaya çalışıyor.
Devlet Silvan saldırısından sonra belirlediği yeni stratejiye göre "terörle mücadelede taviz yok" tavrını sürdürüyor.
Şimdi gelelim bu tespitlerin dayanaklarına...
Selahattin Demirtaş'ın açıklaması BDP'nin stratejisine ilişkin işaretler veriyor.
Demirtaş "Öcalan, İmralı'da tutulduğu sürece biz bu ülkede çözüm adına ne kadar çaba sarf edersek edelim, bunu gerçekleştirmek zor olacak, imkansız olacaktır" diyor.
Bu sözleri iki maddede açabiliriz.

  1. Kürt sorununa çözüm için muhatap aranıyorsa bu Öcalan'dır.
  2. Öcalan ile görüşmek istiyorsanız İmralı'dan çıkartmalısınız.

Zaten BDP uzunca bir süredir "Öcalan'a ev hapsi" formülü üzerinde duruyordu. MİT –PKK görüşmelerinde de sık sık bu talebin dile getirildiği yayınlanan ses kayıtları ve PKK'dan yapılan açıklamalarla ortaya çıkmıştı.

Şimdi bir adım ileri gidiliyor ve BDP tarafından tabana açık açık eylem çağrısı yapılıyor. Öcalan'ın İmralı'dan çıkarılması için halkın devreye girmesi isteniyor.

Açıklamaya bakılınca bundan sonra sokaklar hareketlenecek denilebilir ama Ankara'nın yeni terörle mücadele stratejisini belirleyenler, PKK ve BDP için halkı sokağa dökmenin eskisi kadar kolay olmadığı görüşünde.
Gerekçe de KCK operasyonları.

Çünkü bu operasyonların bir amacı da BDP'nin ve PKK'nın halkı sokağa dökme gücünü kırmak.

Bu düşüncenin doğru olup olmadığını Demirtaş'ın çağrısının ardından ortaya çıkacak manzara gösterecek ancak uzunca bir süredir sokakların, küçük çatışmalar dışında, etkileyici bir eyleme sahne olmadığına da dikkat çekmek gerekiyor. .
Gelelim Ankara'ya.

Ankara Öcalan ile avukatları arasında görüşmeleri engelleyerek önemli bir hamle yaptı. Öcalan'ı şimdilik de olsa denklem dışına itti.

Dağda terörle mücadele konusunda adeta bir seferberlik ilan etti. Kuzey Irak ve Amerika ile yapılan görüşmeler, görüşmelerde elde edilen sonuçlar PKK'yı her zamankinden daha fazla tedirgin etti.

Yeni sınır birlikleri, profesyonel askerlik ve polis özel harekatla ilgili yeni kararlar da sahada PKK'yı zorladı, Ankara'nın elini güçlendirdi.

Bunlar tamam da, ortada kocaman bir "nereye kadar" sorusu duruyor.
Hazırlanan her planda bir final vardır.

Yani bir yerde silahlar susacak, yeniden konuşarak çözüm aranacak.
Ve o finali düşününce, insan keşke demeden edemiyor.
Keşke 2006'da kurulan o masa ortadan kalkmasaydı.
Keşke konuşarak çözüm için çıkılan yoldaki sessizlik, silah sesleriyle bozulmasaydı
Keşke bu bilek güreşi sırasında onlarca genç yitip gitmeseydi.
Keşke, keşke, keşke...

Keşkeler uzayabilir ama geriye değil ileriye bakmaktan başka çare yok.
İleride, o gün geldiğindeyse, çözümün kapısını, "zor olduğu için cesaret edilemeyen şeylerin, cesaret edilemediği için zor olduğunu" bilenler açacak.
Çünkü yine zor olacak...